Ülkenin sorumluluğunu sırtlanıp sınır ötesine taşan gücüyle, “beka” mücadelesine çıkmış kahraman ordumuz canı kanı pahasına mücadele verirken ecdat yadigârı topraklarda, küfür tüm gücüyle üzerimize gelirken, devletin yanında olması gereken muhalif güçler de giderek daha da kabaran koltuk sevdasıyla bu değirmene su taşıyor adeta…
Dışarda şehitler veriliyor, nihayetinde tam anlamıyla olmasa da bir çatışma iklimi yaşanıyor…
Şu sıralarda şehitlerimize karşılık, karşı güce ait 100’ün üzerinde askerin etkisiz hale getirilmesi dahi, yangın yerine dönmüş yüreklerin ateşini söndürmeye yetmiyor…
Barış ve huzur adına elinden gelen tüm imkanları kullanıp adımlar atan bir ülke olarak, bıçağın kemiğe dayandığını gösterir son derece riskli ve sıkıntılı bir süreç içerisinde olan devletimizle, içerde sen-ben davasını atıp bir kenara kol kola girmek ve dışarıya karşı barışta olduğu kadar savaşta da bir ve beraber olduğumuzu gösterir bir anlayış ile hareket etmek gerekmez mi, özellikle şu kritik süreçte!
İktidar-muhalefet arasında ayrı görüş dün olduğu gibi bugün de olacaktır hiç kuşkusuz…
O hesabın görüleceği günler, haftalar ve ayların bir zamanı olsa gerek…
Böyle sıkıntılı ortamlarda dışarıya karşı farklı mesaj vermek, birlik ve beraberlik görüntüsü sergilemek, halkımız için moral olduğu kadar karşıt ülkeler için tersi bir havanın oluşmasını sağlar...
Ülkemize karşı yıllardır sinsi bir şekilde sürdürülen kuşatma harekâtı devam ediyor…
Bu duygu içerisinde olan emperyalist güçler ve son olaylar göstermiştir ki “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.”
Hal böyle iken gerek ilimizde ve dahi ülkemizde kutuplar halinde birbirine giren bir anlayış giderek daha da şiddetini artırıyor, azalacağı yerde…
Saldırılar karşısında başarı için gerekli motivasyonu sağlayacak beraberliğe ihtiyaç duyulurken, parti sözcülerinin hala ve ısrarla suçlayıcı ifadelerle birbirine girmelerinin özellikle de şu süreçte ne yararı olur, zararından gayri!
Çağrımız tüm partilere ve sözcülerinedir…
Bugün dünden daha fazla huzurun sağlanmasına ihtiyaç var…
Bu doğrultuda oluşacak konsensüs etrafında toplanın, göreceksiniz kazanan önce sizi o makam ve mevkilere taşıyan halkımız, sonra partileriniz, saniyen de ülkemiz olacaktır...
Bunun bilinciyle üzerimize gelen dost sanılan ancak hiç de öyle olmadığını bir kez daha Suriye ve Libya’da ortaya koyan karşı güçlerle mücadelede başarı, içerde sağlanacak huzur iklimi ile yakalanır…
İktidarı muhalefeti ile sözün bittiği, atışmaların geleceğe kaydırıldığı zorlu ve dahi sıkıntılı süreçte, dışarıya karşı bir ve beraber hareket eden bir imaj oluşturmak artık kaçınılmaz hale gelmiştir…
Başka Türkiye olmadığına göre, tüm partileri bu dayanışmaya zorlayacak gönül erlerine ihtiyaç var…
Unutmayın, hepimiz bu geminin yolcularıyız…
Bu duygularla tüm partilere sevgi, barış ve birliktelik adına “Zeytin çiçekleri” gitsin istedik…