Türkiye’nin siyaset sahnesi, İstanbul’da yaşananlarla birlikte yeni bir döneme girdi. Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı, vaatlerinden çok skandalları ve beceriksizliğiyle anılır hale geldi. CHP’nin “kim olursa olsun Erdoğan’a karşı” mantığıyla yönettiği siyaset, kendi seçmeninin bile sorgulamayan bir kitleye dönüşmesine neden oldu. İşte CHP seçmeninin içine düştüğü çelişkiler, İmamoğlu’nun çaresizliği ve muhalefetin vizyonsuzluğu…

CHP ve destekçileri yıllardır “yargı bağımsız değil” söylemini dillerinden düşürmüyor. Ancak aynı yargı, CHP’nin lehine bir karar verdiğinde “demokrasi zaferi” diye kutluyorlar. Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan son yolsuzluk soruşturması tam da bu noktada CHP’nin çelişkilerini gözler önüne serdi.

Hatırlayın, AK Parti döneminde herhangi bir bürokrat veya belediye başkanı hakkında soruşturma açıldığında “bu hukukun gereğidir” diyen CHP, konu İmamoğlu olunca “siyasi operasyon” diyerek mağduriyet siyasetine sarıldı. Yıllarca “hesap soracağız” diyenlerin, şimdi hesap sorulunca nasıl paniğe kapıldığını izliyoruz.

CHP’nin “Avrupa standartlarında çevre politikaları” iddiası, İstanbul’un sokaklarını saran çöp dağlarıyla çöktü. İmamoğlu’nun belediyesi, çöp toplama işinde yaşanan ihale skandalları nedeniyle tam anlamıyla iflas etti.

• Çöp araçlarının bakımsızlığı,

• Belediye işçilerinin maaşlarının gecikmesi,

• Grevler nedeniyle İstanbulluların çöp kokularıyla baş başa kalması,

İmamoğlu yönetiminin ne kadar beceriksiz olduğunu açıkça gösterdi. Oysa AK Parti döneminde İstanbul, Avrupa’nın en temiz şehirlerinden biri olarak anılıyordu.

 

Uzmanlar, İstanbul’da 7,5 büyüklüğünde bir depremin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak İmamoğlu yönetimi, kentsel dönüşüm projeleri yerine, kendi reklamını yapacak etkinliklere ağırlık vermeyi tercih etti.

• AK Parti 2019’a kadar 650 bin konutu dönüştürmüşken, CHP’li belediye 4 yılda sadece 18 bin konut yenileyebildi.

• Deprem vergilerinin nereye harcandığına dair sorular yanıtsız bırakıldı.

• İstanbul halkı, olası bir felaket karşısında tamamen sahipsiz bırakıldı.

İmamoğlu’nun derdi İstanbul’u depreme hazırlamak değil, kendi siyasi kariyerini garantiye almak.

İstanbul’da ulaşım tam anlamıyla çöküş yaşadı. Metro hatlarında sürekli arıza haberleri, İETT otobüs alımlarında torpil iddiaları, CHP’nin “liyakat” nutuklarının içinin ne kadar boş olduğunu gösterdi.

Oysa AK Parti döneminde:

✅ İstanbul’un raylı sistem ağı, dünya 2.’si oldu.

✅ Yeni metro hatları hızla tamamlandı.

✅ Ulaşım projeleri şehrin geleceğini düşünerek planlandı.

İmamoğlu yönetimi ise, İstanbul’u tam anlamıyla trafik ve ulaşım krizine sürükledi.

En ilginç tablo, CHP seçmeninin partisinin içine düştüğü bataklığa rağmen sessiz kalması. Eskiden:

• “AK Parti seçmeni sorgulamıyor” diyen CHP seçmeni, şimdi sorgulamadan kendilerine sunulan her adaya oy vermek zorunda bırakılıyor.

• “Belediyeler sosyal yardımla oy satın alıyor” diyenler, şimdi CHP’li belediyelerin dağıttığı yardımları alkışlıyor.

• “Muhalefet, iktidarı sorgular” diyen CHP’liler, kendi partilerinin iç hesaplaşmasına dahi izin vermiyor.

Dün başkalarını aşağılayanlar, bugün aynı tavrın esiri haline gelmiş durumda.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, hapisten liderliğe, darbe girişimlerinden küresel siyasete kadar her zorluğun üstesinden gelerek Türkiye’yi bir dünya gücü haline getirdi.

Peki muhalefet ne yaptı?

• Sadece Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyaset yaptı.

• Ülkeyi yönetme planları yerine, birbirleriyle kavga eden liderler çıkardı.

• İstanbul, Ankara gibi şehirlerde “algı yönetimi” dışında hiçbir başarı ortaya koyamadı.

CHP ve muhalefet, Türkiye’yi yönetmeye hazır olmadığını her fırsatta kanıtladı.

CHP ve İmamoğlu, İstanbul’u yönetemedikleri gibi, Türkiye’nin geleceği için de hiçbir umut vadetmiyor. Bir grup CHP seçmeni, bugüne kadar küçümsediği, alay ettiği, aşağıladığı AK Parti seçmenine haksızca söylediklerini bugün kendi yaşıyor .