Ülke yönetimlerinde hiç şüphesiz lider ve sistem işin esasını teşkil etmekte, önem taşımakta ve yönetim ile bu iki kavram içi içe bulunmaktadır.
Önce bu iki kavramın önemine geçmeden önce en basit ifade ile köken ve tanımı üzerinde duralım.
Lider kelimesinin kökeni İngilizce olup, İngilizce’den dilimize geçmiştir. Türkçe karşılığı ‘önder’dir.
Lider; bir grubun başında olan kimse, bir grupta en üst seviyede olan ve yetkisi olan kişilere lider denilmektedir.
Lider demek, Önder ve Şef demektir. Aynı zamanda bir partinin ya da bir kuruluşun en üst düzeyinde yer alan kişilere denilmektedir
Sistem ise; Fransızca ( systeme ) kökenli ve Fransızca’ dan dilimize geçmiş olup, birçok unsurdan oluşan düzen demektir. Türkçe karşılığı ‘düzen, dizge’ dir.
Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni, yol, yöntem, model, tip, dizge olarak tarif edilir.
Görüldüğü gibi, her alanda, dilde, kültürde ve yönetim alanında olduğu gibi, bu iki kavram da yabancı kaynaklı olup, Türkçe karşılığı olmasına rağmen, yabancı kavramların kullanılmasına devam edilmektedir.
Önder ve düzen, bu iki kavramı en güzel karşılayan kelimeler olarak kullanımda tutulmalıdır ve biz, yazının başlığı ve giriş bölümünde yaygın kullanılanlarla işe başlamış olsak ta, Türkçe karşılıkları ile devam edeceğiz.
Bu girişten sonra konumuzun esası, yönetimde önder mi düzen mi önemlidir sorusuna cevap aramaktır.
Kanaatimiz odur ki, düzen çok daha önemli olup, yönetimlerdeki sorunların kalıcı çözümü, iyi bir DÜZENİN oturtulmasından geçmektedir.
Şüphesiz iyi bir düzen, iyi bir önder ile gerçekleşmektedir.
Bu bazan önderler tarafından tepeden inme olabildiği gibi, toplumsal mutabakat ile de oluşabilmektedir.
İyi bir önder her zaman olamayacağı, bulunamayacağı gerçeğinden hareket edersek, her zaman yürürlükte olabilecek bir düzeni öncelememiz gerekmektedir.
Düzen, sağlıklı ve sağlam temeller üzerine, toplumun tümünü kucaklayacak, hepsinin derdine derman olacak, temel ortak paydalar üzerinde yürüyerek kurulduğunda, önder kalitesine bağlı kalmayacak,
İşin başında kim olursa olsun düzen işleyecek, düzen ve düzene bağlı talepler üzerinde yoğun tartışma ve şikayetler son bulacaktır.
Yabancı adı ile sistemi yani düzeni oturttuktan sonra, hangi parti ya da hangi lider/önder gelirse gelsin, aksama olmayacak,
Öndere sadece, mevcut düzeni en iyi şekilde yürütmek, varsa aksayan yönlerini gidermek, delinmesine ve yozlaştırılmasına izin vermemek, zamana ve zamanın ihtiyaçlarına göre daha iyiyi ilave yapmak kalacaktır.
Her parti veya önder değiştiğinde, farklı işleyişler ve düzenler oluşturulduğunda, şikayetler bitmeyecek, huzur ve barış ortamı oluşturulamayacaktır.
Ülkemizde temel sorunu önder değil, toplumun tümünü kucaklayacak, toplumun tümünün temel ihtiyaçlarına uygun düşecek, insani, hukuki, ilmi, yerli ve milli, toplumun ortak tarih, kültür ve inançlarına ters düşmeyecek bir düzenin oluşturulmamış olması, oluşturulamaması,
Düzenin, her gelenin keyfine ve ideolojine göre yaz boz tahtasına döndürülmesi, düzeni değil, düzeni ele geçirme, mevzi kapmaya dönüştürülmesidir.
On yıllardır tüm enerjimizi, mevzileri ele geçirme ve yaz boz tahtası ile harcamakta, birbirini düzen adına yemekteyiz.
Hangi parti, hangi önder gelirse gelsin, ana iskeleti, eşitliği, adaleti, hakkaniyeti ve hürriyeti esas alacak, bu konularda değişme olmayacak bir düzenin kurulması en acil işimiz olmalı, mevzileri ele geçirip, yandaş hakimiyeti ve çıkarlarına dayalı bu bozuk düzenden kurtulmamız tüm parti ve önderlerinin hedefi ve vazifesi olmalıdır.
İSTİŞARE ve ŞURAYA dayalı, bir partinin, gurubun, ferdin ya da fertlerin çıkarları için değil, tüm milletin menfaatini önceleyen bir düzen.
Hayati öneme haiz olan, lider/önder değil, sistem/düzendir ve 85 milyon olarak, ÖNDER peşinde değil, LİDER peşinde olmalı, koşmalıyız.
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ
Yanlış anlaşılan ve yanlış kullanılan ya da tam anlamıyla kullanımda olmayan bir deyimdir.
Konuşanın yaptığı işin tam aksini yaptım demesidir.
Yani yanlış iş yaptığı halde yapmadım diyenler, yaptığını yapmıyorum veya yaptığının tam tersini yapıp, yapmadığını söyleyenlere için geçerlidir.
Örneğin, sigara içtiği halde, sigara sağlığa zararlıdır ve ben içmiyorum diyenler için geçerlidir.
Bir insan sigara içiyor ama "sigara sağlığa zararlıdır, ben içiyorum ama sigara içme yanlıştır" diyorsa, bu kapsama girmez.
Bir insan yanlış yapıyor ama onu savunmuyorsa, bu kapsama girmez.
Yanlışı yapıyor ama doğru yaptım, doğru yapıyorum derse, bu kapsama girer.
YANLIŞ YAPMAK BAŞKA, YANLIŞI SAVUNMAK BAŞKADIR.
YANLIŞLARI YAPSAK BİLE ONLARI SAVUNMAMALIYIZ.
YANLIŞ YAPIP, DOĞRU YAPTIM DA DEMEMELİYİZ.