Bir kalbiniz vardı onu hatırlayın diyor Cahit Zarifoğlu. Çünkü Vakit hatırlama vaktidir şimdi. İyiliği, güzelliği, muhabbeti ve yürektekileri... Ülkemizin hatta dünyamızın üstünde bir kara bulut gibi geziyor Corona virüsü. Durdurulamıyor. İnsanları evlerin içine hapsetmiş durumda. Her gün haberlerde sanki dünyanın, insanlığın çöküşünü izliyoruz. Bilimkurgu filmlerinde olan distopik dünyalarda olduğu gibi her akşam ölü ve yeni vaka sayısı açıklanıyor. İçimin sıkıldığını söyleyebilirim fakat kendi payıma düşen görevi yapmaya çalışıyorum. Kendimi daha çok dinliyorum ve yüzleşiyorum kendimle. Korkularımın üzerine gidiyorum. Evin içinde beni ne mutlu edecekse onu yapmaya gayret gösteriyorum. Daha önce çalışmaktan fırsat bulamadığım her ne varsa gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bakanlarımızın dediklerini harfiyen uyguluyorum. Söylemeye korksam da daha büyük bir aşkla namaz kılıyorum. Bu süreçte benim gardımı düşüren tek bir şey var o da özlem. Hani "Şurama batan" diyor şair, "Şurama batana özlem demeselerdi; bıçak derdim" işte tam da bu minvalde özlüyorum.
Öpe koklaya seven biriyim ben, oldum olası misafir severim. Bayılırım babamın dizine yatmaya, her gün okulda çocuklarla kucaklaşmaya... Dokunmak bir sevgi gösterisine dönüşür yüreğimde. Kan değil yanımda ise sevdiklerim mutluluk akar damarlarımda. Annem de böyledir. Çok sevmelerin kadınıdır. Didem Madak’ın dediği gibi Bazen sevinince annem gibi, rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına ben de. Bir de salıncakta sallanmayı küçüklüğümden beri severim mesela. Kendimi bir kuş kadar özgür hissederim. Gökyüzüne bakmayanların kalbi çabuk kirlenir sözüne inanırım. Doya doya bakarım gökyüzüne.
Çocukların mutluluk içinde parklarda gülüp oynadığı günlerin geri gelmesi duası dilimde düşünüyorum şimdi. Sevilme ve sevme hakkımı, özgürlüğümü elimden alan, çocukları evlere mahkum eden, herkesin anne ve babası için çok endişeli olduğu bu günlerden sonra yani bu salgın bittiğinde bana ne kalacak geriye diye düşünüyorum. Artık sevdiklerime sarıldığımda bunun ne kadar kıymetli bir eylem olduğunu daha iyi bileceğim. Gökyüzünün, aldığım nefesin kıymetini, salıncakta sallanabilmenin bile ne büyük bir nimet olduğunu bileceğim. Ey kalbim akıl unutur belki ama sen unutma. Çünkü vakit hatırlama vaktidir şimdi. İyiliği, güzelliği, muhabbeti ve yürektekileri...