Vatanını ikinci ana olarak kabul edip, o doğrultuda hareket eden bu aziz varlığı işte böyle farklı bir anlayışla sevip koruyan, kollayan insanların ülkesinde yaşamak istiyorsak, birlikte yaşamanın kurallarına uymak, mevcut yasalara göre hareket etmek kaçınılmaz olmalıdır…
Her mevsimin kendine özgü bir havası, doğası vardır…
O nedenle yaşadığımız her yerde buna göre hareket etmeli, ilahi ve beşeri kurallara uymalıyız ki sonunda önlenmesi zor, hatta günümüzde olduğu gibi afet boyutunda dertler, acılar oluşmasın ya da çok kolayca atlatılabilsin…
Oysa bugün son aylarda bırakın ülkemizi, neredeyse dünyanın hemen her köşesinde karşı konulması zor afetler yaşanır oldu…
Yangınlar, seller aldı başını gidiyor…
Geride büyük yıkım, acı ve gözyaşı bırakıp giden yangınlar ve seller önlenemez boyutlara ulaştı…
Kaybettiğimiz canlar, yanlış yaşamanın acımasız faturası değil de söyler misiniz nedir!
Buna ilimiz için 25-30 yıl aralıklarla yaşadığımız depremleri de katarsak, dünyanın ve yaşamanın kurallarına uymamamaktan kaynaklanan hatalarımız, uygulamalarımız velhasıl yasa, kanun tanımaz hal ve hareketlerimizin önümüze koyduğu ağır faturaları ödemenin üzücü sonuçları ile baş başa ne yazık ki ülkemiz…
Güneyde önlenmesi kolay olmayan yangınlar yakarken yürekleri, ülkemizin kuzeyinde yoğun yağmurların yol açtığı seller önüne ne gelirse ayırt etmeden mal ve canları alıp gidiyor…
Devletimiz maddi-manevi halkının zarar ziyanını karşılamada üstüne düşen görevi yerine getirip yangın yerine dönmüş yürekleri serinletmeye çalışırken, muhalefet ise söndüreceği yerde yangına körükle gidiyor…
Oysa vatanseverlik böyle durumlarda sıkıntıyı asgari hadlere indirmek anlayışı ile olaylara yaklaşmayı gerektirir…
Aksine hareket edip “Tutulan kısrak harmanı döver” anlayışı ile suçlu aramayı izah edecek kelime bulmak zor olsa gerek…
İşte böyle sıkıntılı dönemlerden geçiyor dünyamız ve ülkemiz..
Karşı konulması zor olaylar olarak tüm dünyayı bu arada ülkemizi de içine alan felaketlerde canını, malını kaybeden vatandaşlarına karşı böyle anlarda kurşundan askerler gibi kol kola giren halkımız desteğini eksik etmez…
Marcus Cicero “Yardımlaşmayı terk edenler dünyadan güneş kaldırmış gibi olurlar” der…
Böyle olmasını istemeyen insanların ülkesidir Türkiye…
Nitekim devleti ile bir olup her acıya katlanıp sellerin, yangınların yakıp yaktığı yüreklere tırlar dolusu yardımları ile nefes veren halkımız böyle olduğunu gösteriyor…
Yangın ve sellerle oluşan sıkıntı ve acıları azaltmaya çalışan halkımıza “Orkideler” giderken, afetzede vatandaşlarımıza ise Mevla kolaylıklar versin diyerek acılarını paylaşır sabır çiçekleri gitsin istedik Bizim Bahçe’den…