Son yıllarda, dünya genelindeki gençlerin evlilikten uzak durduğu, bu konuda farklı kaygı ve çekincelere sahip oldukları gözlemleniyor.
Geleneksel Türk aile yapısına tezat gelişmeler, toplumun çürüme sürecine katkı sağlamakta.
Aile içi rollerin kapitalizme esir edilmesi, evlilik sürecine olumsuz katkı sağlamakta!
Geçmişte evlilik, gençlerin hayatlarında belirgin bir dönüm noktasıyken, günümüzde birçok genç için evlenmek, pek de cazip bir seçenek olmaktan çıkmış durumda.
Peki, gençlerin evlenmek istememelerinin arkasında yatan sebepler nelerdir?
Ekonomik Kaygılar,
Evlilik, ciddi maddi sorumlulukları beraberinde getirir.
Bugün gençler, özellikle yüksek eğitim masrafları, işsizlik ve düşük maaşlar gibi ekonomik zorluklar nedeniyle evlenmenin, daha fazla borçlanma ve geçim sıkıntısı demek olduğunu düşünüyorlar.
Pek çok genç, evliliği sadece duygusal bir bağ değil, aynı zamanda finansal bir yük olarak görüyor. Ekonomik güvencenin eksikliği, evlilik için adım atmayı zorlaştıran en büyük engellerden biridir.
Kariyer ve Kişisel Hedefler,
Gençlerin birçoğu, kariyerlerine odaklanmayı ve kişisel hedeflerine ulaşmayı evlilikten daha elzem görmektedirler.
Özellikle kadınlar, evlenme ve çocuk sahibi olma kararlarını kariyerleri ile dengede tutmak istiyorlar.
Bu da, evliliği erteleme ya da evlenmeme kararı almalarına yol açabiliyor. Kariyer hedeflerinin ön planda olması, evliliği bazen bir “yavaşlatıcı” olarak görmek anlamına geliyor.
Toplumsal Değişimler ve Değer Yargıları,
Evliliğin toplumsal bir zorunluluk olmaktan çıkması, gençler arasında daha bağımsız bir yaşam tarzını benimsemeyi teşvik ediyor.
Ailelerin, toplumun ve hatta dinin evlilik üzerindeki baskısı geçmişe oranla oldukça azalmış durumda.
Gençler, sadece kendi ihtiyaç ve isteklerine odaklanarak, evliliğin kendilerini kısıtlayacak
bir kurum olarak algılayabiliyorlar.
Aynı zamanda, toplumda artan boşanma oranları ve aile içi şiddet gibi olumsuz örnekler, evliliğin sağlam bir kurum olarak algılanmasını zorlaştırıyor.
İlişkilerin Yeniden Tanımlanması,
Modern ilişkilerde “evlilik” kavramı yeniden şekilleniyor. Bugünün gençleri, daha esnek ve rahat ilişkiler kurmaya eğilimliler.
Klasik evlilik anlayışından ziyade, uzun süreli birliktelikler, birlikte yaşamalar veya daha geç evlenme gibi alternatifler öne çıkıyor.
Ayrıca, evlilik öncesi ilişki deneyimleri ve birlikte yaşama, evliliğin her şeyden önce “resmi” bir adım olmasını gereksiz kılabiliyor.
Toplum, gelenekleri adet ve anelelerine uygun olmayan durum karşında, hükümetimizin açıkladığı evliliği teşvik edici tavsiyeler oldukça önemli bir hal almaktadır.
Bu bağlamda aile ve sosyal işlerden sorumlu bakanlığımızın evliliği teşvik edici desteklerini takdirle karşılıyorum.
Kişisel Özgürlük ve Bağımsızlık,
Gençler, özgürlük ve bağımsızlıklarını evliliğe göre daha değerli buluyorlar.
Evlilik, kişisel alanın daralması ve sorumlulukların artması gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor.
Birçok genç, kendi hayatlarını istediği gibi yaşamak, seyahat etmek, farklı deneyimler edinmek gibi özgürlüklerini sınırlamak istemiyor.
Evliliğin, bu özgürlüğü kısıtlayacağını düşünen gençler, bağlılık gerektiren bir kuruma girmemeyi tercih ediyorlar.
Teknolojik Gelişmeler ve Dijital Dünyanın Etkisi,
Teknolojik gelişmeler, gençlerin sosyal bağlarını ve ilişkilerini büyük ölçüde dönüştürmüştür.
İnternet üzerinden yapılan hızlı ve esnek iletişim, yüz yüze ilişkilere göre daha rahat bir sosyal deneyim sunuyor.
Dijital dünyada gençler, daha fazla etkileşimde bulunabiliyor, tanışma ve ilişki kurma biçimleri değişiyor. Bu durum, gençlerin geleneksel evlilik anlayışını sorgulamaları ve daha esnek ilişki biçimlerini tercih etmeleriyle sonuçlanıyor.
Değişen Cinsiyet Rolleri ve Eşitlik,
Toplumda cinsiyet rollerinin değişmesi, evlilik ve aile içindeki sorumlulukları yeniden şekillendiriyor.
Kadınların iş gücüne katılım oranının artması, erkeklerin de ev içindeki sorumlulukları daha fazla üstlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Ancak, bu eşitlikçi yapı bazen evliliği zorlayıcı bir hale getirebiliyor. Gençler, geleneksel evlilik modellerinin modern hayata uygun olmadığını düşünüyorlar ve bunun yerine daha esnek, eşitlikçi ilişki biçimlerini tercih ediyorlar.
Gençlerin evlenmeme ya da evliliği erteleme tercihleri, yalnızca bireysel bir karar olmanın ötesinde, toplumsal ve ekonomik bir yansıma olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik zorluklar, kariyer odaklılık, kişisel bağımsızlık arzusu ve değişen toplumsal değerler, gençlerin evlilikle ilgili düşüncelerini yeniden şekillendiriyor.
Bugün evlenmeyi erteleyen ya da evlenmek istemeyen gençler, farklı yaşam modelleri ve alternatif ilişki biçimleri ile hayatlarını şekillendiriyorlar.
Bu eğilim, toplumsal yapının ve bireysel değerlerin ne denli değiştiğinin bir göstergesi olarak gelecekte daha da önem kazanacak gibi görünüyor.
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’Evlilik Olgusunu Kolaylaştırdığımızda’’