*Kazan kaldırdılar.

               *Kazan kaynar suyu yok, çorba kaynar özü yok.

               *Kazanım kaynarken maymunum oynar.

               *KAZANIN DOĞURDUĞUNA İNANAN, ÖLDÜĞÜNE DE İNANIR.

               *Kazanın görünürü var, görünmezi var!

               *Kazanmayınca kazan kaynamaz.

               *Kazı koz anlar, kızı kaz.

               *KAZANIRSAN DOST KAZAN, DÜŞMANI ANAN DA DOĞURUR.

               *Kazılmış mezarın ölüsü!

               *Kazın ayağı öyle değil!

               *Kazip, katibin kardeşidir.

               *KAZMA KUYUYU, KAZARLAR KUYUNU.

               *Kebap pişerken uyumak caiz değildir!

               *Kebapçı kedisi gibi yutkunur.

               *Keçi can kaygısında, kasap yağ kaygısında.

               *KAZMA KUYUYU, KENDİN DÜŞERSİN.

               *Keçi geberse de kuyruğunu indirmez.

               *Keçi inadı.

               *Keçi kurttan kurtulursa gergedan olur.

               *KEÇİ KUYRUK SALLAMADAN TEKE YANAŞMAZ.

               *Keçi nereye çıkarsa, oğlağı da oraya çıkar.

               *Keçi şarap içerse deveye meydan okur.

               *Kedi eremediği ciğere pis der.

               *KEDİ BESLEMEYEN, FARELERİ BESLER.

               *Kedi ete yetişemezse, bugün oruç dermiş.

               *Kedi gibi gözlerini yumarak yer.

               *Kedi gibi nankör.

               *KEDİ İLE HARARA GİRİLMEZ.

               *Kedi gibi, nerden atsan dört ayağı üzerine düşer.

               *Kedi gibi yakında dama çıkacak.

                *Kedi tavşan tutmaz.

               *KEDİ ÖLDÜ, FARELER BAŞ KALDIRDI.

               *Kedi yavrusunu yiyeceği zaman: Sıçana benziyor dermiş.

               *Kedi, kedi  yemediği otu yerse başı ağrır.

               *Kedinin aslan ağzından av alması mümkün mü?

               *KEDİNİN USLULUĞU, SIÇAN GÖRÜNCEDİR.

               *Kedinin gideceği samanlığa kadardır.

               *Kedinin gözü sıçan deliğindedir.

               *Kediye göre fare kıtlığı mı var?

               *KEDİYE CİĞER EMNİYET EDİLMEZ.

               *Kediye, kakan kimya demişler, üstünü örtmüş.

,              *Kediye tulum peyniri bırakılmaz.

               *Kediyi koynuna alan, burnuna teneke kaplatsın!

               *KEFEN SOYUCU.

               *Kefeni yırttı!

                   *Keklik gibi seker.

                   *Kel başa şimşir tarak yakışır ya!

                   *KEKLİK DÜZ OVADA AVLANIR.

                   *Kel bulsa kendi başını onarır.

                   *Kel çengelsiz, muhabbet engelsiz olmaz.

                   *Kel döğünür, uyuz sürtünür.

                   *KEKLİK SAKSAĞANA İMRENMİŞ, KENDİ YÜRÜŞÜNÜ ŞAŞIRMIŞ.

                   *Kel ilaç bilse kendi başına sürer.

                   *Kel kızın kör alıcısı.

                   *Kel yanında kabak denmez.

                   *KEL ÖLÜR, SIRMA SAÇLI OLUR, KÖR ÖLÜR BADEM GÖZLÜ OLUR.

                   *Kelam kelamı açar.

                   *Kelamı, selamı yok.

                   *Kele, köseden imdat olur mu?

                   *KELAM İLE KEMALİ BİRLEŞTİRMEK GEREK.

                   *Kele tırnak vermek olmaz.

                   *Kele “yıkandın mı” demişler, “tarandım bile” demiş.

                   *Kelepir arar.

                   *KELAMDAN EVVEL SELAM GEREK.

                   *Kelin ayıbını takke örter.

                   *Kelin mecali olsa, kendi başını kaşır.

                   *Kelin yanında zift anılmaz.

                   *KELLE KULAK YERİNDE SEPET BOŞ, TUT KULAĞINDAN ÇİFTE KOŞ.

                   *Keller bahtlı olur.

                   *Keller gibi delikten deliğe kaçar.

                   *Kellesi kızdı.

                   *KELLE KULAK YERİNDE.

                     KAYNAK: Türk Atasözleri ve  Deyimleri 2, Milli Kütüphane Başkanlığı