Kendimizi tekrar ve bir birinin aynısı yazılan yazılar. Sorun içeriği aynı, yazan kalemler farklı. Her gün farklı kalemler tarafından sorun yazılıp/çiziliyor. Bilmem kaçıncı yazı oldu, arşivler sorgulanırsa belki de alanında rekor kıracak sayıda konu kalemi alınmıştır.
Biz yazıp/çizmekten bıkmadık, usanmadık, çözüm masasında oturanlarda aynı kararlılıkta sorunları çözmediler.
“Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne koymak” gibi bir sorumluluk var ortada. Elinde kalem var ise ya da söyleyecek söz ve bunu ifşa edecek durumda isen sözü söylemekten sakınmamalı.
Mevzuyu uzattıkça uzattım, meramım belli oysaki. Başta söylenecek olanı sona sakladım. Yenikent bölgesi Alandüzü mahallesinde yapımı yılan hikâyesine dönen bin yataklı devlet hastanesi. Yapımına başlanıldı ve bitim yılı olarak 2023 ilan edildi.
Hızlıca yapım hikâyesine girip/çıkalım. Hatırlayalım ki kıymetine bilelim. 2015 yılı Kent Meydanı, dönemin başbakanı seçim miting, münasebetiyle şehre ziyareti esnasında alanda bulunan hemşerilerimize bin yataklı hastane sözünü vermişti.
Yani sözün verildiği tarih 2015, inşaatın ihale edildiği tarih ise 2021. Geçtiğimiz aylarda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yatırımları incelemek için Sakarya’ya geldi.
Ziyarette Sakarya bin yataklı devlet hastanesinin 2023’te tamamlanacağı bilgisini verdi. Henüz inşaat sahasında, zemin iyileştirme ve temel çalışmaları yürütülmekte. Bugün ki hızla inşaatın ilan edilen ve Bakan’ın müjde diye nitelendirdiği tarih olan 2023 yılında bitirilmesi imkansız gibi görünmekte!!!
Bugün için hangi tarihte bitirileceği ile meşgul değilim. Pek tabi biran evvel bitirilsin ve hizmete sokulsun ki yaşadığımız hasta yatak sorunu ve benzeri sorunlar son bulsun.
Başlanılmış iş nasılsa bitirilecektir diye genel kabul görmüş varsayım üzerinden hareketle, gecikmeli de olsa bitirileceğine inanıyorum.
Benim bugün ki derdim, hastanenin bitirileceği tarih değil bir o kadar önemli olan ulaşım sorununun çözüme kavuşturulması.
Mevcut şartlar gözlendiğinde ve bölgede ikamet edenlere sorulduğunda, günün her saatinde trafik yoğunluğunun olduğu ve var olan yol, ulaşım araçlarının yetersizliği şikâyetlerini dinlersiniz.
Her geçen gün nüfus yoğunluğu bölgeye doğru hareket halinde, özel konut sayılarının artışı, TOKİ marifetiyle yapımı devam eden konutlar ve mevcut yaşayan sayısı düşünüldüğünde ne olduğu ortada.
Bunun üzerine bin yataklı hastanesinin bitirildiği ve hizmete sokulduğu düşünülürse, neler yaşanacağını anlamak mümkün sanırım.
Günün her saatinde binlerce hasta ve yakını, binlerle ifade edilecek hastane çalışan sayısı.
Simülasyon; teorik ya da fiziksel gerçek bir sistemin, bilgisayar ortamında modellendikten sonra bu model ile sistemin işletilmesi amacına yönelik olarak, sistemin davranışını anlayabilmek veya değişik stratejileri değerlendirebilmek için yürütülen deneyler.
Yani günümüzde kullanılan bir yöntem, yapın bir ölçüm bakalım önünüze nasıl bir sonuç çıkacak.
Esasen yeni bir denemeye ihtiyaç yok, mevcut koşulları gözleyin neyin gelecekte sizi beklediğini göreceksinizdir.
Bugünde orta yerde duruyor sorun. Yine hatırlatmakta fayda var, 2021 yılı içerisinde bir ziyaret için Sakarya’da bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na yapımına başlanılan devlet hastanesi ile şehir merkezi arasındaki 21 kilometrelik raylı sistem hattı önerisi sunulmuş ve yapımı istenmişti.
Bakanın cevabı ise, 21 kilometrelik mesafe çok yapamayız olmuştu. Sakarya’ya gelince çok olan mesafeler, başka iller söz konusu olunca çok olmuyor. Hangi iller olduğunu bu kez yazmayacağım, konunun ilgilileri ne söylediğimi anlıyordur.
Hastane devreye girdiğinde yaşanılacak sıkıntıyı bugünden görmek mümkün ki bugün zaten işkence halinde bir ulaşım ortada.
Hastane inşaatı bugün ki çalışma hızı ile ilan edilen tarih 2023 yılında bitirilmesi pek mümkün gibi gözükmüyor. Bu arada raylı sistem projesi ve bitirilmesine emek harcansa, bahse konu Bakanın çok bulduğu mesafenin (21 Km) başka illerde çok daha fazlasının Bakanlıkça yapıldığı ve fazla olmadığı anlatılsa, olmaz mı!!
Simülasyon çalışması bizzat bakana ya da Cumhurbaşkanı’na anlatılsa “yüz üstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya” dizeleri hatırlatılsa, sanırım sorunu çözmüş oluruz.
Bunu siyaset birlikteliği ve harici güçlü lobi ile yapmak mümkün. İktidar, muhalefet ve tüm Sivil Toplum Kuruluş temsilcileri ile bu sorunun üstesinden geliriz.
Değilse bugün işkence olan bölge ulaşımı yarın ne olur, adına ne denir hepimizin malumu…