Başrollerinde Keven Spacey ve Demi Moore’un yer aldığı Oyunun Sonu isimli film 2008 yılında Amerika’da yaşanan ve 24 bankanın battığı Finans Krizini ve Lehman Brothers adlı Yatırım Bankasında yaşananları anlatıyor. Filmin başında hiç acımadan işten çıkarttığı yüzlerce insan için değil de o günlerde kanser olduğunu öğrendiği köpeğine üzülen ve hatta ona sarılarak gözyaşı döken bir bölüm başkanını izliyoruz. Köpeği ile yalnız yaşayan bu adam, onun için her ay 1000 dolar harcadığını söylüyor bir sahnede.
Okuduğum bir habere göre, serinin 4üncü filmi ile birlikte öldürdüğü kişi sayısı 439 u bulan John Wick’de köpeğinin intikamı için öldürmüş o kadar insanı.
Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde köpek sahibi olanlar çocuk sahibi olanlardan daha fazla. Çünkü modern insana çocuk bakmak ve büyütmek daha zor ve zahmetli geliyor. Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan’ın devlet başkanı Papa Francis bile bu duruma tepki göstermişti.
Bunun yanında bir aile de olsa, ya da çocuk olsun olmasın her evde mutlaka bir köpek olduğu tahmin ediliyor. Alışveriş kataloglarında çocuk ürünlerinden çok köpek ürünleri yer alıyor. Köpekler için tasarlanmış ürün çeşitliliği ve onlar için harcanan rakamlar konunun hangi boyutlara ulaştığını da gösteriyor. Bir çocuk için yapılması muhtemel harcamaların çok daha fazlası köpekler için yapılıyor. Köpek karyola ve yataklarından, küvetlerinden tutunda köpek kreşlerine ve hastanelerine, onlara özel parfümlere kadar insanı şaşırtan, dünyada milyonlarca çocuğun sahip olamadığı lüks ürünler satış rekorları kırabiliyor.
Bireyselleşen ve yalnızlaşan insan, içindeki boşluğu bir köpeğin sadakati ve bağlılığı ile dolduruyor. Bu durum vefasız ve sadakatsiz insanlardan daha çok soğumaya ve zamanla insana olan sevgi ve acıma hissinin de yok olmasına neden oluyor. Bu yüzden olsa gerek Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin dünyada yaptığı ya da desteklediği katliamlarda milyonlarca insanın öldürülmesi çok da umurlarında olmuyor. Durum bizde de neredeyse bu aşamaya gelmiş durumda. Geçen hafta bir ödül töreninde, binlerce çocuğun katledilmesine tepki göstermek yerine evde onu bekleyen köpeği kadar şanslı olmayan köpeklere dair yaptığı dokunaklı konuşma ile adını tarihe altın harflerle yazdıran bir komedyene şahit olduk ve irkildik.
İngiltere’de yaşayan bir tanıdığıma göre toplumsal duyarlılık açısından hakları en çok korunanlar listesinde köpekler birinci sıradaymış. İkinci sırada eşcinseller, üçüncü sırada kadınlar ve çocuklar geliyormuş. Dördüncü sırada olan erkeklerin fıtratını korumakta zorlandıklarını ve sayılarının her geçen gün azalmakta olduğunu, beşinci sıradaki yaşlılara ise köpekler kadar değer verilmediğini belirtiyor. İlginç olan, bunların çoğunun yalnız yaşaması.
İngiltere’de 2018 yılında kurulan Yalnızlık Bakanlığı bütün bu tespitleri kanıtlıyor aslında. Dönemin başbakanı Teresa May bu bakanlığın kuruluş amacı ile ilgili şu açıklamayı yapıyor:
-Çok sayıda kişi için yalnızlık, modern yaşamın üzücü bir gerçeği. Yaşlılar, bakıcılar, sevdiklerini kaybetmiş olanlar, konuşacak, tecrübelerini ve düşüncelerini paylaşacak kimsesi olmayanların yalnızlığın üstesinden gelmesi için, toplumumuz, hepimiz için harekete geçilmesi bakımından bu zorlukla mücadele etmek istiyorum. (Independent Türkçe)
BK Ulusal İstatistik Bürosu, Yalnızlık Bakanlığı kurulmadan önce yaptığı Yalnızlık Seviyesi Ölçümünde şu soruları baz almış:
-Ne sıklıkla kendinizi yalnız hissediyorsunuz?
-Ne sıklıkla dışlanmış hissediyorsunuz?
-Ne sıklıkla arkadaşlıktan yoksun olduğunuzu hissediyorsunuz?
-Ne sıklıkla toplumsan soyutlanmış hissediyorsunuz?
Bu ölçümün sonucunda ise 9 milyon insanın yalnız olduğu tespit edilmiş. Bunların içinde yaşlılar ve eşcinseller çoğunluğu oluşturuyor. İngiltere’den sonra Japonya’da da kurulan Yalnızlık Bakanlığının bir sebebi de son yıllarda çok fazla artan intihar vakalarının yalnızlıktan mustarip insanlar arasında daha yaygın olması.
Ülkemizde de çocuk yerine köpek bakmayı tercih eden, yaşlılarına köpeğine gösterdiği özeni göstermeyen ve yalnız yaşamayı tercih eden insanların sayısında artış var. Veteriner Kliniği ve Pet Shop sayısı da aynı oranda artıyor. Her geçen gün daha bir Avrupalı oluyoruz sanki. Yalnızlık Bakanlığının da bir an önce gündeme gelmesi faydalı olacaktır. Çünkü çok yakında “evde bekleyeni bir köpek olan” insanlar çoğunluğu ele geçirecek gibi gözüküyor.
HÜSEYİN BURAK UÇAR