AYET-İ  KERİME’LERDE  ALLAH-Ü  TEALA  ŞÖYLE  BUYURUR:

 ‘’Andolsun, biz Adem’in oğullarını şerefli kıldık.’’( İsra süresi:70)

‘’Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışırsanız o nimetleri sayıp bitiremezsiniz.’’ (Nahl süresi:18)

‘’Elbette biz insanı en güzel biçimde yarattık.’’ ( Tin süresi: 4)

‘’ O, göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi tarafından sizin hizmetinize verdi. ‘’(Casiye süresi:13)

‘’ İnsan başıboş bırakılacağını mı zanneder?’’ (Kıyame süresi: 36)

‘’Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları hak olan sebebe binaen yarattık.’’ ( Duhan süresi: 38)

‘’Onlara sadece şu emredilmişti: Batıl dinleri bırakarak yalnız Allah’a yönelip ona itaat etsinler, namazı kılsınlar, zekatı versinler.’’ (Beyyine Süresi:5)

‘’Yoksa kötülük işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, iman edip salih amel işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler?’’ (Casiye süresi 21)

İNSANIN YARADILIŞ GAYESİ NE, SEN EVLADINI NEYE HAZIRLIYORSUN?..

Allahü Teala, insanları hiçbir zaman başıboş bırakmadı. Saptıkları her dönemde doğru yolu bulmaları için binlerce peygamber yolladı. Bazen yolladığı peygamberlere sahifeler yolladı. Bazen de kitaplar yolladı ki insanlar doğru yoldan sapmayarak cennetin yolunu bulsun… Yüce yaradanımızın merhameti öyle yücedir ki bizi bize bırakmadı.  Her istediğimizi  yapmaya izin vermedi. İnsanların nefislerine uyarak felakete sürüklenmelerini istemedi. İnsanların rahat huzur içinde yaşamaları için kurallar koydu. Huzurlu bir yaşam için gereken faydalı şeyleri yapmalarını emrederken zararlı şeyleri yapmamızı yasakladı.

Din insanın mutluluğu, huzuru bulabilmesi için gerekli olan ilahi kurallardır. İnsan için inanma ihtiyacı da yemek ihtiyacı gibi olmazsa olmazdır. Mutluluğu yakalamak için nefse uymak yerine dinin kurallarına uymak gereklidir. İlahi kurallara uygun olarak yaşamayanlar hiçbir zaman mutlu olamadıkları gibi Yüce Rabbinin gadabına da uğrar.

Bizler dinden uzaklaştıkça mutlu olamıyoruz ve mutlu olamadıkça da sürekli bir arayış içerisinde yeni hatalar deniyoruz. Halbu ki mutluluğun yolu belli. Hazırda kuralları uygulamak ve sonunda hem bu dünyada hem öbür dünyada mutlu olmak varken, iki dünyamızı da kaybetme mücadelemiz neden?..

Rabbimiz insanlara öylesi değer verdi ki meleklerden ve tüm yaratılmışlardan üstün tuttu. İnsana verilen akıl ve fikir, düşünerek Yaratıcı’yı bulmaları ve Yaratıcı’nın emirlerini yerine getirerek mukafatlarını hak etmesi içindi. İnsanın dünyaya gönderilmesi; oyun, oynaş, eğlence, yemek, içmek, gezip tozmak, keyif sürmek için değildir. İnsan, Rabbine kulluk görevlerini yerine getirmek, itaat etmek ve yalvarıp sığınmak için yaratıldı. Hiçbir ibadetin Allah’a faydası yoktur. İhtiyacı da yoktur. Rabbimizin verdiği sonsuz nimet karşısında yapacağımız şey sadece kulluktur…

Evlatlarımızı yetiştirirken onlara kul olduğumuzu ve bu dünyaya sınav için geldiğimizi öğretmek zorundayız. Eğer biz onlara Rabbi öğretmezsek sapkın ve lanetlenmiş olan şeytanın oyuncağı olmalarına izin vermiş oluruz. Bizler  görevlerimizin farkında olursak nesillerimizi de doğru yolda eğitmiş oluruz. Sorumlu olduklarımızın karnını doyurmakla kalmayıp ruhlarını da doyurarak ilahi huzuru ve mutluluğu onlara vermiş olalım.  Rabbini bilen ve Rabbin gönderdiği ilahi kuralları bilen nesiller yetiştirdiğimizde sevdiklerimizin iki cihanda da mutluluk ve huzurunu sağlamış oluruz. Rabbimiz doğru yolda yaşayan ve nefsine uymayanları mükafatlandırma ve onlara huzur ve  bereket verme sözleri verirken bizler nasıl olur da en sevdiğimiz varlıklar olan evlatlarımızı dinimize göre yetiştirmeyiz?..

Evlatlarınızın nefsinin isteklerine uyup, cezalandırılanlardan olmasını ve mutsuz olmasını istiyorsanız, ona Rabbini ve Rabbi’nin emirlerini öğretmeyin.