Rusya ile Ukrayna arasında cereyan eden üstü örtülü savaşın doludizgin devam edip uzamasının arkasında, ülkemizi ilgilendiren hesapların yattığına yönelik görüşler, son günlerde belirgin hale geldi…
Konu devletimizin de dikkatle üzerinde duracağı hayati bir mesele olarak genişliyor…
Oynanan bir oyun olduğu muhakkak…
Oyunun içerisine çekilmek istenen ülkelerin başında hiç kuşkusuz ülkemiz gelmektedir…
Konu son derece ciddidir ve önlem alınması gereklidir…
Sanırım devletimiz aynı doğrultuda gereken önlemleri alacaktır ve gizli de olsa oyunun içerisinde çekilme problemini gidecektir…
İşte bu hayati konuyu ele almış Yusuf Kaplan…
İstedim ki “Asıl hedef Türkiye olabilir!” başlıklı yorumunu paylaşayım sizlerle…
Ruslar, Rusya’nın yeni Çar’ı Putin’in talimatıyla Ukrayna’yı işgal etmeye başladı... Ukrayna’da her şey anormalleşti: Benzin kuyrukları, banka kuyrukları, market kuyrukları aldı başını gitti… Ukrayna halkı, haklı olarak panik ve korku içinde…
İşler, Rusya’nın Ukrayna’daki ayrılıkçıların toprak bağımsızlıklarını tanımasıyla başladı. Rusya’nın bu davranışının, Ukrayna’nın işgalinin habercisi olduğu aşikârdı.
Dünya nasıl tepki verdi peki?
Kınayarak!
Çin’in Tayvan’ı işgal etmesinin an meselesi olduğu söylenebilir belki ama bu çok tehlikeli bir adım olur. Üçüncü Dünya Savaşı’nın kıvılcımını ateşler. Bu nedenle Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine ilk sert tepkilerden birini Japonya verdi. Tayvan’ın Çin tarafından işgali, Japonya’nın güvenliğinin tehlikeye girmesi anlamına gelebilir.
Çin’in belki Japonya üzerine yürümesi anlamına da gelebilir bu.
Bu mümkün mü? Eğer kıvılcım çakılırsa, mümkün.
Kıvılcım’ın çakılması okun yaydan çıkması demektir.
Ayrıca tam 117 yıl önce, 1905 yılında Japonya’nın Çin’i işgal edecek, Rusya’ya diz çöktürecek hatta Avustralya’ya uzanacak kadar bütün uzak Asya’yı işgal ettiğini, bölgeyi “Japon gölü” haline getirdiğini unutmamak lazım.
Bütün bunlar, Çin’in Japonya’yı “yutması” için olağanüstü önemde yakın tarihî gerçekler.
Ama altını çizerek söylüyorum: Çin, bu şartlarda Japonya’ya giremez. Zira Çin’in Tayvan’a girmesi, Japonya’yı kuşatması anlamına gelir. Her bakımdan kuşatması.
Sonra orta ve uzun vadede Rusya ile Çin arasında Asya üzerinde hâkimiyet kavgası yaşanır mı?
Hiç kuşkunuz olmasın.
Şu an sanki Batı ittifakına veya hegemonyasına karşı Rusya ile Çin stratejik ittifak hâlindeler. Ama orta ve uzun vadede Çin ile Rusya arasında Asya üzerinde kim hâkim olacak savaşı, kavgası, en azından mücadelesi yaşanacaktır.
Rusların Ukrayna’ya girmeleri, Batı’da şaşkınlıkla karşılanmadı. Çünkü bizzat Batılı güçler Rusya’yı Ukrayna işgali için kışkırttılar. Özellikle de ABD!
Niçin kışkırtmış olabilir Batılılar Rusya’yı Ukrayna’yı işgal etmeye?
Kısa vadede değil de orta vadede Türkiye’yi durdurmak, ku
Bu soruya görünür göstergelere baktığımızda elbette ki evet diyemiyoruz. Ama görünmeyen, daha karmaşık işaretlere baktığımızda asıl hedefin Türkiye olduğu abartılı bir yorum olarak değerlendirilmemeli.
Öncelikle şunu bilelim: ABD ile Rusya’nın gizli ittifak hâlinde olduğunu düşünüyorum. Çin, çok hızlı geliyor, hızlı büyüyor. Çin’in önünü ancak Ruslarla keseceklerini düşüyor olabilir Batı ittifakının ana aktörleri.
Rusya’nın önünün açılması riskli elbette Batı ittifakı açısından. Ama bu riski göze alma zorunluluğu hissettiği söylenebilir Batılıların.
Batı ittifakının belki de asıl kâbusu, Türkiye’nin hem dış politikada hem stratejik bakımdan hem de teo-politik olarak bölgede en etkili, kalıcı, derinlemesine nüfûz edecek hâkim güç konumuna yükselmesi.
Bütün çökertme çabalarına, darbe girişimlerine, PKK, PYD ve FETÖ gibi terör örgütlerini icat ederek üzerimize salmalarına rağmen Türkiye’ye diz çöktürülemediği gibi Türkiye beklendiğinden daha kıvrak bir stratejik zekâ ile bütün iç ve dış tezgâhların hepsini püskürttü.
Ve Türkiye’nin büyümesi, bölgesel güç konumunun güçlendirilmesi, İran’ın önüne geçmesi Batı ittifakının başını çeken ABD’yi de, Akdeniz’e açılmasının önündeki en büyük engel olarak Türkiye’yi gören Rusya’yı da kara kara düşündürüyor.
Eğer Ruslar, Akdeniz’e açılamaz ve Arap dünyasında ABD (yani Yahudi gücü) ile İngiltere’den sonra üçüncü büyük güç olamazlarsa yeniden süper güç olamazlar.
O yüzden orta ve uzun vadede Rusların da, Batı ittifakının da, Çin’in de hedefinde Türkiye’nin önce bölgesel güç, sonra da küresel güç olma ihtimalinin önüne geçilmesi çabası vardır. Bunu iyi bilelim.
NATO, ABD ve Avrupa’nın Rus işgali konusunda dişe dokunur bir şey yapamıyor görünmelerinin iki temel nedeni olabilir: Birincisi Rusya’yı önleyecek güçlerinin kalmaması. İkincisi, orta ve uzun vadede Türkiye’nin kuşatılması ve bölgenin kaderini belirleyecek bir aktör konumuna yükseltmesinin önüne set çekilmesi. Rusya’nın Ukrayna işgali bunun ilk adımıdır.
Özetle…
Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre hareket etmeli.
Tarafsız kalmalı…
En küçük hata, kıvılcımın Türkiye’ye sıçramasına yol açabilir. Birinci Dünya Savaşı’na tuzakla yani küçük bir kıvılcımın patlatılmasıyla girdirildiğimizi ve bu kıvılcımın, Osmanlı’nın sonunu getirdiğini asla unutmayalım.”