ABD Hava Kuvvetleri’nde görev yapan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, Gazze’de yaşanan soykırımı protesto etmek amacıyla İsrail Terör Devleti’nin Washington’da bulunan büyükelçiliği önünde kendisini yakmış, birkaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra ne yazık ki hayatını kaybetmişti.
Dünya kamuoyunda büyük ses getiren bu eylemle ilgili olarak yazar Dr. Senai Demirci tarafından kaleme alınan duygu dolu bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“ ‘Aaron’ diyorlar bu delikanlıya...
Aslında bizim bildiğimiz ‘Harun’ Hava Kuvvetleri’nde aktif görevde...
Washington İsrail konsolosluğu önünde kendini benzinle yaktı.
“His self-immolation raises concerns about his mental condition.”
Harun’un protestosunu böyle açıklıyor Batı medyası: “Kendini yakması, akıl sağlığı ile ilgili soru işaretleri doğurdu.”
Anlaşılan o ki kendi akıl sağlıklarını değil Harun’unkini sorguluyorlar.
Musa’nın (a.s.) kardeşi Harun’un (a.s.) adını taşıyor Aaron.
Musa’nın (a.s.) ardı sıra gittiğini ilan edenlere bağırdı son kez: “Ben soykırımın suç ortağı olmayacağım!” dedi.
Belli ki soykırımın yanında olmayı akıllılık sanıyorlar; katil destekçiliği normal sayıyorlar.
Harun, canıyla verdiği dersi canla başla kabul ediyoruz.
Görünen o ki bir gün sorulacak bize: “Sen neden kendini yakmadın?” bebelerin kavrulmasını normal gören bir dünyada ‘yanmamak’ anormaldir kesin.
Yanmadığımıza yanmak artık bizim kalbimizde kocaman bir yangın!
Benzini üzerimize döktün Harun.
Yaktın bizi.
Akıl sağlığımızdan şüphe edebilirler artık.
Sakıncası yok.
Yanmadığımıza yanmak artık bizim kalbimizde kocaman bir yangın!
Benzini üzerimize döktün Harun...
Yaktın bizi...
Akıl sağlığımızdan şüphe edebilirler artık...
Sakıncası yok...”
Yaptığı protesto eylemiyle gencecik bedenini bir kül yığınına çeviren, ruhunu kemiren ıstırabını ancak ateşle dindirebilen Amerikalı Hristiyan asker Aaron Bushnell; tıpkı diğer dindaşları Şirin Ebu Akile, Rachel Corrie gibi gayrimüslim olup gayriinsani olmayanlar kervanına katılarak ahir aleme göç etti.
Onun toprağı, bizimse utancımız bol olsun...