7 Ekim 2023’den itibaren, yaklaşık üç buçuk aydan beri,
En büyük ziyonist, BÜYÜK ŞEYTAN ve küresel eşkıya, ziyonist vampirlerin tedarikçisi, hamisi, azmettiricisi ABD yönetiminin şemsiyesi altında, AB ülkeleri yönetimlerinin de tam desteği,
Müslüman ülke yönetimlerinin de (İran, Hizbullah ve Yemen kısmen istisna ) sadece tiribünlere oynaması, esip gürlemesi ama somut, müeyyideye yönelik en küçük bir adım atmaması ile Gazze’de,
İnsanlık tarihinin en büyük KATLİAMI, VAHŞETİ ve SOYKIRIMI gerçekleştirildi ve Müslüman ülkelerin başına tebelleş olmuş kukla ve kağıttan kaplan idarecilerin gündeminden düşse, onlar, oy kaybetmeme, Gazze’ye hiçbir yardımları olmayışının anlaşılmaması ve iktidarda kalma peşinde koşsalar bile, mezalim tüm hızıyla devam ediyor.
Gazze ziyonist canavara, emperyalist eşkıya ABD yönetimine peşkeş çekilmiş durumda!
D. Türkistan’ın Çin yönetimine satıldığı, peşkeş çekildiği gibi!
Daha önce Afganistan’ın, Çeçenistan, Irak, Libya, Suriye, Yemen, Arakan, Mısır(İhvan ve Mursi) ve Müslüman birçok Afrika ülkesinin Batılı vampirlere, BOP’e satıldığı, peşkeş çekildiği gibi.
Öylesine bir mezalim ki, hiçbir kural, kaide, ahlak, ilke, kanun, yasak ve uluslararası hiçbir antlaşmaya, karara ve tepkiye uymadan ve aldırmadan Gazze’de taş üstünde taş, beden üstünde baş bırakmamış,
Binlerce bebek, çocuk, kadın, yaşlı, genç hunharca katledilmiş,
Hasta, hastahane, mektep, cami, kilise, ambulans NE VARSA VURULMUŞ,
En hayati ihtiyaçlar su, elektirik, ilaç, tıbbi yardım, gıda ve benzeri ne varsa kesilmiştir.
Çok acı ve ibret vericidir ki; ziyonist lanetlileri destekleyen Batılı ülkelerde, bizden çok daha kalabalık mitingler olmuş, hem de Müslüman ülkelerde kendi yönetimlerini koruyarak İzrail’e karşı koyduğumuz, netice vermeyen ve hiçbir zaman vermeyecek olan tepkiyi, kendi ülke yönetimlerine koymuşlardır.
Özet olarak, İzzettin Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde’nin haklı deyimi ile “Dünya; vicdansız suçlular ile aciz seyirciler olarak ikiye ayrıldı.”
Tam da bu aciz seyirciler tarafında kalan bizlerin içinden de çok çok az da olsa vicdanımıza, derdimize ve sesimize tercüman gür ve yakıcı sesler çıkıyor.
İşte bu seslerin başında Ayçin Kantoğlu yer almaktadır.
Ayçin Hanımefendi son derece vakur, rol yapmadan, sade, derdi yüz hatlarına ve mimiklerine kadar sirayet etmiş bir hüzünle, dikkatli ve nezih bir üslup, Türkçeyi en iyi kullanan üstadları bile aşan bir üslup ve incelikle Hak’kın ve hakikatin sesini en yüksek frekanstan haykırdı.
Kantoğlu, dünyadaki protestolardan yola çıkarak halkların kendi yönetenlerini Gazze’deki vahşete sessiz kalmalarından dolayı ciddi bir şekilde eleştirdiğini dile getirerek şunları söylüyor:
“Yönetilenler karşı karşıya bırakıldıkları bu korkunç vahşetle alakalı bir şerh koymuşlardır: "Bizim paramızla, bizim vergimizle sen bu vahşeti finanse edemezsin." diyorlar.
“Çünkü İsrail sadece Filistin'i bombalamıyor, batının iman ettiği bütün sistemleri bombalıyor. Bunların tezahürleri ve sonuçları olur. Muhtemelen bu işler bilinçli olarak yapılıyor; bir sistematiği, bir hesabı vardır bunların.
Ama şunu unutmamak lâzım, hakikatin de Hakkın da bir hesabı vardır. Dolayısıyla biz bunlarla hemhal olup bir yere doğru evrileceğiz.”
Yine Ayçin Hanım çok haklı bir şekilde; “GAZZE DIŞINDA DÜNYADA HER YER İŞGAL ALTINDA, HEPİMİZ İŞGAL EDİLDİK. BU SAVAŞ, İNSAN HAYSİYETİNİN YERYÜZÜNÜ AŞTIĞI BİR SAVAŞTIR. ÇÜNKÜ HAYSİYETİN GAZZE DIŞINDA YERYÜZÜNDE İNECEĞ BİR YER KALMADI.” Demiştir.
Kantoğlu, bu katliamlar sırasında Batının hiçbir kurumunun işletilmediğine parmak basarak şu tespitlerde bulunuyor:
“Biz zaten Batının bu kurumlarının ve amentüsü haline gelen evrensel hukuk normlarının bizleri kapsamadığını biliyoruz. Bu konuda Bosna'da, Irak, Suriye ve Afganistan'da tecrübelerimiz var. 100 yıldır Filistin'de var.”
“Bir toplumun derilerine, organlarına varana kadar 100 yıldır yağmalandığına şahidiz.”
“Orada şehit edilen bir avuç mücahit, şehit edilen babalar, anneler, çocuklar, yaşlılar ve onların mübarek kanları dünyanın üzerine örtülmüş olan bu aldatıcı süreci söküp atıyor.”
Ayçin Kantoğlu’nun Gazze’de yaşanan bu vahşi, insanlık dışı katliam ve soykırımdan yola çıkarak, halkı Müslüman olan ülkeler ve onların halkları için söyledikleri ise oldukça acıtıcı ama aynı zamanda dikkat çekici ve uyarıcı nitelikte. Şöyle diyor:
“Müslüman ülkelerin dünyanın geri kalanıyla kıyas edildiğinde gösterdiği tepkiler maalesef arzu edilen o kardeşliği tahakkuk ettirecek seviyede güçlü değil. Bu, şunu gösteriyor ki İslam, doğduğu toprakları terk ederek, havalanıp küreselleşiyor.”
Evet bu nezih üslubu, sadeliği, samimiyeti ve Gazze derdi ile böyle söylüyor bu güzel insan.
Gazze ile ilgili konuşmalarını dinlemeyen varsa, ekmek ve su kadar elzem bu sese kulak versin, dinlesinler.