Rahmetli Özal’ın prensleri arasında yer alan eski milletvekili ve bakan Ersin Taranoğlu ile nalına mıhına vurduğumuz müthiş bir ufuk turu yaptık dün gazetemizi ziyareti sırasında…
Siyaseti bırakıp zamanının bütününü kendine ayırmasıyla dikkati çeken Ersin Taranoğlu’ndan, dört dönem milletvekili, iki dönem de bakan (Gençlik Spor ve Orman) olarak ülkeye hizmet eden tecrübeli bir politikacı olarak istedik ki düne, bugüne ve yarına yönelik düşüncelerini alalım, izlenimlerini dinleyelim…
Bu arada gezip gördüğü şehirler ve ülkeler hakkında sözü olmalı diyerek başlattığımız sohbetin ilk bölümü felsefi değerlendirmelerden, ikinci bölümü ise politik düşüncelerden oluşuyordu…
“Ne zaman partim oy kaybederse ben siyaseti bırakırım” sözüne sadık kalarak politikadan el çeken ve o günden sonra zamanın bütününü kendine ayıran Taranoğlu’nun siyasi değerlendirmelerinde katıldığımız ve katılmadığımız bölümler vardı…
Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli…
Ülkenin ve şehrin durumuna yönelik siyasi analizlerden önce değişen ve gelişen düşünce yapısının temel nedenleri üzerinde durdu…
Rusya’ya gidip komünizmi görünce korkulacak bir şey olmadığı fikrine kapılıp ülkücülüğü bir kenara bırakmış, Amerika’yı görünce ise kapitalizme ve kapitalist dünyaya bakış açısı değişmiş…
Bu görüş doğrultusunda hayatı özümseyen bir anlayış içerisinde bugüne gelmiş, siyaseti bıraktığı günden sonra…
Özal’dan Mesut Yılmaz’a uzanan değişim süreci, dünyanın hali, ülkemizin içinde bulunduğu durum, Amerika’nın gücü, gerginleşen ortam ve dünya siyaseti ve nihayet belediye hizmetlerine yönelik değerlendirmelerinde kâh katıldığımız, kâh katılmayıp itiraz ettiğimiz pek çok konu oldu…
Bizi bu yoğun ve uzun soluklu sohbette ayıran temel anlayış, “başarı haklı olanın mı yoksa güçlü olanın mı” noktasına getirip bıraktı…
O güçten bahsetti, bense haklılıktan…
Zaman bu doğrultuda kimi haklı çıkaracak değerlendirmesini bir kenara atıp toplumun mutluluk ve huzura ihtiyacı olduğu konusunda birleştik…
“Öfke ve gerginlik ne iktidara, ne de muhalefete yarar getirir. Bu açıdan geldiğimiz durum sıkıntı verici” diyen Taranoğlu, başarıyı ve huzuru kadınların zorunlu olarak üniversite eğitimine tabi tutulması şartına bağlıyordu…
“Bugün yetkili bakan olsam bu doğrultuda bir yasa çıkarırım” diyerek kadınları böylesine kültürlü bir toplumun kalkınmada sıkıntısı olmayacağının altını çiziyordu…
Ömrü üç 25 yaşa ayırıp ilk ikisinin kendisine ait olmadığını, son 25 yılın rahatlığı içerisinde hayatı dolu dolu yaşadığını sözlerine ekleyen Ersin Taranoğlu’nun yaşam tarzı bugün modern bir Evliya Çelebi anlayışının izlerini taşıyor…
“Bundan sonra sana Grönland’dan seslenirim” şeklindeki giderayak sözü, böyle bir yaşam felsefesi içerisinde olduğunu gösteriyor, zira…
Yıllar sonra bir araya geldiğimizde tecrübeli bir eski politikacıda aradığım ve beklediğim doğrultuda bir değerlendirme bulduğumu söyleyemesem de zevkli, heyecanlı bir sohbet ortamı oluştu aramızda…