Merkez Bankası geçtiğimiz haftalarda politika faiz oranını %45,00 seviyesine indirdi.

Bu indirimin piyasalara etkisi, mevduat faiz oranlarında hızlı bir düşüş olarak görülse de konut kredisi faizlerine tam yansımadı.

Şu an için piyasada en düşük konut kredisi faiz oranı 120 ay vadede %2,79, 60 ay vadede ise %2,84 seviyesinde bulunuyor.

Bazı Bankaların Konut Kredi Oranları

120 Ay Vadeli Kredilerde:

• Ziraat Bankası: %2,79

• Vakıf Katılım: %2,79 (Kâr Payı Oranı)

• QNB Finansbank: %2,84

• Akbank: %2,85

• Garanti BBVA: %2,88

• TEB: %3,00

• İş Bankası: %3,00

• 60 Ay Vadeli Kredilerde:

• QNB Finansbank: %2,84

• Akbank: %2,85

• Ziraat Bankası: %2,89

• Vakıf Katılım: %2,89 (Kâr Payı Oranı)

• Garanti BBVA: %2,91

• İş Bankası: %3,00

1 Milyon TL Kredi İçin Geri Ödeme Tablosu

• 1 Milyon TL Konut Kredisi:

• 60 Ay Vade:

• Aylık Taksit: 34.903 TL

• Toplam Geri Ödeme: 2.110.000 TL

• 120 Ay Vade:

• Aylık Taksit: 28.966 TL

• Toplam Geri Ödeme: 3.493.000 TL

Türkiye’de uygulanan sıkı para politikası ve makro ihtiyati önlemler, kredi büyümesini kontrol altına alarak finansal istikrarı ve dezenflasyon sürecini desteklemeyi amaçlıyor… Bu süreçte konut kredileri de diğer bireysel kredi türleri gibi sıkılaştırıcı politikaların etkisi altında kalmış durumda…

Herkesin malumu; Ağustos 2023’te BDDK tarafından alınan sıkılaştırıcı önlemler, konut kredi piyasasını belirgin şekilde etkiledi. Bu tedbirler kapsamında kredi/değer oranlarına getirilen sınırlamalar ve yüksek faiz oranları, konut kredisi kullanımını daralttı.

Bu durum, hem konut alımı amacıyla kullanılan ipotekli satışları hem de genel konut talebini sınırlayıcı bir etki yarattı. Bu bağlamda, TCMB’nin raporunda da sıkı para politikasının ve makroihtiyati çerçevenin kredi büyümesini kontrol altına aldığı ve bu durumun iç talepteki dengelenmeyi desteklediği vurgulanıyor.

2024 yılının ilk yarısında bireysel kredi büyümesi genel olarak ihtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartları kaynaklı gerçekleşti. Konut kredilerinde ise yılın ikinci yarısında sınırlı bir artış görüldü. Bu artış, yüksek faiz oranları ve sıkı mali düzenlemelere rağmen konut talebindeki kısmi toparlanmayı yansıtıyor. Aslında sıkılaştırıcı tedbir ortamında kredi kullanabilme imkanı olanlar, gelecek dönemlerde konut fiyatlarında olası yükseliş ihtimali düşünerek bugünden talep yaratır durumda geldiler.

TÜİK’in konut satışlarına ilişkin verileri de kredi piyasaları ile güçlü bir ilişkiyi ortaya koymuş durumda. Özellikle ipotekli satışların toplam konut satışlarına oranındaki değişim, kredi faiz oranları ve düzenlemelerden doğrudan etkileniyor.

2024 yılının ilk çeyreğinde ipotekli satışlar, faiz oranlarının yüksek seyretmesi nedeniyle düşük kaldı. Ancak yılın ilerleyen dönemlerinde, ipotekli satışlarda sınırlı bir toparlanma görüldü. Bu durum, konut kredisi piyasasında likidite koşullarının kademeli olarak iyileştiğini ve kredi erişiminin talebi desteklemeye başladığını gösteriyor.

2025 yılında konut kredilerinin durumu, mevcut politikaların devamlılığı, makroekonomik koşullar ve sektörel dinamikler tarafından belirlenecek gibi duruyor.

1- BDDK Düzenlemeleri ve Kredi Dinamikleri: 2023 ve 2024 yıllarında uygulanan sıkılaştırıcı makro ihtiyati önlemlerin etkisi, 2025 yılında kredi büyümesi üzerinde belirleyici olacak. Kredi/değer oranlarına ilişkin düzenlemelerin gevşetilmesi durumunda konut kredilerindeki büyüme hızlanabilir. Ancak düzenlemelerin devam etmesi, kredilere erişimi sınırlayarak büyümeyi baskılayabilir. Şahsi görüşüm, yılın ikinci yarısında konut kredi faiz oranlarında önemli gevşeme olsa da BDDK’nın özellikle konut kredilerinde uyguladığı sıkı tedbirleri devam ettireceği yönünde.

2- Konut Talebi: 2025 yılında ekonomik toparlanma hızlanırsa, toplam konut satışlarında ve ipotekli satışlarda artış görülebilir. Özellikle tüketici güveninin artması, konut talebini destekleyici bir rol oynayacaktır.

3- Gayrimenkul Piyasasında Yapısal Dönüşüm: 2025 yılında konut piyasasında arz-talep dengesizliklerinin kredilerin yönünü belirleyeceği muhakkak. Yeni konut arzının artışı, krediye olan talebi destekleyebilir. Ancak, elimizdeki mevcut ruhsat verileri 2025 yılında arz artışının kolay olmayabileceğini bize gösteriyor.

4-Ekonomik Büyüme ve Dezenflasyonun Rolü: Tabi ki, ekonomik büyüme oranlarının yükselmesi ve dezenflasyonun kalıcı hale gelmesi, konut kredisi piyasasını olumlu yönde etkileyecektir. Büyüyen bir ekonomi, tüketici gelirlerini artırarak kredi geri ödeme kapasitesini desteklerken, borçlanma maliyetlerinin de azalmasına yol açabilir. Ama jeopolitik riskin arttığı bugünlerde büyüme beklentileri açısından da işler kolay olmayacaktır.

Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle

Samet Hızalan