18 Kasım 1906 yılında Adapazarı Semerciler Mahallesinde doğan Sait Faik Abasıyanık, çocukluğunun büyük bölümünü burada geçirmiştir.

Sakarya’lı öykü ve roman yazarı Abasıyanık’ın adını taşıyan park, 1992 yılında dönemin Belediye Başkanı Ünal Ozan tarafından düzenlendi. Parkın içerisine ünlü hikâyecimizin heykeli yaptırıldı, hatırlayanlar bilecektir sözün daha doğrusu bu şehrin geçmişinde var olanlar, dününde yer alanlar bilecektir görkemli bir törenle parkın açılışı gerçekleştirilmişti.

Şehre aidiyet diye adlandırdığımız, tarihi ile meşgul olmak sorunlarıyla dertlenmek. Kim tarafından ya da hangi anlayış tarafından yapıldığına bakılmaksızın varsa bir sorun üzerine gitmek ve düzenlemek.

Bu hatırlatmaya ihtiyaç şiddetle hasıl oldu.

Sait Faik Abasıyanık’ın adını taşıyan atıl durumdaki park yıllardır düzenleme yapılmazken, içler acısı durumu uzun yıllar tepkilere neden olmuştu. Parkın içinde bulunduğu araziye mülkiyet davası açıldı, özel mülkiyet alanı olduğu kamu malı olmadığı yönünde açılan dava sonrasında Abasıyanık’a ait heykelin sökülüp Sakarya Müze Müdürlüğünün bahçesine nakledileceği ilan edilmişti.

Öncelikle uzunca yıllar mevcut bulunduğu alanda yani dava konusu yapılan parktaki görüntü çirkinliği herkesin hafızalarına çakılıdır. Ağır ihmal ve görmezden gelinen, çöplük olarak kullanıldığı dönemleri yok saymadan ve sorumluluğunun arazinin özel mülkiyet iddiası ve dava konusu olarak sıradanlaştırmak, kendi tarihini yok saymakla eşdeğer olduğunu da bilmeli.

Her kim buna sebebiyet vermişse bu gerçekle yüzleşmeli. Dava süresi boyunca ve dava öncesi duruma hatırlatmada bulunuyorum. Akşamdan sabaha bir durumdan söz etmiyorum. Park bir dönem Pazar yeri olarak da kullanıldı, park olarak kullanılmasından daha çok atıl olarak kaldığı bilindik bir gerçeklik.

Bir dönem Adapazarı Belediyesi tarafından yürütülen bir çalışma vardı ‘Benim Sokağımda Bir Değer Yetişti’ adı altında.

Proje kapsamında ilimizde doğan ünlülerin fotoğrafları ve biyografisinin oluştuğu tabelalar, doğdukları sokaklara asıldı.

Dönemin Belediye Başkanı şu sözlerle projeye destek istemişti “Herkes gözünü kapayıp hayalinde Sakarya’yı karış karış gezebilmelidir. Bunun yolu da öncelikle herkesin yaşadığı sokağı, mahalleyi, beldeyi toplumsal değerleriyle tanımasından geçmektedir. Benim Sokağımda Bir Değer Yetişti Projesi belediyemiz tarafından bu amaca hizmet için hazırlanmıştır.” Sözleri ile projenin tanıtımını ve sunumunu yapmıştı.

Şehir değerine sahip çıkıyor ve dününü yaşıyordu. Uzun sürmedi bir müddet sonra bazı değerlerimiz hak etmediği ilgiyi görmüş, hain yapılanmanın birer ferdi oldukları yönündeki iddialar ile sokak başından asılan layiha söküldü. Sanırım bu çalışmanın sonu oldu, yaşarken değer mi değil mi bilinmiyor acı bir tecrübe ile öğrenmiş olduk.

Dünün kahramanları bugünün hainleri oldu. Onun için ölümü beklemek gerekli, değer biçmek aceleci davranmamalı, sonrası ağır bedeller ödeniyor.

Asıl konumuza dönecek olursak Sait Faik Abasıyanık’ın adının yaşatılması, bu şehre ait olduğu ve çağdaş hikâyeciliğe yaptığı önemli katkılar, Türk Edebiyatının marka değerlerinden biri olduğu gerçeği üzerinden adının ilelebet yaşatılmasına minicik bir katkı hatıratı için yapılmış olan park yıllar yılı ihmal edilerek yok sayıldı.

Yaşayan tarihine sahip çıkma sorunu yaşıyorsun, yarın ne olacağını bilemiyorsun tamam da edebiyat dünyasında ikinci bir Sait Faik Abasıyanık gelmedi gelmeyecek, hikâyelerinde sıklıkla Adapazarı’ndan bahsetmiş değerli bir edebiyatçının anısını yaşatmakta niçin bu kadar zorlandınız.

Parkın mülkiyet sorunu öncesi ve sonrası yaşanılanlar, Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge kurulunun onay vermesi ile heykelin taşınması işlemleri başlayacaktı. Kurulun 24 Şubat’ta yapacağı toplantının gündemine heykelin taşınma maddesi eklenmişti.

Bugün itibariyle henüz Sakarya Müzesinin bahçesi dâhil her hangi bir alanına heykel nakledilmedi, bir türlü yer bulunamadı.

Şehre aidiyet sorunumuz var…