Anadolu’nun, Bozkır’ın, bu toprağın özgün yazarı, yerli ve milli duruşu ile tanınan rahmetli Abdurrahim Karakoç’un ( 7 Nisan 1932- 7 Haziran 2012 ), geçenlerde “HA HANS, HA HASAN” şiirini, “Şiir Diliyle İkaz, Ders” başlığı ile köşeme almış, hissiyatımıza tercüman olan mısralarını paylaşmıştım.
İçinde bulunduğumuz ve bir türlü çıkamadığımız “halimizi” anlatan “Mirasyedi Nesil” şiirini de, ehemmiyetine ve güncelliğine binaen, yer darlığı nedeniyle biraz kısaltarak köşeme alıyor, değerlendirmeyi okuyucuya bırakıyorum.
Devlet devlet diye naralar atıp
Devleti harcadık... daha ne kaldı?
Millî duyguları ucuza satıp
Milleti harcadık... daha ne kaldı?
Parti merkezleri kıblemiz oldu
Kirli-paslı giren tertemiz oldu(!)
Kazanan kesemiz, midemiz oldu
Ümmeti harcadık... daha ne kaldı?
Nereye baktıksa hoş bakamadık
Bir düştük, bir daha hiç kalkamadık
Sarıldık dünyaya, bırakamadık
Ahreti harcadık... daha ne kaldı?
Dilendik batıda, dağıttık şarkta
Ar-namus kalmadı ev ile barkta
Ekranda, sahnede, caddede, parkta
İffeti harcadık... daha ne kaldı?
Sözleri, zehirli yılan ettik biz
Her şeyi her şeyi yalan ettik biz
Sevgiyi, dostluğu talan ettik biz
Hürmeti harcadık... daha ne kaldı?
Şartlandık en câni arzular için
Koymadık tek mâni, arzular için
Üç günlük nefsânî arzular için
Cenneti harcadık... daha ne kaldı?
Vurduk, çaldık-çırptık bin bir iş yaptık
Gözümüze, gönlümüze diş yaptık
Yöneldik israfa, gösteriş yaptık
Nimeti harcadık... daha ne kaldı?
Saldılar batıya, bir batıl izden
Umutlar, hayaller kırıldı dizden
Sılayı aldılar ellerimizden
Gurbeti harcadık... daha ne kaldı?
Zevk-safa içinde şah ile vezir
Biri 'hâkimim' der, birisi 'Hızır'
Bekledik bekledik gelmedi huzur
Mühleti harcadık... daha ne kaldı?
Çağ delirdi... beden hasta, can hasta
Haram dolu, riya dolu her tasta
Akıl iflastadır, amel iflasta
Rahmeti harcadık... daha ne kaldı?
Ahbaplık-komşuluk nerde erenler?
Duruyorsa haber versin görenler
Söyleyin söyleyin eski yârenler
Sohbeti harcadık... daha ne kaldı?
Sünneti kaybettik, farzı kaybettik
Sahabeden miras tarzı kaybettik
Manevî talebi, arzı kaybettik
Kısmeti harcadık... daha ne kaldı?
NOT:Dahil de ve hariçte, insanlık tarihinin en acı günlerinin yaşandığı, bütün bir Müslüman coğrafyanın kan, gözyaşı ve ölüme mahkum olduğu bir zaman da, bir “bayram edemeyeceğimiz bayrama” daha giriyoruz. Gerçek bayramlara, “bayram edeceğimiz bayramlara” erişmek ümit ve inancıyla, Ramazan Bayramınızı tebrik eder, uyanış, diriliş ve MUTLAK KURTULUŞA vesile olmasını Mevla’dan niyaz ederiz.