Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dört şey münafıklık alametidir: Emanet olunana hıyanet etmek, yalan söylemek, vaadini bozmak, sözünde durmamak)
İnsanlarda doğuştan gelen aceleci olma hali mevcuttur. Eğer çocuğumuza yeterince sabır gösteremiyor ve güvenini kazanmak için planlı davranamıyorsak, bu durum, onun sabırsız biri olmasını sağlayacak nedenlerden biridir. Nerde nasıl davranılması gerektiğini görerek öğrenecektir. Doğar doğmaz isteklerinin karşılanması ile iyi hissetme halini her zaman isteyecek ve isteklerinin hemen karşılanması için her yöntemi deneyecektir. Çocuk doğduğu zaman yemek ihtiyacının giderilmesi, temizlik ihtiyacının giderilmesi, duygusal açlığının giderilmesi gibi ihtiyaçlarının karşılanması için ağlamayı devreye sokar. İstekleri ağlar ağlamaz hemen yapıldığında bir süre sonra ağlamayı kullanmayı öğrenir.
Bebek doğduğunda ihtiyaçları belli aralıklar gözetilerek karşılandığında doğru gelişimi sağlanmış olacaktır. Öncelikle, bebek doğar doğmaz onun doyup doymadığının, sütün ona yetip yetmediğinin incelenmesi gerekir. Her bebek farklı zamanlarda veya farklı miktarlarda doyabilir. Bu durum normaldir. İlk günlerde çocuğumuzu tanıyıp kaç dakika ara ile acıktığını keşfederek işe başlayabiliriz. Bu keşfi yaptıktan sonra doyurma işlemini belli aralıklarla planlamak gerekir. Bu hem anne için hem de çocuk için daha kolay ve yıpranmayı önleyen bir çözümdür. Doyurulma işlemi bir plan dahilinde yapılmış olsa, bir süre sonra çocuk ta anne de bu plana alışmış olacaktır. Bu plan yapılırken çocuğun acıkma süresini keşfetmek önemlidir. Bazı bebekler iyi doydukları için yarım saatle başlarken bazıları on dakika ile başlayabilir. Bir çocuğumuz yarım saatle başladı diye ikinciye de aynı süreyi uygulayamayız. Başlangıçta çocuğu tanımamız gerekir. Sırf saate uyucam diye acıkmış olan bir bebeği ağlamaya terk etmek olmaz. İlk keşiflerimizi yapıp, çocuğumuzu ilk aylarda tanıyıp, mutlu olacağı süreyi keşfettikten sonra süre ayarlaması yapmak iyi olacaktır. Çocuk büyüdükçe süre artışları yavaş yavaş artırılır. Süre artışları birden yapılmaz. Zaten planlı olmaya devam ederken çocuğun gıda değişimleri ile bunu otomatik olarak hissedecek olduğunuzdan tedirgin olmanıza gerek yok. Belli aralıklarla doyurulur ve bu aralık hiç saptırılmaz ise bebek saatinin gelmesi için beklemeye alışır. Anne de her ne işi varsa ona göre planlayacak, çocuğunun saati gelene kadar vaktinin olduğunu düşünerek daha iyi hissedecektir. Çocuk ağladığında tok olduğunu bilen anne çocuğunun hastalık sebebi ile ağladığını daha kolay ve daha hızlı keşfedecektir. Saatli doyurulan çocuk saatli tuvaletini yaptığı için anne ağlama sebebinin bezinin kirliliğinden olmadığını da bilecek ve ağlama nedenlerini daha kolay bulacaktır. Saatli doyurulmayan bir çocuk ağladığında acıktığı için ağladığı sanılarak zaman kaybedilebilir. Çocuk zaman dilimlerine alışarak yetişecek ve büyüdüğünde de bu davranışlarımız onun disiplinli ve sabırlı biri olmasını, en önemlisi ailesine güven duygusunu öğretecektir.
Ben de bebeğimi doyururken saat uygulamasına önem verdim. Evladım uykudan acıkarak uyansa bile, saatinin dolmasını sessizce beklerdi. Saati geldiğinde ise eğer tam dakikasında vermiyorsam bir dakika dahi beklemek istemez ve ağlamaya başlardı. Ben de bu konuya çok hassas davranır, dakikasını asla aşmamaya özen gösterirdim. Uykuda dahi olsa, dakika dakika hiç aksatmadan zamanın geldiğini nasıl bildiğine, her zaman hayret etmişimdir. Bebeğim saatlerine uygun doyurulduğu için öfkelenme ihtiyacı duymadı. Uyumaya da hiç şaşmadan mümkün olduğunca aynı saatlerde yatırır, o uyanmasa bile saati geldiğinde düzeni bozmamak adına kendim uyandırarak doyururdum.
Hiçbir zaman diliminde ihtiyacının giderilmeme durumunun endişesini yaşamadı ve zamanının gelmesini sabırla beklemesini öğrendi. Bu durum onun ebeveynine karşı güven duygusunun gelişimini de sağladı. Yirmi beş senedir onu hiç ihtiyaçları için sorun çıkardığına şahit olmadım. Ne ihtiyacı olursa olsun ona beklemesi gerektiğini söylediğimde’’ illa istiyorum.’’ Demedi, demez. Zamanının gelmesini bekler. Hatta bazen belirli bir zaman dilimi sözü vermesem de o yine de bekler.
Çocuklarımızı acıktığı için değil, ağladığı için emzirirsek istekleri için her zaman ağlayacaklardır. Büyüklerimiz de yeni doğan bebeği ‘’ağlamadan doyurun ki bebek öflenmesin’’ derlerdi. Küçük yaşlarda ağlayarak kazandığında büyüdüğü zaman ağlamanın şekli bağırmaya, sonraları belki daha şiddetli isteme şekillerine bürünecektir. Bebeğimizi tam zamanında, o ağlamasa da doyurmamız onun bize olan güvenini artırdığı için aramızdaki bağlar da oldukça kuvvetli olacaktır. Eğer bir sebeple ihtiyacını karşılayamayacak olduğumuzda bu durumu ona değer verip birey olduğunu hissettirerek sebeplerini anlattığımızda anlayışlı olacaktır. Çünkü zaten sabrı ve güveni öğrenmiş biri olduğu için sizi anlamakta, sabretmekte ve güvenmekte zorlanmayacaktır. Dakik olmak, düzenli olmak, güven duygusunu ve sabır duygusunu evladımıza öğretmek için önemlidir. Böyle davranmak sözümüzün eri olduğumuzu kanıtlayacak ve çocuğumuzun da dürüst olmasını öğretecektir.
Çocuğunuzun GÜVEN, SABIR, ZAMANINI PLANLAMA gibi davranışlar yerine kendi istekleri için gönül kıran biri olmasını istiyorsanız, belli kurallar yerine her ağladığında isteklerini yerine getirin.