Kibirlenme, makâm ve dünya hırsı, ihale kavgaları, politik masalarda dönen pazarlıklar, bizans oyunları, rus ruletleri köklerimizden kopmanın işareti. Her kademeden yöneticilerin uygulaması gereken hakikatler artık unutuldu. Osmanlı Devleti bânisi Osman Gazi’nin kayınpederi, Şeyh Edebali’den yöneticilere nasihatler.
*
"Ey Oğul! (Yönetici) Beysin, bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül alma sana. Suçlamak bize; katlanmak sana. Acizlik, yanılgı bize; hoş görmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana. Kem göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana.
Ey Oğul! Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.
… Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir, engeldir oğul. Sakın hâ kendine takılmayasın ve kendinde boğulmayasın. Teklik sadece Allah'a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilerle, ehil kişilere danışarak tutasın. Danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda takılıp kalırsın oğul.
Oğul! Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgârında savrulup gidersin. Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun. Bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener!
…Öfke ateş, öfke âfet, öfke şeytandır oğul. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup olabilir. Öfkeyle (nefs) savaşı daima taze tutmak gerekir. Sabırsız olmaz oğul. Sabırsız menzile varılmaz. Kaf Dağı'na sabırsız ulaşılmaz.
…Oğul, açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma, gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme.
…Yiğit olan kördür, kötülüğü görmez. Sağırdır, kem sözü işitmez. Dilsizdir, her ağzına geleni demez. Bildiğini de her yerde ayaklar altına sermez. Yunus gibidir o; yüreği muhabbete, gönül ibresi hakikate ayarlıdır… Düşmanını çoğaltma, haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!
…Gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz, edep tâcını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir. Haklı olduğunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileğiyle değil, ilmiyle ve yüreğiyle yapmasını bilir. İyiliğe kötülük, şer kişinin kârı, iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik, er kişinin kârıymış oğul!
Ey Oğul! Üç kişiye acı: Cahillerin içindeki âlime... Zengin iken fakir düşene... Hatırlı iken itibarını kaybedene... Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.
Osman! Sen bizim rüyâmız, sen bizim şifâmız, sen bizim duâmızsın oğul. Dâima başın dik, alnın ak, gönlün pâk olsun.
... Ey Oğul! Yolun uzun, işin çetin, yükün ağır. Allah-û Teâlâ (cc) yardımcın olsun.
*
CB Recep Tayyip Erdoğan, -bi iznillah- yeniden seçildikten sonra Külliye balkonundan yeni bir sayfa açarak toplumdaki gerginliği bitirecektir diye düşünüyorum. “Türkiye Yüzyılı” adına açılacak “beyaz sayfa” hem iktidarın önünü açar hem de düşmanların ağzını bağlar.
Âcizane vermek istediğim asıl mesaj şudur.
AK Parti, 14 Mayıs’ta yapılacak olan CB seçimlerini Erdoğan’ın çok güçlü bir şekilde kazanmasını istiyorsa “iktidar” sıfatından dolayı tüm teşkilatların bu nasihatleri hatırlamaya şiddetle ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. AK Partili yöneticilerin gönüllerini ve parti kapılarını milletin tüm sosyal katmanlarına açmak yerine, tam tersine kapıları daha da daralttıklarını düşünüyorum. Tayyip Bey: “Kapımız herkese açıktır” dediği halde Türkiye’deki il, ilçe ve belde teşkilatlarında sözleri yankı bulmamıştır. Sebebi çok basit. İyi niyetli, gayretli dava adamlarını tenzih ederek söylüyorum. Teşkilatlarda iktidar koltuğuna ölümüne yapışanların hepsi, bir üst makama yükselmenin yahut pozisyonunu korumanın derdinde. Oysaki “hırs ve kibir”, zehirli oklardır. Kibir, kalbe saplanan dikendir.
Tayyip Bey’in rüzgârıyla gemisini yürütenler… Kalbinize saplanan okları çıkarma işini bile Tayyip Bey’e bıraktınız ya size helal olsun.