Özellikle son zamanlarda yaygın bir söylem ortaya çıktı.
Hususen müslümanların yanlış tavır ve fiillerinden hareketle ve tepki olarak;
“İnsan olmak yeterli, vicdan en büyük terazi, Müslüman olmak yetmiyor, ben insan mı değil mi ona bakarım, insan olmak lazım” gibi ve benzeri savunmalar yapılmakta,
Müslümanlık hafife alınmakta, gereksizleştirilmek istenmekte, dışlanmaya ve ötekileştirilmeye çalışılmaktadır.
Şunu hemen ve altını çizerek söylemek gerekir ki; insanlık, insan olmak, olabilmek birinci aşama, Müslümanlık ise ikinci ve bir üst aşamadır.
Yani insan olmadan Müslüman olunmaz, olunursa çarpık Müslümanlık olur, günümüzdeki garabetler ortaya çıkar.
İlk mektebi okumadan, orta mektebe ya da liseyi okumadan, üniversiteye başlamak olur ki, sonuç başarısızlıktır.
Günümüz Müslümanlarının en büyük sorunu; insan olamadan, bütün insanlık aleminin sahip olduğu, yaratılıştan gelen ve fıtri olan temel vasıfları kazanmadan, bir üst sınıfa başlamaları, orta öğrenimi tamamlamadan üniversiteye atlamalarıdır.
YANİ İNSAN OLMADAN, OLAMADAN, MÜSLÜMAN OLMALARIDIR.
Evet. Müslümanlık daha üst bir insanlığı, daha üstün insani erdemleri kazanma, iyiden daha iyiye, güzelden daha güzele kavuşma mertebesi, okuludur.
Müslümanlık; insan olamayanı , önce insan olmaya yükseltme, insan olmadaki eksikliklerini giderme, insan olanı, olabileni de, daha da geliştirme, terfi ettirmek içindir.
Hz. Peygamberin; “BEN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM.” Sözü de bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Daha kısa ve öz bir ifadeyle MÜSLÜMANLIK, OLGUNLAŞMA, KEMALE ERME RÜTBESİ, MERTEBESİDİR.
Yüce Yaradan, müjdeleyerek ve ödüllendirerek, korkutarak ve cezalandırarak, BÜYÜK MAHKEMENİN KURULACAĞINI BİLDİREREK, insan olmayanı insan yapmaya, vicdanı doğru kullanmaya, insan olanı da daha büyük ödüllerle insan-ı kamil yapmaya, Kitap ve resulü ile ortaya koymuş, bize bildirmiştir.
Ahlakta, adalette, doğruluk, dürüstlük, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, merhamet, kardeşlik, zulme karşı durmada, mazlumun yanında yer almada, babası da olsa yanlışa karşı koymada, haksızlık karşısında susmamada lisanstan, yüksek lisansa, akademik kariyere, doçent, pırofesör, ordinaryüslüğe yükseltme eğitimi, disiplinidir.
Şüphesiz VİCDAN da, insan olma, olabilmede bir terazi, bir ölçme merkezi, fıren ve tabii mahkeme, hakim ve hakem vazifesi görmektedir.
Onun için Victor Hugo; “En mükemmel adalet, vicdandır.” Demiştir.
Ama bunun zıddı olarak Cemil Meriç’te; “Çıkar konuşunca vicdan susar.” Sözünü haklı olarak beyan etmiş ve vicdanın yetmediğine vurgu yapmıştır.
Demek oluyor ki, insan ve vicdan sahibi olmak yetmemektedir.
Bunu ilk insanlıktan beri gördük, yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
İnsan olmak ve vicdan yetseydi, Tarihte bu kadar savaşlar, işgaller, işkenceler, taciz ve tecavüzler, katliamlar, insanlık dışı olaylar, soykırımlar, zulümler, adaletsizlikler olmazdı.
İnsan olmak ve vicdan yetseydi, ZİYONİST CANİLER 70 YILDIR FİLİSTİNLİ KANI İÇMEZDİ!
D. TÜRKİSTAN'DA VAHŞİ Çin MEZALİMİ yaşanmazdı!
Arakan'da, Afganistan, Karabağ, Çeçenistan, Bosna, Kosova, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Ukrayna, Kore, Vietnam'da bunca vahşet yaşanmazdı!
Kızılderili katliamları, Zencilere ikinci sınıf insan muamelesi, Osmanlı'ya yapılan katliamlar, Afrika’da bunca insan sömürülmez,1 ve 2. Dünya savaşları olmazdı!
Halen coğrafyamızda yaşanmaya devam eden bunca mezalim olmaz, devam etmezdi. Ukrayna’da küresel eşkıyaların çıkarı için bunca insan ölmezdi.
İnsan olmak ve vicdan yetseydi, Emperyalizm ve ziyonizm olmaz, onların zulmü dünyayı yakmazdı. İnsan olmak ve vicdan yetseydi, İnsanı sömüren kapitalizm ve birçok beşeri zulüm sistemi olmaz, yaşamazdı. Zengin fakiri ezmez, güçlü zayıfı hor görmezdi.
Demek ki, insan olmak ve vicdan tek başına yetmiyor!
Bunu herkes etrafına bakarak, her gün görerek, iletişim vasıtalarından izleyerek, hiç kimsenin şahitliğine ve şehadetine gerek kalmadan görebiliyor.
Onun için ahiretten önce dünyada yargı müessesesi var ve onun için ADİL YARGI İSTENİYOR, İSTİYORUZ!
İnsan olmak ve vicdan yetti ise, yetiyor ise, İnsanlık bütün dünyada neden bunca mahkemeleri kurdu? Neden bunca hakim, savcı ve avukatlık meslekleri icat edildi?
Ama bütün bunlar bile yetmedi yetmeyecek!
O’nun için Yaradan elçi ve Kitap gönderdi. Onun için doğru yolu da eğri yolu da gösterdi. Onun için emir ve yasaklar koydu.
Onun için gerçek yargı, adil yargı için BÜYÜK HESAP GÜNÜ, BÜYÜK MAHKEME VAR! Onun için CENNET ve CEHENNEM var.
İyi ki zalimler için CEHENNEM var. İYİ Kİ VAR!
İyi ki var. Yoksa dünya mahkemelerinin sormadığı, soramadığı hesabı KİM SORACAKTI? Bunca kırallıkların, monarşi ve oligarşilerin, demokratik diktatörlerin hesabını kim soracaktı? BUŞ, BİDEN, TRUMP, NETANYAHU, ŞARON, STALİN ya da Çin diktatörü de insan idi ve vicdanı vardı! Ama onlara yetti mi? Onların hesabını kim soracak?
Amerikan, Rus ve Çin’in gaddar ve zalim yöneticilerini, lanetli ziyonist terör çete başlarını, içerde ve dışarıda daha birçok zalim yöneticilerin hesabını kim soracaktı?
İşin esası; insan denen eşref-i mahlukatı, ahsen-i takvim olan Ademoğullarını, canlılar aleminde tek akıl sahibi olan canlı türünü, hiçbir şey durduramadı.
Onu ancak BÜYÜK MAHKEME DURDURACAK, Cehennem aklını başına getirecektir.
Mevla, bizlere önce insan olmayı, sonra bir üst mertebe olan Müslümanlığa yükselmeyi, aklını ve vicdanını doğru kullanmayı ve büyük hesap gününde müjdelenmeyi nasip eylesin inşallah. Amin.