Yeni Türkiye düzenine karşı gibi gözüken derin dünya, aslında yeni Osmanlı Türkiyesi’ne karşı...

Erdoğan da onlara Osmanlıyı hatırlatıyor…

Erdoğan’ın Osmanlıyı hatırlatan adımlarına ne kadar tahammülsüz olduklarını gündemi biraz takip eden herkes anlar…

Daha düne kadar Yunan adalarında kafayı bulan bir grup zevat, ayık kafa ile yapamayacakları bir gösteri yapmışlar…

Bilmem kaç tarihinde Osmanlı gemilerine verdikleri zayiatı zafer diye kutlamaya kalkmışlar…

Temsili gemi bile yakmışlar…

Hal böyle iken Erdoğan ne yapsın…

Ayasofya’da her ezan okunduğunda Batı’dan Doğu’ya ne kadar Haçlı kalıntısı varsa hemen rahatsızlığını hem resmi hem gayrı resmi yollarla dile getiriyor…

Demek Erdoğan olmasa da Ayasofya’da okunan bir ezan adamların aklına Osmanlıyı getiriyor ki bu denli bileniyorlar…

Bazı ülkelerin Katar meselesinde itin ağzına kendilerini atma pahasına taraflarını belli etmeleri Osmanlı rüyasını tekrar yaşamak için atılan adım değil mi?

Dünya topyekûn Osmanlı ile meşgul anlaşılan…

Yazılanlardan anlıyoruz ki daha fazlası var dünyada…

Osmanlı kâbusları olmuş, tahammülleri yok…

Ama şurasını düzeltmek gerek,Osmanlı konusunda ne Batı’nın ne Doğu’nun hiçbir fikri yok gibidir…

Gerçek intikam tapınakçı, Siyonist dedelerin mirasına konan torunların halklarüzerinde oynadıkları oyunlardır…

Osmanlı düşmanlığı güncel adı ile İslamfobi’dir…

Çünkü Osmanlının hoşgörü ve adaletinin girdiği yerlerin kendi kilise ve doğmalarının sonunu getireceğini biliyorlar…

Bunun için hazır uyuttukları halkların uyanmasını istemeyenlerin tahammülsüzlükleridir bu düşmanlık…

Mevzu Vatikan’ın forsunun söneceğini bilmelerinden kaynaklanıyor…

O yüzden de Erdoğan’ın külliyeyi asker kıyafetlerinden Osmanlı geleneklerine kadar gündemde tutması çıldırmaları için yeter de artar bile!

Katar meselesinin altında Arap dünyasının Türkiye ile bağlantıları kesme planıdır…

Siyonistler, ABD’nin Pakistan’a da ayar verilmeli mesajı ile derdini iyice açık etmiştir…

Dert ne para, ne güç; dert, Osmanlı ile dost olan herkesin yeni Osmanlı Türkiye’siyle bağını kesmek…

Hâlbuki Türkiye Osmanlı geleneğinden ötürü değil dinin emri gereği Müslüman kardeşleri ile ticarette ve siyasette yakınlaşma gereği duymaktadır…

Osmanlıyı yıllar önceden silmek için o zamanın yöneticileri “Bu Kur’an’ı ellerinden almadıkça Osmanlıyı yıkamayız” diyordu…

Şimdi ise Osmanlı rüyasını kâbusa çevirmedikçe bunları yıkamayız düşüncesindeler…

O yüzden zamanın ülkeleri madde üzerinde plan yaparak silmeye çalıştıkları izlerin kaynağının Osmanlı olduğunu sanmaya devam etsin…

Bizler esas gücümüzü dinimizden almanın derdinde olmalıyız…

Özellikle bu yaz aylarında çocukları dinlerini bilen ve vatanlarına sahip çıkan bir tarzda yetiştirmeye gayret edersek kaç tane Osmanlı gelip geçse de, onlarca Erdoğan şehit verilse de fark etmez…

“Çünkü zafer inananların olacak” hakikati ile Allah’ın nurunu tamamlaması için bu topraklarda üzerimize düşeni esas o zaman yapmış oluruz…

İki ileri bir geri ile bu zamanda bu işler olmaz…

Ehliyet, sadakat ve ihlas… İşin kaynağı budur…