Yıllardan beri bu oyun oynanır!
Çok basit, üzerinde konuşmaya değmeyecek, ülkemiz için hiçbir ehemmiyeti olmayan suni gündemlerle halk meşgul edilir, hiçbir önemi, yararı olmayan tartışmalarla zaman kaybedilir.
Üstelik, fındık kabuğunu doldurmayacak bu basit meselelerle halk kamplaştırılır, ayrıştırılır ve kutuplaştırılır.
Daha da önemlisi, “GERÇEK GÜNDEMLER” örtülür, gözlerden, dikkat ve idraklerden kaçırılır.
Geçtiğimiz günlerde bunlardan yeni birini daha yaşadık.
Yani, yeni bir boş tartışmaya, yapay gündeme daha şahit olduk!
O da neydi?
Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi.
Belediyeler bu işi yaparken, yanına müftüler de eklenmiş.
Ahmet yaparken, Mehmet’e de “yap” denmiş.
Fena da olmamış! Zira, hem resmi nikah, hem de dini nikah için, iki ayrı işlem, iki ayrı zaman harcama, bir oraya, bir de buraya gitme zahmeti ortadan kalkmış, resmi nikahı kıyılırken, aynı anda dini nikah da kıyılmış olacak.
Müftülüklerde olur, muhtarlıklarda. Ya da, doğrudan ilgisi nedeniyle nüfus idaresi de. Jandarma teşkilatı, ziraat, orman, mili eğitim, maliye v.s bile olur.
Mesele, kime yetki ve sorumluluk verileceği ile ilgili. Netice de bu bir resmi evrak tanzimi. Devlet yetki verirse, ya da verdiğinde, tüm kurumların yapabileceği bir iş.
Netice de hepsi de devlet memuru değil mi? Müftülerin de kamu görevlisi olduğu, diğer kamu kurumlarından farkı bulunmadığı unutuluyor.
Hem bir mecburiyet yok. İsteyen belediyeye, isteyen de müftüye kıydırabilecek.
Hatta, isteyen resmi nikahı belediyeye, dini nikahı da, yine eskiden beri olduğu gibi, müftü, imam ya da hocaefendiye kıydırabilecek.
İsteyen de, sadece resmi nikah yaptırabilecek. Tercih vatandaşa ait olacak.
Hiç nikah kıydırmayanlar da, az da olsa elbette var. Onları ise hiç ilgilendirmiyor!
İlginç olan, bunu tartışma konusu yapmak, gündem olmayacak, hiç konuşmaya değmeyecek bir mevzu iken, önemli ve diğer gerçek gündemleri örtecek hale getirilmesi!
Bazı vatandaşlarımızın, olaya balıklama atlayıp, oltaya gelmesi! Esas gündemi, gündemleri gözden kaçırmaya, örtmeye vesile ya da yardımcı olması! Esas gündemi, yakıcı gündemleri kamufle etmek isteyen çevrelere alet olması.
Hatta, kendi partilerine bile zarar veren, halktan koparan, oy kaybettiren bir netice doğurmasını bile bile bunu yapmaları, ya da bilmeyecek kadar gafil olmaları!
Yıllardır bu yapılıyor. Esas ve çok çok mühim meselelerin unutulması, üzerinde düşünülmesi, sorgulanması ortadan kaldırılıyor.
Oysa ülkemizin meselesi bu ve benzeri basit konular değil.
Esas gündemimiz, esas sorunlarımız ise;
1-BOP kapsamında tüm Müslüman alemini yerle yeksan eden, işgal, taciz, tecavüz, soykırım, katliam, iç savaş, kardeş kavgası ve tüm kaynaklarını Batılılara kaptıran, meydanı ABD, Rusya, Çin ve İzrail’e bırakan, “Arz-ı Mevud’a” ya da “Büyük İzrail’e” zemin hazırlayan, yol açan ve kapımıza dayanan EMPERYALİST VE ZİYONİST KUŞATMA.
2-Bunun uzantısı ve devamı olan VAHŞİ TERÖR.
3-Vahşi kapitalizmin tüm değerlerimizi tahrip ve işgal etmesi.
4- Dinin yozlaştırılması, hayattan uzaklaştırılması, her türlü istismara, kullanıma açık hale getirilmesi. Uyarıcı olan dinin, İslam’ın, uyutmada kullanılması.
5- Toplumsal KUTUPLAŞMA, ötekileştirme, ayrıştırma.
6-EĞİTİM çıkmazı.
7- MİLLİ KÜLTÜRÜN darmaduman edilmesi.
8-DİLİMİZİN YOZLAŞTIRILMASI ve Batı dillerinin istilasına uğraması.
9-İŞŞİZLİK.
10- Doğruluk, dürüstlük ve adaletin önemsenmemesi. Yağcılık ve yalakalığın artması. Kasa, masa ve nisanın en değerli hale gelmesi. Ehliyet ve liyakatin ıskalanması.
10- İlim, bilim ve teknolojik gelişmede çağın gerisinde kalmamız ve savunma sanayi başta olmak üzere, milli sanayimizi gerçekleştirememiz, dışa bağımlı olmamız.
11-Milyonlarca insanın açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşaması.
12- ADALETİN ve adalet sisteminin tesis edilememesi.
13-Hızla betonlaşan ve amaç dışı kullanılan ziraat, orman ve mera arazileri, ziraat ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale gelmemiz.
14-Tahrip olan çevre ( su, hava, toprak, yeşil).
15- Gelir dağılımındaki ADALETSİZLİK.
16- TEMİZLİK meselesini çözememiş olmamız, her tarafın çöp kaynaması.
17- Düzensiz şehirleşme, imar, yüksek kat, görüntü kirliliği.
18-Adil ve adaletli bir rejim, sistem oluşturulamaması ve oturtulamsaması.
19- Ahlaksızlığın yaygınlaşması.
Devlet olarak, hükümet, millet ve fertler olarak, bu sorunlara odaklanmalı, gündemi saptıracak, örtecek ve gözden kaçıracak sahte gündemlere asla itibar etmemeli, birlik ve kardeşlik ile emperyalizm, kapitalizm ve ziyonizm canavarına karşı direnmeliyiz.