Halkımız “hayatı sorunsuz yaşama” adına benimsediği kriterlerin başına oturtur, başını sokacağı ve “benim” diyebileceği bir evi…
Ardından otomobil tutkusu gelir…
İnşaat sektörü bu fırsatı bugüne değin hayli başarılı bir şekilde kullanarak, adeta patlama yaptı…
Derler ya üzüm üzüme baka baka kararır…
Sektörde patlama bu anlayış sonucu ortaya çıktı…
Nitekim arz ve talepten kaynaklanan piyasa şartları nedeniyle önüne gelen ya kendi sermayesi ile ya da bankalardan sağlanan kredilerle sektöre al atınca ve de son senelerde girdi maliyetleri artınca, başladı sıkıntı ve “imdat” çığlığı yükselmeye…
Bu zorlu ortamdan kaynaklanan fiyat artışları giderek maliyete, maliyet de satışlara yansıyınca feryat figan aldı başını gitti ve gelindi bugünlere…
Peş peşe konkordato ve iflas haberleri ile daha da içinden çıkılmaz hale gelen sektörde bugün itibarıyla baharların geride kaldığı, boğucu yaz sıcağında serinlemek için elindeki tüm imkanları seferber eden inşaatçıların; bırakın satışı, “işin içinden en az zararla nasıl sıyrılırız” hesabı yaptığı günler gelip çattı…
Buna son olarak neredeyse “yarı yarıya” denilecek orandaki çimento zammı da eklenince piyasalar döndü alev topuna…
Müteahhitler Birliği Başkanı Murat Bayrak, sektörün sözcüsü olarak, “Konut satışlarının dip yaptığı bir dönemde, fahiş rakamlara ulaşan çimento zammının özellikle şu sıkıntılı ortamda yapılması, akla ve mantığa uymayan ve sonucu hesap edilmeyen bir yanlış tasarruf” derken, gel de ona hak verme!
“İyi niyetli olmayan kurum ve kuruluşların böyle uçuk zammı böyle kritik bir süreçte kararlaştırılmasının anlaşılır yanı olmadığını” dile getiren genç başkan Murat Bayrak’a hak vermemek mümkün değil…
Çimentoya talebin minimum düzeye indiği bir dönemde böyle bir zamma gidilmesi “hala bu işlerin altında karanlık düşünceli insanların olduğu” izlenimi veriyor...
Sanırım hükümet “ekonominin lokomotifi” olarak kabul gören inşaat sektörünün yakıtını böyle karanlık ellere bırakmadan halleder ve krizden çıkış çabası içerisinde olan inşaat sektörü adına olumlu adım atar…
Aksi halde bu sıkıntının faturası hükümete kesilir ki sonuçları telafi edilemeyecek derecede ağır olur; can çekişmekte olan inşaat sektörünün başkanı Bayrak’ın da üzerinde durduğu gibi ipi çekilir…
Sektöre darbe vurma anlamına gelen bu yanlış uygulamada ısrar, şantiyeleri kapanma riskiyle de karşı karşıya getirir…
Yalnız ülkemizde değil, dünya piyasalarında da yaşanan olumsuzlukların uzantısı olarak gündeme getirilmek istenen astronomik zammı durduracak tedbirlere gidilmesi, hükümetin tez elden ele alacağı hayati bir konu olmalı…
Bu sahada oluşacak keyfiliğin önüne geçmek kaçınılmazdır…
Tekelleşmeyi önleyecek gerekli tedbirleri almada hükümete kolaylıklar dileğiyle “Leylaklar”, işin vahametini önceden kavrayıp ilin ve ülkenin gündemine taşıyan Sakarya Müteahhitler Birliği Başkanı Murat Bayrak’a ise “Laleler” gitsin istedik…