Küçüklüğümden beri aynanın karşısına geçer, ablamın önlüğünü giyip, öğretmen olmanın hayalini kurardım. Oldum da...
İşine aşık bir öğretmen olarak yüzlerce çocukla her gün yeni bir maceraya atılarak geçiyor ömrüm. Onlarla birlikte aileleri de giriyor hayatıma. Işıldamaya başlayan her gün ile farklı bir yüze rastlıyorum. Hiçbiri bir diğerine benzemiyor. Her insan, bambaşka bir dünyaya açılan kapının anahtarını tutuyor elinde. Her merhabada o kapı aralanıyor, başka bir diyara yolculuğa başlıyorum. Bazı kapıların ardından korku filmlerini aratmayacak hayatlar, bazılarından ise taze çiçek açmış bir ağacın baharı çıkıyor. Sonuç olarak herkesin bir ortak gayesi meydana geliyor. Tek bir ortak nokta... Mutlu olmak. Peki nedir bu mutluluk? Nasıl bulunur? Kovalarsak yakalar mıyız? Yoksa saklandığı yerde sobelenmeyi mi bekliyor? Gözümüzün önünde duruyor da biz mi körebe oynuyoruz acaba?
Bob Goddard’a göre, mutluluk elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıymış. Lafontaine ise, mutluluk elde ettiğini sevmektir demiş. Mutluluk; özgür bir toprak üstünde, özgür bir halk arasında özgür bir iş görmektir diye nitelendirmiş Wolfgong Van Goethe. İbn-i Sina, hakiki mutluluk, varlığın yaradılış hikmetini kavramak suretiyle yüce Yaradan’a yükselmek, ona inanmak ilahi alemi tefekkür etmektir demiş ve Cemal Süreyya eklemiş, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı diye.
Hepsine gönülden katılıyorum. İnsan kendi mutluluğunu Fizan’da da olsa gidip bulmalı. Bana göre mutluluk; tekerlekli sandalyeye veya kol değneklerine bağlı birinin yürümeye başlaması, susuzluktan ölmek üzere olan bir çiçeğin suya kavuşması, annenin evladını sağ salim kucağına aldığı ilk an, sıkıntıların ardından gelen güzel haber, neye güldüğünden bile haberi olmayan bir bebeğin dudağındaki tebessüm, denizin dalgası, açın doyması, karne hediyesi, yaranın geçmesi, bir çift tatlı sözün işitilmesi ve daha nicesi...
Şimdi eğer bu yazıyı okuduysanız, içinizdeki gücü keşfedin. Mutluluk ne kaçıyor ne de saklanıyor. Gözünüzdeki perdeyi kaldırırsanız elinde anahtarıyla ona merhaba demenizi bekliyor. Gülümsemek için daha fazla bekletmeyin onu. Açın yüreğinizi mutluluk denizine. Rotanızı kaybetseniz bile varacağınız her limanda sizi sevgi karşılıyor olacak.
Ülkece sıkıntılı süreçlerden geçtiğimiz bu günlerde fırtınayı atlatıp bir sebepten kıyıya varmalıyız. İşte şimdi tam zamanı!