Sakarya her 20-30 yılda bir deprem denilen büyük afetle karşı karşıya kalma talihsizliği yaşar…
Böyle olduğunu gösterir nice can ve mal kayıplarına yol açan acılar yaşamıştır bugün değin…
1943-1967 ve 1999 yıllarında yaşanılan üzüntülerin en büyüğü “asrın afeti” olarak adlandırılan, karşılanması zor maddi-manevi acılar bırakan 1999 depremiyle oluşmuştur…
Unutulması hayli zor o acılı gecenin 18. yıl dönümünü yaşıyoruz…
Bir yeni deprem için süre kısalırken, “Geçmişin izlerini silecek, alınması kaçınılmaz önlemlerde ne kadar mesafe kaydedildi?” sorusuna gönül rahatlığıyla “Çok” diyebilmeyi arzulasak da böyle olmadığını gösterir izlere rastlanıyor ne yazık ki…
Dileğimiz, risk taşıyan hasarlı fakat makyajla yerleşime açılmış binalar başta olmak üzere, çok katlı binalarda gereken işlemlerin tez elden gerçekleşmesidir...
Benim için bu geceyi daha bir unutulmaz kılan olay Küçükosman Sokak’taki evimize bitişik ahşap binanın enkazı arasında inleyen yaşlı teyzeyi gecenin karanlığında saçlarından tutup kurtarmaktır...
Son birkaç yıl hep selam gönderirdi yaşadığı köyden, şimdi gelmez oldu haber…
Depremde hayatını yitiren binlerce insanımıza yüce Mevla’dan rahmet, geride kalanlara sabır, yetkililere uyarı çiçeği “Zambaklar” gitsin istedik…