Konut alımında tüketici tercihleri değişiyor. Hiçbir şey eskisi gibi kalamayacağına göre konut üreticilerinin de kendilerini buna göre yapılandırması gerekiyor. Değişime direnmek, kendini yenilememek, tüketici alışkanlıklarını takip etmemek, ne yaparsam satılır gibi klasik sözler zamanı dolduğunda yerini yenileri doldurur.
Bu günlerde satış yapabilmek için konut alıcısının nabzını iyi okumak gerekiyor. Konut sektörünün bunu iyi okuması gerekiyor. Bundan 10 yıl önce ilk başladığında site özellikli konut projeleri yok satmıştı. Beş yıl öncesine kadar da ne yapılırsa bu anlamda satılıyordu. Sonra yavaş yavaş satış ofislerindeki numaratörler kalkmaya başladı. Şimdiler de ise yok denecek kadar az. Ekonomik koşullar başta olmak üzere yapılan araştırmaya göre konutta tüketici alışkanlıkları değişmiş durumda.
GYODER- Akademetre çok başarılı bir çalışmaya imza attı. Her noktasıyla iyi çalışılmış detaylı tüketici alışkanlıklarını masaya yatıran “Konutun Geleceği, Geleceğin Konutu” raporundan çıkan bazı başlıkları sizinle paylaşacağım.
Konutta değişen tüketici alışkanlıklarını büyüteç altına alan raporun öne çıkan başlıklarından biri dikkatimi çekiyor. Son yıllarda üzerine sıkça bastığımız “güven” unsuru. Yapılan araştırmaya göre tüketicinin ilk tercihi güvenilir proje, güvenilir geliştirici, işin bitirileceğine güvenmek gibi güven ve güvenilirlik ön planda yer alıyor. Maketten konut satışı (sat-yap) hayatımıza girdiğinden bu yana ne yazık ki bunu kötüye kullanan müteahhitler konut alıcısının güvenini sarsmış durumda. Dolayısıyla tüketici konut alırken önce “güven” unsurunu sorguluyor, doğru da yapıyor.
Eski mahalle hayatına özlem olsa da tüketici konfordan vazgeçmiyor. Site içinde ev almak bir konfor olarak görülüyor. Site içerisinde otururken özlenen o duyguları ‘güvende olma’, ‘rahatlık’, ‘özgürlük’, ‘komşuluk ilişkileri’, ‘samimiyet’, ‘yeşil alanlarda rahatlama’ ve ‘huzur’u yakalamak istiyor. Deyim yerindeyse eski özlenen duygular bugünün konforlu site yaşamıyla harmanlanıyor.
Günümüzün konut algısı başlı başına bir yaşamı ama günümüzde ‘konforlu ve elit yaşamı’ çağrıştırıyor ve fiziksel ihtiyaçların yanı sıra psikolojik ihtiyaçları da içeriyor. Evler küçük olsa da yere kadar cam, aydınlık evler ile kiler çamaşır odası gibi depo alanları tüketicinin konut alırken tercih ettiği önemli kriterlerden.
Konut alıcısı eski balkonları geri istiyor. Bir dönem Fransız balkon modası ile kaldırılan eski geniş balkonlarımız geri isteniyor. Tüketici Fransız balkonlarını balkondan saymıyor. Şöyle akşam yemeklerinin yenebileceği kadar büyük, mangal yapılacak kadar geniş muhabbet balkonları konut alıcılarının ilk tercihleri arasına yerleşmiş durumda.
Rapordaki önemli bir diğer konu başlığı ise her şeye rağmen tüketicinin gayrimenkulü güvenli liman olarak görüyor olması. Yukarıda “güven” kriterini sorgulayan konut alıcısı Türkiye’de gayrimenkule yatırımı hala güvenli bir liman olarak görüyor. Döviz, altın vs. bunlar bir yana gayrimenkul yatırımı bir yana. Bu hep böyleydi günümüzde böyle olmaya devam ediyor.
Topraktan konut sahibi olmak aynı zamanda ev sahibi olurken en az yüzde 50 kazanmak anlamına da geliyordu. Sonra bu maketten konut satışına döndü. Ancak günümüzde azalan güven unsuru ve azalan kar marjları nedeniyle artık tüketici evi çok beklemek istemiyor. Bir yıl içinde evine taşınmak istiyor.
99 büyük Sakarya depreminden sonra başlayan deprem yönetmeliği olan yeni inşaatlar deprem korkusu nedeniyle satın almalarda ilk tercih nedenlerinden biriydi. Satın almalarda sıfır ve depreme dayanıklı binalar halen önceliklerimiz arasında olsa da “İlk akla gelen olma” özelliğini günümüzde artık kaybetmiş durumda. Oysa konut alıcısının ilk dikkat etmesi gereken kriterlerinden birinin bu olması gerektiğini düşünüyorum.
Enteresan bir başka önemli bir bilgi ise şu. Konut satın alma dürtüsüne yönelik verilere göre; oturmak için konut satın almak isteyenlerin yüzde 56,2’si, yatırım için konut satın almak isteyenlerin yüzde 85,5’i konut sahibi. Halihazırda evi olanların ikinci, üçüncü ev alma motivasyonları daha fazla olduğu görülüyor. Darısı ilk evini alacak olanların başına, Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle…