Annemin evinden bu fotoğraf.

Öndeki kiraz, arkadaki vişne ağacı.
Kara topraktan, griye çalan odundan, yeşil yapraktan ve beyaz çiçeklerin arasından kırmızı meyveler gönderen Rabbimize hamdolsun.
Güzellikler her bahar gelip geçiyor ama güzel bitmiyor. Demek ki, bitmeyen, batmayan, sönmeyen, solmayan, ölmeyen bakî bir güzellik var.
Güzellik göz önündeki güzellere ait olsaydı onlarla beraber o da giderdi bir daha gelmezdi. O da biterdi ve giderdi. 
Her mevsim bu güzellikler tazelendiğine göre onlara ait değil.
Demek başka daimi bir güzelin ve Cemal'in aynasıdır her güzel.
Kendilerinden çok kendilerini yaratanı göze gösteriyor.
Sanatkârımıza hayran olun, bizim gibi fani perdelere takılmayın diyorlar.
Beyaz bir sinema perdesinde gözüken kareler, gelip geçen görüntüler nasıl o perdeye ait değilse aynen öyle de dünya perdesinde akseden görüntülerin ve güzellerin güzelliği o perdelerden gelmiyor.
Perdenin gerisini, perdenin ötesini göremeyenler perdelere takılıp kalırlar.
Oysa perde her yerde perde işte. 
Her perde güzelliği gösterirken, güzelliği onun arkasında aramayanlar için takılan bir engel olur.
Oysa perdeleri geçmeden ve açmadan hakiki güzele ulaşamaz hakikat yolcusu.
Bin bir perde gözlerden gizlesin varsın.
Varsın Allah’ım Sen yine varsın.
Ey görünenlerin arkasındaki güzel.
Gözümüze gösterdiklerin bu kadar güzelse kim bilir Sen nasıl bir güzelsin.
Bu güzellik fâni mevcudatta ve mahlukatta bu kadar harika bir şekilde kendini böyle gösteriyorsa, kim bilir ebedî bir alemde ve ebedi bir cennete kendini gözlere nasıl gösterecektir.
Demek ki;
hangi güzele baksa ve görse insan diyecek ki;
Bu faniden sonra bir beka var. 
Bu âlemden sonra ebedî başka bir âlem, başka bir diyar var.
Sığmıyor bu sonsuz tecelliler bu fani dünyaya.
Sığmıyor bu güzellikler fani bir ömre.

Bir bardak denizi ne kadar alabilir ki…
Hangi faniye baksa ve insan dikkat etse anlar ki;
ebedî bir âlem, ebedî bir cennet var.

Bu güzellikler ancak oraya layık bir şekilde o kemal ve cemalin uygun bir şekilde tecelli edecektir ve güzel ilahi isimlere ayna olacaktır.
Ne diyordu şair:
Neye baksam ötesinde hasret çektiğim diyar.
Kavuşmak nasıl olmaz madem ki ayrılık var.
N. Fazıl Kısakürek
...
İşte bir baharda, çiçek açmış bir ağaçtan bize verilen mesaj. Daha fazlasını sizin zekavetinize havale ediyoruz.
Ebedî saadetler ve ebedî baharlar ve ebedî cennetler duasıyla inşallah.
Esselatüvesselam aleyke ya Rasulallah.

………………..

BEDİÜZZAMAN

HAZRETLERİNDEN 
FATİH CAMİİ HATIRASI

 

1950'li yıllarda Bediüzzaman Hazretleri Fatih Camii’ne giderken geçtiği yolda Akasya ağaçları varmış.

O ağaçlardan birinin yanında durmuş.
Ayakuçlarını basıp yükselmiş ve iki parmağı ile ağacın dallarına dokunmuş.
Sağa ve sola sallanan ağacın dallarını hayretle ve ibretle bir müddet seyretmiş. 
Sonra da Fatih Camii’ne doğru yoluna devam etmiş. 
Bu hatırayı bizzat yaşayan ve o gün üstadı izleyen abimize sormuştum bir zamanlar. 
"Acaba Hz. Üstad niye böyle durup da, sallanan o dalları seyretti dedim!"
Cevabı şöyle dedi:
"Hz. Üstad o ağacın dallarıyla yapmış olduğu zikrine dâhil olmuştur."

………………..

Bir Hatıra
ANNEMİN CEVABI
 

Annemi ziyaret ettim bu pazar sabahı.
Kahvaltıda eski günlerden ve komşularımızdan konuştuk.
Her birini hayırla yâd ettik.
Cam kenarındaki ekmek masasının yanında güzel bir kutu gördüm. İçinde ne var diye baktım. Çay kutusu imiş.
"Bunu kim getirdi?" dedim.
"Allah razı olsun. Her gelen bir şey getiriyor. Eli boş gelmiyor" dedi.
"Desene dedim. Bugün bir tek ben bir şey getirmeden geldim."
Annem cevabı yetiştirdi:
"Sen de boş gelmedin oğlum, kendini getirdin" dedi.

………………..

SEÇME TWEETLER

 

Nimeti küçük görmeme onu bereketlendiriyor.

Küçük büyük her nimet madem onun, öyleyse çok değerli...

 

Tam nefsimizi sorgulayacakken araya basit şeyler girer, şeytan bin bir kılıkla karşımıza çıkar bir hayırdan alıkor.

Nefsi muhasebe kolay değil

 

Allah insanı seviyor Ona hastalık veriyor.

Sıhhat ve afiyeti veren o, hastalığı veren de o.

 

Dünyada her saatte 6 bin 500 kişi ahirete göçüyormuş. "Dünyada garip bir yolcu gibi ol" demişti Allah Resulü (sallalahu aleyhi vesellem)

Rabbim iman selameti versin.

 

GONG

Lüks bir otelde misafir olsa da insan, bir müddet sonra sıkılmaya başlıyor, mütevazı evini özlüyor.

Dünya da öyle cenneti özlüyor insan