CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 seçimleri öncesinde okyanus ötesine, Amerika’ya gitti.
CHP basın açıklamasına göre Washington, D.C.’de bulunan önemli bilim, teknoloji, insan hakları ve sivil toplum kuruluşlarına ziyaretler yapılacakmış.
Yanlış anlaşılmasın. Komplo teorisi peşinde değilim.
Tabii ki gitsin. Netice de seçimler öncesi think - thank lazım.
Hatırlarsınız, Amerikan Başkanı Biden, “Türkiye’deki muhalefeti” bir araya getirmek istiyordu. Kemal Bey ve altı ortak bir masada toplandılar.
Kemal Bey’in işi kolay değil. Züccaciye dükkânına fil girmesin diye uğraşıyor… Lakin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çıkaracakları “aday sorunsalı”nı bir türlü çözemedi.
Belki, dönüşte çözer…
Çabasını takdir ediyorum. Şimdiye kadar Tayyip Erdoğan karşısında girdiği tüm genel seçimleri kaybeden CHP Genel Başkanı için bu seçim “son yarış” olabilir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP heyetine, ABD dönüş yolunda uçakta okumaları için çerezlik bir yazı düşündüm.
Yazının konusu Makedonya’daki Yücelciler ve CHP’nin 1948 tarihiyle ilgili.
O işler eskide kaldı demeyin. Devletler tarihinde elli yıl, sanki dün gibidir. Kolay unutulmaz.
Buyurunuz, okuyalım.
“Sosyalist Yugoslavya’ya bağlı olan Makedonya’da İslam ve Türk kimliklerini koruyabilmek için mücadele edenlere “Yücelciler“ derlerdi. Yücelciler hareketi, 1941 yılında Üsküp’te Şuayp Efendi tarafından kurulur. Şuayp Hoca; şehirdeki Atâullah Efendi Medresesini bitirdikten sonra Mısır’a gider. El-Ezher Üniversitesi’nde Arapça, fıkıh, kelam ve tasavvuf ilimleri üzerine icazet alarak Üsküp’e geri döner.
Osmanlı sonrası Balkanlarda yetim kalan Türklerin dinlerini, milli kültürlerini, edebiyat ve sanatını yaşatmak amacıyla kurulan bu teşkilat, ‘Tefeyyüz’ isminde bir de okul kurar. Türkçe kitap ve dergileri basarak halka dağıtır. Üsküp radyosunda Türkçe programlar yaparlar. Makedonya’da etkili olan bu faaliyetler çok geçmeden Sosyalist Yugoslavya tarafından tehdit olarak görülür. İhbar ve suçlamalar neticesinde mahkemeye çıkarılan yüzlerce Üsküplü Müslüman Türk’e çeşitli cezalar verilir. Mahkeme, hareketin kurucusu Şuayp Efendi ve üç arkadaşına idam cezası verir. 1948 yılında “Şuayp İshak Aziz, Abdurrahman Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Âdem Ali Âdem,” kurşuna dizilerek şehid edilirler.
Baskıdan bunalan Türkler, Demokrat Parti ve Menderes öncesi bir dönemde yardım almak için Ankara’ya heyet gönderirler. Dönemin CHP Başbakanı İsmet İnönü’den aldıkları cevap acı ve mânidardır:
“Misâk-ı Millî hudutları dışında Türk ve Müslüman unsuru diye bir şey kabul etmiyorum. Zaman çok vahimdir. Türkiye dışarı ile uğraşmamalıdır. Türkiye’nin başını ağrıtmayın” der.
Büyük umutlarla geldikleri Ankara’da hayalleri yıkılan Makedonya Türk Heyeti ne yazık ki Üsküp’e eli boş döner. Yaklaşık on yıl sonra Sosyalist Yugoslavya mahkemesi tarafından asılacak olan bu dört Müslüman Türk idam edildikten sonra rejim tarafından gizlice gömülür. Mezar taşları bile olmayan o mücâhidlerin kabirlerinin nerede olduğu bugün dahî bilinmiyor.” (Shf. 132-133 / Prekaz – Balkanlardan Göç Hikâyesi / Değişim Yay. 2022)
Helalleşelim diyorsunuz ya… Toprağın altında bile helallik almanız gereken o kadar çok insan var ki…
İbrahim Selamet