Mezalimler dünyasında yaşıyoruz!

                   ABD’nin “Kızılderili” ve “Zenci” mezalimi.

                   Japonya, Kore,  Vietnam ve Irak mezalimi.

                   ABD ve Batı’nın Libya, Yemen mezalimi.

                   ABD ve Rusya’nin Afganistan ve Suriye mezalimi.

                   ABD destekli İzrail ve ziyonizmin Filistin mezalimi.

                   Rusların ABHAZ, ÇERKEZ, KIRIM,  Çeçenistan ve topyekün  KAFKASYA mezalimi.

                   Çin’in D.Türkistan mezalimi.

                    Hindistan’da Müslümanlara yönelik Hindu mezalimi.

                   Fransa’nın Cezayir mezalimi.

                   İtalya’nın Libya mezalimi.                  

                   Haçlı sürülerinin Endülüs ve Osmanlı mezalimi.

                   ABD VE tüm  Batı’nın Afrika mezalimi.

                   Yakın tarihimizde Ermeni, Rum, Yunan, Rus mezalimleri.

                   Karabağ’da Ermeni, Kıbrıs’ta Rum mezalimi.

                   Türk ve Müslüman Alem de kırallıkların kendi halklarına karşı yürüttüğü dahili mezalimler.

                   Saymakla bitmeyen bir mezalimler dünyası.

                   Şimdi de Myanmar” mezalimi.

                   Eski adıyla “Burma” ya da Birmanya.

                   ARAKAN / Rohingya bölgesinde  Müslümanlara aylardır soykırım, etnik temizlik ve Budist bir mezalim uygulanıyor. Myanmar'da bir katliam var. Bu vahşet, dünyanın son zamanlarda gördüğü en büyük katliamlardan birisidir.

                   Binlerce Müslüman kesiliyor, doğranıyor ve yakılıyor. Köyleri ateşe veriliyor.

                  Yüzbinlercesi ülkelerinden, topraklarından kaçmak zorunda bırakılıyor.

                 Derelerden ve denizlerden cesetler çıkıyor, cesetler yüzüyor.

                 Tarihin en büyük barbarlığı; Irak, Suriye, Afganistan, Karabağ,  Libya, Yemen, Filistin ve D.Türkistan’dan sonra, Myanmar rejimi tarafından Müslümanlara yapılıyor.

                 21. Asır da, Milenyum’da  medeni dünya! Susuyor.

                  Müslüman ülkeler bile kınamak, gaz almak ve kendi tabanlarının tepkisini, ateşini düşürmekten, olayı soğutmak, unutturmak, gündemden düşürmek, tabandan gelen baskıyı bertaraf etmekten  öte bir şey yapmıyor, yapamıyor.

                 Türkiye, İran, Bangladeş kınıyor. En fazlasını Pakistan yapıyor, o da “nota” vermekten öte geçmiyor, geçemiyor.

                 Gıda yardımı, katliamları ve  mezalimi bitirmiyor.

                Müslüman alem bir araya gelip, Budistlere “dur” diyemiyor.

                Tek başına ABD  bu işi bitirir ama, bitirmiyor, göz yumuyor. Ya da Hindistan veya Çin istese bir saatte durdurur, ama durdurmuyor. Hepsi memnun ve seyrediyor.

                Bütün dünya da Müslümanlar katlediliyor, eziliyor, sömürülüyor.

                Müslüman dünya, tarihinin en zor günlerini son 15-20 yıl da yaşıyor.

                ABD eski başkanı katil BUSH’un: “Ya bizdensiniz, ya da düşman” sıloganıyla ve  “Haçlı seferlerini başlatıyoruz” hezeyanıyla giriştiği  Irak işgaliyle,  işgal ve katliamlar başlamış, 3. Dünya savaşı, “Haçlı-Müslüman” savaşı olarak devreye girmiştir.

               Ne yazık ve ne acıdır ki, başta ABD olmak üzere, tüm emperyalistler, işgal ve katliamlarında bölge Müslüman ülke liderlerini kullanıyor, her biri ve hepsi ile  bir şekilde işbirliği yaparak, MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA KIRDIRIYOR.

               Tarihte Moğol mezalimini hatırlıyoruz ama, bu kadar yaygın, Müslüman Alemin tamamını kuşatan soykırım, işgal, katliam, sürgün, göç, açlık ve ölümü bu asırda, 21. Yüzyılda görüyor, yaşıyoruz.

                Sözde çağdaşlığın, medeniliğin, “modernliğin” ne olduğunu görüyor, bu kavramlar altında, insanlığın en kara, en vahşi günlerini yaşıyoruz.İlim ve teknolojide en ileri gittiği bir çağda İNSANLIK; TARİHİNİN EN BARBAR, EN VAHŞİ, EN CAHİL, EN İLKEL DÖNEMİNİ BU ASIRDA YAŞIYOR.

              Ve gözyaşları içinde üstad Akif’in, şu mısralarını hatırlıyor ve bir isyan değil de, yalvarış, yakarış  ve matem olarak dudaklarımızdan sessizce şu dizelerini haykırıyoruz:

              Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, 
              Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! 

              ………………………………………………………

              Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?

               Mahşerde mi bîçarelerin, yoksa felâhı!

               Nur istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!

              'Yandık! 'diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun.