Sakaryaspor’dan bu yıl sahasız-sahalı, beklenen-beklenmeyen, inişli-çıkışlı sonuçlara rağmen beni okuyan, takip edenlerin hatırlayacağı gibi, zirve adına hiç ama hiç ümitsiz olmadım...
“Bu takım içerden, taraftardan ve medyadan bombalanmadığı takdirde şampiyonluğun en güçlü adayıdır” diye söz ettim zaman zaman...
Yorumlarımla katkı vermeye, yönetimi, takımı, taraftarı motive etmeye çalıştım yer yer…
İyi niyetle yola koyulan ve spor severleri bu doğrultuda şartlandıran iddialı sözlerle, farklı ve zevkli bir yolculuğa çıkaran Kulüp Başkanı İsmail Gürses ve yol arkadaşlarına güvenmekten gayri, yapacak bir başka tercih yoktu zira bizler için...
Sakaryaspor’un bu ligin en renkli ve iddialı ekibi olduğuna yönelik inancım ve yarım asrı aşkın tecrübemden kaynaklanan görüşüm, beni bugüne kadar yanıltmadı…
Sanırım bu defa da öyle olacak gibi görünüyor…
Gelişmeler ve ligde kalan maçlara bakınca, böyle olumlu bir yargıya varmak hiç de zor olmaz sanırım…
O nedenle derim ki; Başarı gelmezse eğer, yeşil siyahlı ekip malzemecisinden başkanına, futbolcusundan taraftarına, hatayı dışarda değil kendi içinde aramalıdır...
Bu saatten, bu haftadan sonra değerlendirirsek durumu, böylesi bir düşünce oluşmaz mı insanın içinde…
Başkan Gürses de bizden farklı düşünmüyordur sanırım…
Fikstür avantajı da göz önüne alınırsa, “Şampiyonluk neden olmasın.”
Bu dilek “cacık ruhlu çapsızlar” tarafından benimsenmese de şampiyonluğun en güçlü üç adayından biridir Sakaryaspor…
Diyeceksiniz ki iddialı bir varsayım!
O zaman derim ki; Sakaryaspor öyle ucuz ve sıradan takımlara benzemez. Forması pahalıdır…
Giyene paha katar, şöhret yapar…
Büyükşehir Belediyesi’nin sporcu ruhlu başkanı Zeki Toçoğlu ile kulüp yönetimi el ele verip Sakaryaspor’u layık olduğu yere taşıma adına ellerini değil, gövdelerini taşın altına koyunca ve dahi işin daha da kolay olacağına yönelik düşüncelerle Sakaryaspor ile yatıp kalkan on binlerce spor sever de katılınca bu görüşe, gelin de ümitsiz olun…
Olacak iş mi!
Evet beyler, ağalar, sporla yatıp kalkanlar!
Şimdi ülkemizde olduğu gibi ilimizde de sporda başarıyı yakalamak adına birlik, beraberlik ve sağduyuya ihtiyaç var...
Atın içinizdeki karamsarlıkları, göreceksiniz bu gücün verdiği sinerjiyle ipi göğüsleyen ve layık olduğu yere çıkan bir futbol takımımız olacak...
Niye çorbada tuzunuz olsun istemezsiniz…
Sakaryaspor’un şampiyon olması hareket ve bereket katar ilimize, hiç kuşkusuz…
Onunla coşup, onunla duyuracağız bu güzel şehrin özelliklerini, ülkemize ve geçmişte olduğu gibi Avrupa’ya…
Şimdi taşkınlıklardan uzak, yeşil siyahlı dünyanın zaferi adına böyle davranmak zorundayız, hem de dünden daha çok…
Bu doğrultuda yola koyulan kulüp yönetimi başta olmak üzere tüm sporculara başarı adına “yeşil siyah laleler” gidiyor bir kez daha…