Meşhur sözdür. Siyasette 24 saat çok uzun bir süre. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yamalı” bohçaya dönen Millet İttifakı baş döndürücü bir hızla tüm sinir uçlarına aynı anda basmaya devam ediyor.
Sinan Ogan’ın Cumhur İttifakına destek vermesi üzerine Ümit Özdağ’da Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Medyaya yansıyan habere göre pazarlıklar yapılmış. Destek karşılığında Zafer Partisi’ne İçişleri ve Kültür Bakanlığı yanı sıra TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı verilmiş…
Güler misin? Ağlar mısın? Eskiden CHP böyle değildi. Şimdi, gelene gidene ulufe dağıtıyor…
İmzalanan 7 maddelik protokole baktım. Bendenize göre öne çıkan iki madde var. Diğerleri protokol icabı kalabalık görünsün diye eklenmiş maddeler.
İlki: “Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, İŞİD olmak üzere bütün terör örgütleriyle etkin ve kararlı mücadele yürütülecektir…”denilmiş.
Terörle mücadele iradesinin protokole yansıması iyi olmuş. Peki, mücadele edeceğiniz FETÖ ve PKK, zaten Kemal Kılıçdaroğlu’na açıktan destek vermiyor mu? Size destek verenlerle nasıl mücadele edeceksiniz? Hanginize inanalım?
Daha dünlerde Ümit Özdağ: “AK Parti gider, 6’lı masa gelirse FETÖ geri döner” diyordu. Onları mı? Bizleri mi? Yoksa çocuk mu kandırıyorsunuz?
İkincisi: “Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacılar ve kaçaklar en geç bir yıl içerisinde ülkelerine gönderilecekler.”
İmza altına alınan bu madde son derece gayri-insani… Ne yapacaksınız? Kamyonlara, trenlere doldurup 3,5 milyon Mustazaf Müslümanı –kadın, çoluk, çocuk demeden- sınırın öbür tarafına paket halinde atacak mısınız? Beşşar Esed veya PKK/YPG tarafından vatan haini denilerek kurşuna dizilmelerini mi seyredeceksiniz?
Akşam Gazetesi yazarı Murat Özer: “Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında ideolojik bir fark yoktur. Ümit Özdağ, Türk milliyetçilerini temsil etmiyor. Türk milliyetçilerinin ana partisi Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Özdağ olması gereken yere dönmüştür. Artık yapı 8’li oldu. Zafer Partisi, PKK ve FETÖ’den sonra Kılıçdaroğlu’na destek açıklamayan marjinal yapı kalmadı” Diyerek bir gerçeğe işaret etmiş oldu.
Hem; Türkiye devlet aklını manipüle ederek “radikal Türkçülük” yapan Ümit Özdağ; hem de Türkiye’yi yıkmak için “radikal Kürtçülük” yapan PKK terör örgütü ve HDP Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiğini açıkladı.
İlkesel olarak birbirine zıt iki kutup, “Radikal Türkçülük ve Radikal Kürtçülük” zıt kutupları Kemal Kılıçdaroğlu şahsında nasıl kesişti? Sizce bu işte bir terslik yok mu?
Türkiye’nin kurucu iradesini temsil etmekle övünen CHP ateşle oynuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt oylarını almak için; bir yandan “Selahattin Demirtaş’ı hapisten çıkaracağım, kayyum atamasını kaldıracağım” diyor. Diğer yandan da, “CHP kazanırsa, ülkede iç savaş çıkar” diyen Ümit Özdağ ile protokol anlaşması imzalıyor. Seçime üç gün kala can havliyle yenilgiye bahane arıyor gibi.
HDP’den milletvekili seçilen Cengiz Çandar, verdiği sözleri yerine getirme konusunda Kemal Kılıçdaroğlu için “eli mecbur” dedi muhabirlere.
HDP eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder: “Kılıçdaroğlu taahhüt ettiklerini yerine getirmek zorunda” dedi.
Hangi sözler, hangi taahhütler verildi? Bilmiyoruz.
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu: “Ümit Özdağ İç İşleri Bakanı mı? Umarım böyle bir saçmalığı yapmazlar! Kılıçdaroğlu’nun attığı en vahim adım olur ve kaybeder. Bizden söylemesi” derken boşuna mı konuşuyor? Yoksa hem böyle söyleyip hem de el altından destek vermeye devam mı edecekler?
Ümit Özdağ, yakın geçmişte: “HDP’nin kapatılmasına karşı çıkanlarla (CHP) aynı partide bulunmam mümkün değildir” demişti.
*
Son olarak şöyle soralım.
Meral Akşener’i kumar masasına zorla oturtan güç, sizi de mi zorla masaya oturttu?
Yoksa asıl mesele; esip gürlediğiniz “Vatan, millet” naraları değil de; ceylan derisi TBMM koltukları mı? Bakanlık sevdası mı?
Hangisine inanalım?