Dünyanın gözü Ortadoğu’ya çevrilmiş durumda…
Orada Mevla’nın İslam ülkelerine armağanı pastayı bir ittifak halinde bölüşmek için üşüşen ülkelerin çıkardığı çatışmalar yer yer katliamlara dönüşürken buna karşı tek sesi çıkan ülke Türkiye oldu, olmaya da devam ediyor...
Müslüman halka sırf bu özelliklerinden dolayı yapılmadık zulüm, işkence ve tecavüz uygar (!) dünyanın gözü önünde cereyan ederken bakıp da görmemek neyle ve nasıl izah edilebilir...
Sadece karşı çıkmakla kalmayıp Suriye, Irak ve Afganistanlı mültecilere kapılarını açan, onları sahiplenen bir ülke olarak ne kadar iftihar etse azdır devletimiz..
Bunun ne anlama geldiğini iyi niyet yoksunu iflah olmaz muhalif düşünce sahipleri bilmez, anlamaz ya da anlasalar da anlamazlıktan gelerek son derece kötü bir imtihan veriyorlar…
Yeryüzünde sınava tabi tutulmayan insan dâhil hiçbir canlı yoktur…
Her canlı için değişmeyen ve geçerli olan doğup, büyüyüp ölmektir…
Kim ki bu büyük imtihanda geçer not alır, kurtarır kendini…
Mazlum, mağdur ve güçsüz olsalar ve kaybetseler de tüm varlıklarını inanç, iman ve insanca yaşamaktan ödün vermeyen Müslüman ülkelere saldırıda vahşi yönlerini ortaya çıkarıp işkence edenler, acımasızca öldürdükleri insanların kanlarında boğulacakları günler de gelecektir elbette…
Zira tarih böylesi zalimlerin sonlarının ne denli hazin ve ne denli korkunç olduğunu gösterir olaylarla doludur…
İşte böyle vahşetin cereyan ettiği günler, haftalar, aylar, yıllar yaşanıyor ne yazık ki günümüzde…
Ne bayram dinlenir oldu ne seyran!
Mübarek Kurban Bayramı’nı bu duygularla ve buruk bir şekilde kutluyoruz, millet olarak bugün…
Bayramların ağası olan kurban bayramında akan ve akıtılan kanların durması, hiç olmazsa bu mübarek günlerde yapılacak maddi yardımlar yanında manevi açıdan dualara ihtiyaç olduğunun da altını önemle çizmek isterim…
İslam ülkelerinde istedikleri gibi at oynatmalarına karşı sesini yükselten tek ülke olarak içte ve dışta saldırıya uğrayan ancak hepsine önceden olduğu gibi boyun eğmek yerine, tepki gösterip karşı çıkan anlayışa tahammülsüzlük gözle görülür, elle tutulur bir hal almış bulunuyor…
Buna karşı koymak için gereken en önemli husus hiç kuşkusuz içeride sağlanacak “birlik ve beraberlik ruhu”dur…
Bu da ancak duvarların ötesinde içte ve dışta oynanan oyunları görmek, karşı tedbirler almakla gerçekleşir…
Bu duygularla başta saygıdeğer okuyucularımız olma üzere herkesin ve her kesimin mübarek Kurban Bayramı’nı yürekten kutluyor, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum…