Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: ‘’Kadın dört özelliğinden dolayı nikahlanır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen ( diğerlerini geç) dindar olanını seç ki ellerin feyiz ve bereketle dolsun.’’(Buhari- Müslim)
Çocuk yetiştirmekteki en önemli unsur eş seçimidir. Seçtiğiniz eşten sorumlusunuz. Çünkü nesillerin yetişmesi için yuvadaki ortam çok önemlidir. Çocuk görecek, duyacak, kayıt yapacak, motif alacak ve sonra uygulamaya geçecek…
Müslüman bir erkek, Allah’a iman eden salih bir nesil yetiştirme kaygısı hissederek , İslam üzere bir yuva kurmayı hedeflediğinde evlilikle ilgili sorumlulukları alması problem olmaz. Mükellef olduğu konuları kolaylıkla yüklenir.
Peygamberimiz evlenilecek kişiler için şöyle buyurur: ‘’Çöplükte biten yeşillikten sakınınız’’ demiştir. Bunun sebebi: islama ters düşen bir çevrede yetişen, dindar olmayan kişi ile evlenilmemesi gerektiğidir. Anne baba faktörü çok önemlidir. Hem karakterde etkili olan genlerin varlığı hem de motif dediğimiz durum. Kız halaya oğlan dayıya çeker denmesi boşuna değildir. Bu sebeple eskiden kızın tarafı oğlanı, oğlanın tarafı kızın akrabalarını araştırırlardı. Bunun yanında çocuk gördüğünü kendine örnek alır. Motif olma önemlidir.
Ömer bin Hattab (r.a) bir gün’’ çocuğun babası üzerindeki hakkı nedir?’’diye soran adama şöyle cevap vermiştir:’’Anasını iyice araştırıp seçmesi, ismini güzel koyması ve Kur’an öğretmesidir.’’
İbn-i Ömer radiyallahü anhdan rivayet edildiğine göre peygamber aleyhisselam şöyle buyurdu: ‘’ Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Amir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır.Kadın da evinin ve ocuğunun çobanıdır. Netice itibari ile hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.’’ (Buhari- Müslim)
Peygamber Efendimiz tüm insanların etrafında olanlardan sorumlu olduğunu bildiriyor. Çocuğun terbiyesi çok önemlidir. Aile reisi olan baba ailesinin mutluluğu ve huzuru için çabalamalıdır. Babanın hedefi mutlaka eşi ve çocuklarını mutlu etme olmalıdır. Ne yazık ki günümüzde bu sorumluluğu yerine getirecek gerçek çobanlar azalmıştır. Babalar artık eğitimi anneye bırakıp kendini evin dışına atmakta. Ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşıladığında işini iyi yaptığını zannederek kenara çekilmektedir. Oysa baba evladının İslam eğitiminden sorumludur. Rızkı veren Allah’tır. Baba ne kadar yorulursa yorulsun mutlaka evladına dini eğitim vermelidir. Anneler gün içinde evladı ile fazla haşır neşir olduğundan ve merhamet timsali olduğundan, çocuğun gönlünü hoş edip sevgi ihtiyacını karşılarken baba sevginin yanında disiplinli bir şekilde çocuğunu fıkıh bilgileri ile donatarak dış dünyaya hazırlamalıdır. Günümüzün asıl sorunu da nesillerimizin bozulma sebebi de budur. İnsanın mutlu olması aldığı dini eğitimi ile olur. Kişinin karnı doyduğundan daha fazlası ruhunun doyurulmasıdır. Ruhu aç bırakılan çocuk hiçbir zaman mutlu olamaz. Baba çocuğuna dini eğitimi kendisi vermelidir ki anne de şefkat timsali merhamet timsali olarak onlara hizmet edebilsin.
Günümüzde taşların yeri değiştiği için mutlu insan bulmak zorlaşmıştır. Herkeste ‘’ bir dokun bin ah işit’’ misali görülmektedir. Babaları görev başına çağırmak boynumuzun borcudur. Baba iyi çobanlık yaparsa eşi de kuzuları da mutlu olurlar. Müslüman bir erkeğin ilk yapacağı; evlatlarına iyi çobanlık yapabilecek, İslam’ı en iyi yaşayan ve evlatlarına örnek olabilecek olan, onlara besmelesiz- abdestsiz- duasız bir lokma yedirmeyecek bir kız ile evlenmek olmalıdır. Aile reisi idaresindekilere farz olan bilgileri öğreterek onları Ayet-i kerimede belirtildiği üzere yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden korumalıdır. Sonra onları en iyi şekilde yaşatmaya çalışmalı, onların arasında huzuru sağlamalıdır. Bunun en kolay yolu dindar bir eş ile mümkündür.
Hiçbir zaman bu dünyaya niye geldiğimizi unutmamalı ve sorumluluğumuzda ve idaremizde olanlara karşı olan görevlerimizi doğru yapmalıyız. Ancak Allah’ın emirlerini doğru yaparsak ve neslimizin yapabilmesini öğretirsek mutlu olabiliriz. Aksi takdirde hem bu dünyada hem öbür dünyada huzur bulamayız. Arkamızdan gelecek nesli iyi yetiştirirsek öldükten sonra da sadaka-i cariyemiz arkamızdan gelmeye devam edecektir…
Neslinizin ve sizin cehennem azabını tatmasını istiyorsanız, idarenizdekilere dinin gereklerini öğretmeyin.