Türkiye bir inşaat ülkesi, beton mikseri dönüyorsa ülkenin çarkları da dönüyor. Öyle ki bunu konut satışlarından tahsil edilen tapu harçlarının toplamından elde edilen gelirden anlayabiliyoruz.
Türkiye'de bu yılın 7 ayında 1 milyon 826 bin 242 gayrimenkul satış işlemi yapıldı. Tam 21 milyar 19 milyon 26 bin 186 lira tapu harcı geliri elde edildi.
Geçtiğimiz ay 222 bin 578 gayrimenkul satış işlemi yapıldı, 2 milyar 603 milyon 208 bin 300 lira tapu harcı geliri sağlandı.
Temmuz ayında, 331 bin 693 gayrimenkul satış işleminin yapıldığı haziran ayına göre gayrimenkul satış işlemleri sayısı %33 azaldı.
Ülke genelinde Ocak-Temmuz 2022 döneminde 1 milyon 826 bin 242 gayrimenkul satış işlemi yapıldı. Bu işlemlerden 21 milyar 19 milyon 26 bin 186 lira tapu harcı gelir elde edildi.
İşlemlerin 798 bin 870'ini konut, 314 bin 2'sini arsa, 496 bin 15'ini tarla, 84 bin 750'sini iş yeri ve kalanını ise diğer taşınmazların satışı oluşturdu. En çok satış işlemi yapılan il, 240 bin 644 satışla İstanbul oldu.
İstanbul'u 123 bin 861 ile Ankara, 99 bin 994 ile İzmir, 75 bin 69 ile Antalya, 69 bin 445 ile Bursa, 54 bin 657 ile Konya, 50 bin 611 ile Kocaeli ve 49 bin 421 ile Balıkesir takip etti.
Yani Türkiye Tam 21 milyar 19 milyon 26 bin 186 lira tapu harcı geliri elde edildi.
Bu rakamı daha iyi anlamamız açısından örnek verecek olursam, 2021 yılında (12 ay ) devletin ÖTV’ den elde ettiği vergi geliri 205,4 milyar lira bunun 22,8 milyarı alkollü içkilerden, 67,6 milyarı sigaradan, tapu harcından bahsetmiş olduğum rakam daha yılın ilk 7 ayından oluşan bir gelir, çok fazla dostlar çok fazla, ülkemizde tapu harcı çok yüksek.
5 Mayıs 2018 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında tapu harçları %3 indirilmişti hatırlarsanız, şu an tapu harcı %4 (binde 40)
Hükümet satış bedeli üzerinden tam gösterilerek tapu harçlarının tam oranda ödenmesi için yeni düzenlemeler yapıyor evet fakat öncelikli yapılması gereken tapu harçlarının düşürülmesidir.
Bu tapu harç ücretleri ile vatandaş satış bedelini gerçek değer üzerinden göstermekten kaçıyor.
Kısa bir araştırma yaparak örneğin Amerika’da alım/satım vergisi (alış fiyatının binde 7′sine eşittir ve bu masraf genelde satıcı tarafından ödenir), tapu-kayıt masrafı (30-60 dolar), ev alım-satım dökümanlarını hazırlama ve alım-satım işlemini kapama ücreti (500-600 dolar), emlak değeri tespiti işini yapan bilirkişi raporu ücreti (250-400 dolar), yıllık müstakil ev sigortası (alış fiyatının binde 1-2′si kadar), tapu sigortası primi ve masrafları, müstakil evlerde gereken tapu-kadastro masrafı (250-350 dolar), evin tepeden tırnağa profesyonel bir uzman tarafından gözden geçirilmesi ücreti (200-400 dolar) bulunmaktadır. Yukarıdaki parantezler içinde verilen rakamlar masrafların ne olabileceği konusunda çok iyi fikir vermektedir. Yukarıdaki rakamlardan da görüleceği gibi, konut alım masrafları çeşitli faktörlere dayanarak evin alış fiyatının %1.5-%3′ü arasındadır.
Almanya’da tapu harcı, %0,8 ile %1,2 arasında. Noter Harçları: %1,2 ile 1,5% arasında değişiyor.
Ve İngiltere bana göre en adaletli yöntemi uyguluyor. Aldığınız ev ilk kez orta halli bir ev alıyorsanız vergi harç ödemiyorsunuz. Aldığınız evin değeri arttıkça alımda ödediğiniz vergi artıyor şöyle ki, İlk kez mülk alanlar için satın alma fiyatı 125.000 Sterlinin altında olan işlemler söz konusu vergiden muaftır. Bu rakamın üstü tutarında ki satın almalar vergiye tabi olup bu vergi sadece ve daima alıcı tarafından ödenir. Oranları satın alınan dairenin meblağının volümüne göre satış fiyatın %2’si ile %10’u arasında değişmektedir. Bu vergi hesaplanırken dilim vergi oranı uygulanır. Örneğin; 300.000 Sterlin tutarında bir ev alıyorsanız vergilendirmede toplam fiyatın 125.000’lik kısmı muaf, bu rakamı 250.000 Sterline tamamlayan kısmı %2 (125.000 Sterlin) ve son kalan 50.000 Sterlin ise %5 üzerinden hesaplanır.
Umarım bu ya da buna benzer bir uygulamayı da ülkemiz de görebiliriz.
Kiracı ve Ev Sahibine Özel Arabulucu
Son dönemlerde artan kiralar nedeniyle ev sahipleri ile kiracılar karşı karşıya geldi.
Türk Borçlar Kanunu’nda, taraflar arasında hukuki sorunlara neden olan kiralardaki ciddi artışları engellemek için geçici olarak değişiklik yapıldı.
TÜFE oranına göre belirlenen ev kiralarına 1 Temmuz 2023’e kadar ara verilerek kiraya yapılacak zam oranı yüzde 25’le sınırlandırıldı. Fakat bu da taraflar arasındaki anlaşmazlıkların önüne geçemedi.
Yasal düzenlemeyi bertaraf etmek isteyen bazı ev sahipleri kiracısını çıkarıp evini yüksek fiyattan kiraya vermek için bazılarıysa fahiş fiyata kiraladığı evin kirasını kiracıdan almakta zorlandığı için çareyi tahliye davalarına aramaya başladı.
Bu tür davalara yüzde 25 zam sınırı yasasına uyulmaması nedeniyle eski kiracıların davaları da eklenince sulh hukuk mahkemelerinin yükünün arttığı belirtiliyor.
Uzun süren ve mahkemelerin iş yükünün artmasına sebep olan bu davalarla ilgili Adalet Bakanlığı, harekete geçti.
Kira anlaşmazlıklarıyla ilgili açılan davalara zorunlu arabuluculuk şartı getiriliyor. Yeni düzenlemeye göre; taraflar mahkemede dava açmadan önce arabulucuya başvuracak.
Arabulucu da anlaşma sağlanamazsa dava süreci başlayacak. Arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan mahkemeye başvurarak açılan davalar ise reddedilecek.
Mahkemelerdeki iş yükünün azalmasını sağlayacağı belirtilen yeni uygulamanın eylül ayında devreye girmesi planlanıyor.
Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle..