Azalacak diye beklerken, hızla artan Korona denilen bela, yeniden olanca hızıyla gelmiş olmalı ki hastalık aldı başını gidiyor…
“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” diye bir söz var ya…
İşte öyle bir şey salgının geldiği nokta…
Kimi görsek tedbir açısından gevşeme içerisinde…
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı ihtiyarlatan bir süreç haline geldi bu musibet ülke genelinde…
Giderek azalacağı ümidi içerisindeyken daha da ziyadeleşen bir seyirle, her gün tanıdık tanımadık kişileri hayattan koparışı, tedirginlik olmaktan çıktı, korkutucu bir hal aldı…
Yetkili ve etkili kurum ve kuruluşlar gün geçmiyor ki tedbirler ve aşı konusunda bildiri üstüne bildiri yayınlamasın…
Alınacak tedbirler hakkında devletin en yetkili kurum ve kuruluşlarından gelen uyarılara rağmen azalacağı yerde artıyorsa bu insanlık dramı, şapkayı düşürüp kafadan etraflıca düşünülmeli ki yenilebilsin bu virüs…
Salgınla mücadelede yegâne tedbir aşı olmaktan geçiyor…
Kesin önlem olmasa da hastalığın seyri açısından çok yararlı olduğu artık bilinen bir gerçek…
Bu konuda daha iç açıcı yorumlar yapmak isterdim ama son gelişmeler buna mani oldu…
Artık biliniyor ki maske, mesafe ve temizlik kurallarına öteden beri şaşı bakan kişiler dahi dikkatli olmak zorunda…
Bu konuda şartları yerine getirmek hayati önem arz etmektedir…
Yazımın başlığında ifade ettiğim gibi;
Ağalar, beyler, efendiler, abiler, arkadaşlar, kardeşler!
Gelin tedbiri elden, duayı dilden düşürmeyin…
İş işten geçmeden alın önlemlerinizi…
Dönüp baktığımda etrafıma tanıdık tanımadık nice dostların bu konudaki gevşeklikten kaynaklanan pişmanlığını işitir oldum…
Ama bilinir ki son pişmanlık fayda etmiyor ne yazık ki…
Böyle bir sıkıntı her zaman mevcut…
Koronavirüse yakalanmadan tedbiri elden bırakmadan yola devam etmek zor olmasa gerek…
O halde niye direnir bazı kişiler aşı olmamak adına!
O da ayrı bir sorun…
Anlaşılmadı mı hala bu işin şakasının olmadığı…
Yakalandı mı insan kurtuluşun zor olduğuna o kadar çok örnek var ki ilin gündeminde…
Bu tabloya rağmen gereken önlemlerin alınmamasında ısrarcı olanların son pişmanlığını görünce içim acıyor adeta…
Dün sabah gazetemizin arkasındaki otoparkta bir sağlık personeliyle karşılaştım…
Adamın gözleri uykusuzluk ve yorgunluktan olsa gerek, adeta kan çanağına dönmüştü…
Hastane ile ilgili sorularıma cevap verirken, neredeyse ayakta uyuyacak haldeydi…
İstirahat için evin yolunu tutuyordu…
Onlar da insan…
Onların da evi barkı, çoluk çocuğu var…
Önlemleri almak, bu yönüyle de insanı vebalden kurtarır…
Bu doğrultuda gereken hassasiyeti gösterecek başta okuyucularımız olmak üzere tüm halkımıza, salgınla canla başla mücadele eden tüm sağlık çalışanlarına kolaylıklar dileğiyle “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…