Yeni yılın ilk günü, yeni umutlar ve beklentiler içinde olmak, geleceğe dair kaygılardan arınmış olmak gibi sıradan planlar var. Daha doğrusu böylesi masum talepler var ve de olmalı.

En azından geçtiğimiz yıldan daha iyi bir yıl olması beklentisini taşımak isteriz.

Bireysel taleplerimizin yanında toplumsal beklentilerimizin bu yönde olması, içinden geçtiğimiz zorluklarla karşılaşmayacağımız bir yıl olması…

Son derece masum ve sıradan talepler, beklentiler.

Ancak sanıldığı kadarda kolay olmuyor maalesef, hele ki açıklanan asgari ücret ve bugünlerde açıklanması beklenen emekli maaşı düşünülürse, ileride bizi neyin beklediğini de gösteriyor.

Gelecek günlerin geçmişi aratacağı da ortada.

Yaşadığımız ekonomik krizin bir süresi yok, ne zaman biteceği de belli değil. AKP dönemine özgü bir kriz yaşanmakta. Geçmişte yaşanılan ekonomik krizlerle ne içerik olarak ne de süresi olarak bir benzerlik yok, kıyaslanacak bir örneğimiz olmadı. Onun içindir ki bitişine dair tahminde yürütülememekte.

Ekonomik krizlerin parametresi çay simit hesabıydı, hatırlanacaktır. Üç çocuklu bir aile ve üç öğün çay simit yer bunun üzerinden de asgari ücretle geçinilemeyeceği tarif edilirdi. “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çay ile bir simidi bile layık görmüyor.” diye son nokta konulurdu.

Umarım yeni yıl tüm olumsuzlukları geride bırakır…

Yeni dönemin dili de konusu da farklı olur;

‘’Fakat artık ümit yetmiyor bana

Ben artık şarkı dinlemek değil

Şarkı söylemek istiyorum. ‘’

Şairin dediği gibi artık sözlerin yetmediği, sorunların çözüme ulaştığını görmek…

Şehir adına beklentinin özeti ise;

- 2010 yılında yapımına başlanılan ve bitiş süresi 25 ay olarak ilan edilen Adapazarı-Karasu demiryolu, projesi sonlandırılsın. Çürümeye terk edilen ve Sayıştay raporlarında tespit edilen zararlar ortadan kaldırılsın. Şehrin gündeminden düşürülmüş olsun…

- 2016 yılında yıkımı gerçekleştirilen ve 2018 yılında hizmete gireceği sözü verilen AFA Kültür Merkezi bitirilmiş olsun,  aynı sözleri dinlemeye devam etmemiş olalım…

- 2015 yılında sözü verilen bin yataklı hastane projesi, bugün henüz kaba inşaat diye tanımlanan bölümlerinde çalışmalar yürütülmekte. 2023 yılında bitirileceği ve hizmete gireceği ilan edilmişti, 2024 yılı olarak güncellendi ancak bitirilemedi. En son olarak 2025 yılı olarak tekrar güncellendi, ödenmeyen taşeron işçi ücretleri ile sürekli gündeme gelmekte. Bu haliyle değil 2025 yılı 2026 yılında da bitirilmesi imkansız görünmekte, yeni dönemin üzerinde konuştuğu yatırımı olmaktan çıkarılsın…

- 2004 yılından itibaren şehrin gündeminde olan şehir içi hafif raylı sistem projesi, geçtiğimiz günlerde proje ihalesi gerçekleştirildiği ilan edildi, tekrar tekrar konuşuyor olmayalım, nerede ise çeyrek asırdır üzerinde konuştuğumuz yatırım sonlandırılmış olsun…

- 1999 Depreminden itibaren tartıştığımız ve bir türlü gündemimizden çıkmayan Kentsel Dönüşüm ve depreme dirençli şehirler inşa edilsin. Orta hasarlı binalar sorunu son bulsun, günlük tartışmaların içerisindeki yerini terk etmiş, nihayete ermiş olsun…

Birkaç ana başlıkta toplanan ve ilk akla gelen sorunlar, şehrin çok uzun yıllar üzerinde tartıştığı ancak yıllara teslim olan sorunlarımız umarım yeni dönemde önümüzde duruyor olmaz.

Yeni yılın ilk günü karamsar tablo ile yılı karşılamak değil kastım kuşkusuz, sorunlarını bitirmiş yeni umutlar ve beklentilere kapı aralamak…

Yaşanabilir şehir inşası…

‘’Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler’’