İki temel konu üzerinde sürekli bir şikâyet hali var, ilki şehrin her bölgesinde Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin fotoğraf ve videolarından oluşan görseller, diğer ise Kent Meydanında (Demokrasi Meydanı) bulunan ATATÜRK köşesi.
Her nerede bir çay içimlik vakit geçirin, hatta hasta ziyaretinde bulunun şehre ait eksiklikler dile getirilmeye başlanır, mevzunun içinde bir şekilde yer alır her iki konuda.
Bazen de eleştiri okları medya dünyasına gelir, bariz olan eksikliklerin yeteri kadar üzerine gidilmediğinden bahisle şikâyetçi olunur.
Özellikle Yüce’ye ait fotoğraf ve videoların bu denli abartılı olmasından nasıl olurda rahatsızlık duyulmaz, gerekli özen gösterilmez gündeme taşınmaz tarzı eleştiriler her daim vardır.
Oysaki meselenin iç yüzü hiçte öyle değildir, birçok kez haberleştirildiği gibi köşe yazılarına da konu edildi Yüce ve reklam panoları. Bir dönem nerede ise her elektrik direğinde Yüce’ye ait fotoğraf reklamları vardı, sanırım bu hususta yapılan eleştiriler dikkate alındıda bugün her elektrik direğinde yok.
Sadece reklam panolarında yerini almış durumda, reklam yıldızı gibi. Asıl olan hizmetin kendi ve sunumu. Bunu yaparken de lütufta bulunur gibi değil, yapılan hizmetin tarifi türünden olmalı yani abartılmamalı. Nihai kimse o hizmetleri babasının bütçesinden yapmıyor ve hizmetleri yapabilmek adına görevlere talip oluyor.
Talip oluyor derken, yaşanılan süreçleri hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz, hangi mücadeleler veriliyor, etik olmayan yöntemlere müracaat edildiği anlarda dahi olabiliyor. Eşitler arasından seçilmiyor daha doğrusu seçilmiyor atanıyor, görevlendiriliyor.
Hal bu iken bu denli reklam niyedir anlamak güç, hele ki kendi görüntüsünden oluşan reklamda neyin nesi. Ortada kayda değer bir yatırımdan söz edilmezken, yaşam konforu üst seviyelere taşınamamışken yapılan ne anlamak sahiden mümkün değil.
Yüce’ye kendi arkadaşları ya da partisinden yetkili isimler bu hususta eleştiri getirmiyorlar mı, yapılanın yanlışlığı anlatılmıyor mu?
Dahası her abartı içinde bir parça sevimsizlik barındırır, bunu nasıl fark etmez.
İstanbul ve Ankara Belediye başkanları bu hususta önemli örnek teşkil ediyorlar, reklam panoları hizmetin görselleri ile dolu isimlere çok az yer verilmiş, başkanların kendi fotoğraflarına yer verilmemiş.
Bir dostum Ankara belediyesine ait bir panonun fotoğrafını atarak şikâyetçi oldu, niçin bizde özen gösterilmiyor ve üzerinize düşeni yapmıyorsunuz diye dertlendi.
Bir kez daha bu konuyu işlemekte fayda var dedik, sözüm ona üzerimize vazife edindik. Üzerine vazife edinmesi gerekenlerin tavrı ne olur göreceğiz.
Diğer mevzu ise, defalarca yazıldı dile getirildi. Kent meydanın yenilenmesinden hemen sonra ilk gündeme Cevdet Güngör (ağabey) getirmişti, ATATÜRK köşesinin yeri doğru değil. Reklam tabelalarının arasında ve meydanın bir köşesine sıkıştırılmış, ucube görüntü.
Sakarya şehrine yakışmayacak bir görüntü, özellikle yapıldı demek istemem ancak özensiz bir durumunun varlığı da ortada. Birçok ilçede ATATÜRK köşesi, çok özel alanlarda olur ve simge niteliğindedir.
Türk Milleti ne Atatürk’ten vazgeçebilir ne de O’nun mücadeleci arkadaşlarıyla kurduğu Cumhuriyet’ten. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve eşi olmayan devlet adamıdır.
Geçmişini bilmeyen, saygı duymayan toplumlar geleceğine yön veremezler.
Kent Meydanı’nda ki ATATÜRK köşesi bu şehre yakışmıyor, son dönemlerde yapılan satış ofisleri ile de daha görünmez kılındı, süratlen bu yanlıştan dönülsün.
Meydanın en görünür alanı olmalıdır ATATÜRK köşesi.
Zeki Toçoğlu’yla başlayan yanlışlık Ekrem Yüce’yle devam ediyor ve bu direnç niçindir anlamsız…
Bu tutum kimseye bir şey kazandırmaz.