Tüm dünyayı esaret altına alan, bir biyolojik tehlike ile karşı karşıyayız.

Corona  (COVID- 19) olarak adlandırılan bir virüs, insanlığı ciddi boyutta tehdit etmekte.

On binlerce hasta, bu virüsten dolayı hayatını, kaybetmiş durumda . Bir o kadarı da,  karantina altında yaşam mücadelesi veriyor.

Durum, çok ama çok ciddi…

Hepimiz tehlike altındayız.

Özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar, birinci derecede risk gurubunu oluştururken; sağlık çalışanları da büyük bir tehlike altında.

Adeta, çağın vebası olan bu hastalığa, daha doğrusu, Dünya Sağlık Örgütü’ nün ifadesiyle, pandemiye karşı, kişisel ve toplumsal tedbirlerimizi almak zorundayız.

Sağlık çalışanlarının ikazlarını göz önünde bulundurmalı; onların tavsiyelerine riayet etmeliyiz.

Unutmamalıyız ki, bu tavsiyeler, hayatımızı kurtaracak ve virüsün yayılma hızını yavaşlatacaktır.

Bu hayati tavsiyelerin bazılarını madde madde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle alacağımız en önemli ve en can alıcı tedbir, ellerimizi en az iki dakika boyunca, bol su ve sabun ile yıkamaktır.  Unutmayalım ki, su ve sabun, virüslere karşı en ucuz ve en etkili tedbirdir.

Bir başka önemli tedbir, musafaha yani tokalaşmaktan kaçınmaktır. Virüsler el teması ile rahatlıkla yayılabilme özelliğine sahiptir.

Dışarıya çıkarken maske ve eldiven takmalı,  maskelerimizi ve eldivenlerimizi sık sık değiştirmeliyiz. Aklımızdan çıkarmayalım ki, uzun süre kullanılan maske ve eldivenler yeni hastalıklara yol açabiliyor.

Yanımızda mutlaka ufak boy bir antiseptik losyon, ya da alkol derecesi yüksek  kolonya bulundurmalıyız.

Özellikle ilk 14 günlük salgın döneminde evlerimizden dışarı çıkmamalı, kendimizi ve ailemizi karantina altında tutmalıyız.

Oturduğumuz kapalı alanları sık sık havalandırmalıyız.

İnsanlarla aramıza belli bir mesafe koymalı, sosyal mesafe kuralına önemle riayet etmeliyiz.

Acil bir durum yoksa sağlık kuruluşlarına gitmemeliyiz.

Sinema, tiyatro, cami, panel, spor müsabakaları gibi kalabalık alanlardan kaçınmalıyız.

Kişisel temizliğimize azami ölçüde dikkat etmeliyiz.

Kuru öksürük,  yüksek ateş ve nefes darlığı gibi semptomlarla karşılarsak, hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıyız.

Yurt dışı ve yurt içi seyahatlerinden kaçınmalıyız.

Bu tedbirlerin sayısı daha da arttırılabilir.  Lakin, uzmanların açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda alınacak başlıca tedbirler bunlar.

                                                           *****

Konu, Corona salgını olunca, sağlık çalışanlarının üstün gayretine değinmeden olmaz.  Onların, cansiparane çalışmaları sayesinde,  virüsün yayılma hızı kontrol altında tutulabiliyor. Başta, Sağlık Bakanı Sn. Fahrettin KOCA olmak üzere, tüm sağlık çalışanlarını canı gönülden kutluyor , pandemiye karşı gösterdikleri bu başarılı mücadelenin  devam etmesini Yüce Allah’ tan temenni ediyorum.

                                                                        *****

Başımıza gelen her olayın, metafizik/soyut  bir boyutu vardır. Bu salgında, şahsen bana,  Rum Süresi 41. Ayeti hatırlattı.

Ayette, Yüce Allah bizlere şöyle buyuruyor:  “Allah'ın buyruklarını umursamaz hale gelen şu insanların, kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda, karada ve denizde bozulma başladı. Bu şekilde Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını onlara tattıracaktır.”

Ayette buyurduğu gibi, insanoğlu karada ve denizde azgınlaşıp, tabiatın dengesini bozarak  fesat çıkardı. Ne doğaya saygı duydu, ne de kendisine verilen nimetlere… Allah’ ın sünnetullahına aykırı davranarak hem kendi nefsini, hem de dünyayı tarumar etti.

Allah’ın koyduğu kurallara riayet etmeyen insan, her türlü şerle karşılaşacaktır. Ortaya çıkan bu kötü tablo/pandemi  Allah’ ın bir başka sünnetullahının sonucudur

Bu virüs salgını, insanoğlunun kibre kapılarak, kendi kendime yeterim, hayatım benim elimde gibi düşüncelerinin geçersiz ve manasız olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

            Biz insanoğlu, Allah’ ın rahmeti ve merhameti olmasa, tek bir nefes bile alamayız. Aciz ve güçsüzüz, sığınabileceğimiz tek bir kapı/makam var, o da Rabbimizin şefaat  kapısıdır.

Bizler, önce kendi nefsimizi düzeltecek, toplum olarak da Kuran’ a ve sünnete riayet edeceğiz. Tabiata saygı duyacak, onun bize Allah’ ın bir emaneti olduğunu unutmayacağız.

Bu saatten sonra yapacağımız  tek şey,  her türlü tedbiri alıp, uzmanların söylediklerini  eksiksiz şekilde yapmak ve gerisini ise   Yüce Allah’ a bırakmaktır.  Yani tevekkül ehli olmaktır. Bu sayede, boş ve abartılı korkulardan kurtulabiliriz.

*****

Dünya geçmişte de pandemi vakaları yaşadı. Corona virüs ilk pandemi vakası değil. Emin olun, tüm insanlığın ortak gayreti ve  Allah’ ın izni ile  bu salgın da bertaraf  edilecek, güzel günler geri gelecektir.

Biraz sabır ve tevekkül lütfen…