Batılı ülkelere yaptığımız gezilerde hep dikkatimi çekmiştir, şehri ikiye bölen nehirler…
Geçtiği bölgeye hareket, bereket ve renk katan nehirlere bakıp bakıp, bizim şehrimizde Sakarya Nehri ve Çak Deresi gibi iki akarsudan niye böyle istifade edilmez, güzellik çıkarılmaz diye düşünür dururdum…
1994-99 yılları arasında Adapazarı Belediye Meclisi olarak hizmet ettiğimiz dönemde yapısal bir dönüşüme uğrayan ve bugünkü görünümüne alan Çark Deresi’nin en kritik köprülerinden biridir, Köfteci İsmail’in önündeki…
Oradan sadece motorlu araçlar değil, yayalar da geçer benim gibi…
Yer yer kirliliğe yol açan çöp adacıkları oluşur derede…
Bazen köprüde durur ve o görüntü kirliliğine bakarım üzülerek…
Zaman zaman da SASKİ’ye telefon açarım, oluşan kirliliğin temizlenmesi için…
Bazı yetkililer ilgi duyar ve temizletir, sevinirim…
İsterim trafiği yoğun köprüden bakıldığında yine tertemiz aksın Çark Deresi…
Bu dere çevresi eskiden mesire yeri olarak tatil günlerinin değerlendirildiği bir yer iken, bugün trafiğin en yoğun olduğu noktalardan biri haline geldi…
O nedenle çok dikkat çeker oldu…
İstenir ki Çark Suyu pırıl pırıl aksın, etrafındaki banklarda oturan insanların olduğu kadar yaya ve araç geçişlerinde göze batan kirliliği oluşturan atık adacıkları temizlensin…
Zaman zaman da olsa gündeme getirdiğim kirlilik Çark Deresi’ne hiç yakışmıyor…
Bu cümleden olmak üzere SASKİ yetkililerine bir kez daha hatırlatmak istedim…
İlgi gösterip derenin en can alıcı bölümünü oluşturan köprünün iki yakasının da temiz kalmasını sağlayacak önlemleri alacak yetkililere şimdiden “Beyaz nilüferler” gönderelim istedik…