Gazze'de 7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde büyük bir soykırım yaşanıyor.

İsrail Terör Devleti’nin Gazze'ye yönelik saldırılarında, şu ana kadar 5 bini çocuk olmak üzere 9 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaralıların sayısı ise 100 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

İsrail ordusunun, 24 gün içerisinde Gazze'ye yaklaşık olarak  20 bin tonun üzerinde bomba attığı ve  bu miktardaki mühimmatın 2 adet atom bombasıyla aynı tahrip gücüne sahip olduğu düşünülürse  saldırıların şiddeti daha net bir şekilde anlaşılacaktır.

Ayrıca saldırılarda kullanılan bombaların sayısı ve ağırlığı kadar  tahrip güçleri ve başlıklarının muhteviyatı da çok önemli…

Nitekim gözü dönmüş Siyonist güçler, hiçbir insani değere  saygı göstermedikleri için fosfor bombası gibi yıkım gücü yüksek, daha geniş bir alana etki eden, zamanla çok ciddi hastalıklara neden olabilecek kimyasal silahlar da kullanıyor.

Ne yazık ki bu barbarlığa, İslam dünyası da dahil olmak üzere hiçbir ülke ve  kuruluş  mani olamıyor/olmuyor.

Eğer İsrail Terör Devleti, Gazze'ye yönelik saldırılarına ve 2007’den bu yana sürdürdüğü ablukaya son verip, insani yardımların bir an önce bölgeye ulaşmasını sağlamazsa  Gazze halkı, silaha bile gerek kalmadan  salgın hastalıklardan, ilaç, su ve gıda yetersizliğinden  zaten yok olacak…

 

İmdat ÇığlığI

Gazzeli doktorlar, ellerinde yeteri kadar ilaç olmadığını, çoğu yaralıyı anestezi yapmadan ameliyat ettiklerini, hastane koridorlarının cesetler ve yaralı insanlarla dolu olduğunu, elektrik olmadığı için tıbbi cihazları ve morgları çalıştıramadıklarını günlerdir haykırmalarına rağmen dünya kamuoyundan gereken  desteği göremiyorlar.

Çok zorlu şartlar altında görevlerini yapmaya çalışan sağlık  ekiplerinin, yaralıları ve hastaları daha güvenli bölgelere nakledebilmek  gibi bir imkanları da yok…

Hastaneler, okullar, ibadethaneler, Birleş Milletlere ait binalar kısacası tüm şehir  yıkılmış durumda.

Ambulansların büyük bir kısmı kullanılamıyor.

Hastanelerin kan, ilaç ve medikal malzeme rezervleri ise tükenmek üzere…

Şehrin tamamına yayılan  barut ve ceset kokusu  adeta nefesleri kesiyor.

Yaşanan bu insanlık dramına rağmen uygar ve hümanist geçinen Batı dünyası, Siyonist İsrail’e destek olmaya devam ediyor.

Batı’nın bu menfaatperest, ikiyüzlü ve gayriinsanı tavrını Mehmet Akif yıllar önce ne de güzel ifade etmiş: “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar...”

 

Çocukların Kollarına Yazılan Kader

Gazzeli aileler, çocuklarının bombaların hedefi olup hayatlarını kaybetmesi durumunda parçalanmış bedenlerini tanıyabilmek için  onların kollarına isimlerini yazıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz? Parmağının ucuna diken batsa içinizin cız ettiği çocuğunuzun o körpecik kollarına, eğer şehit olursa bari onu son bir kez daha görüp koklayabileyim ümidiyle ismini yazıyorsunuz.

Bu nasıl büyük bir ıstırap?

Oysa ki bizler insanların kaderi sadece alınlarına yazılır diye bilirdik meğerse Gazne halkının kaderi çocukların kollarına yazılıyormuş.

Tanrı Yehova, daha  kaç çocuğun masum kanı akıtılırsa  tatmin olacak bunu tam olarak bilemesek de şundan eminiz ki  kadim insanlık tarihi er yada geç  bu soykırımı cezasız bırakmayacaktır.

Artık sözün kifayetini kaybettiği, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı ve gözyaşlarının tamamen kuruduğu bir noktadayız…

WhatsApp Image 2023-10-29 at 11.45.40 (1)

Mazlum da ve Zalim de Aynı Kandan

Adolf Hitler önderliğindeki Naziler, 2. Dünya Savaşı sırasında başta Yahudiler olmak üzere aşağı ırk olarak gördüğü milyonlarca insanı, özel olarak yaptırdıkları kamplarda toplayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliama tabi tutmuştu.

Bu kamplarda tutulan esirlere, akla hayale gelmeyecek işkenceler  ve tıbbi deneyler yapılıyordu.

SS subayları, tek tip kıyafet giydirip saçlarını tamamen kazıttıkları esirleri birbirlerinden ayırt edilebilmek için hepsine farklı bir numara vermişti.

Kimlik bilgisi yerine geçen bu numaralar, esirlerin kollarına silinmez bir boya ile yazılıyordu.

Kaderin cilvesine bakın ki şimdi de Gazze halkı, şehit düşerlerse kimlikleri tespit edilebilsin  diye  isimlerini   kollarına yazıyor.

Yine masum insanların kollarına yazılmış yazılar…

Birinde sıra sıra Latince rakamlar, diğerinde yan yana Arapça harfler…

Her iki trajedinin de ortak noktasında Yahudiler…

Birinde mazlum rolünde eziyet çeken ötekinde zalim rolünde eziyet eden…

WhatsApp Image 2023-10-29 at 11.45.40 (2)

İnsan Olmak Yeterli...

Gazze’de yaşanan katliam, sadece Arapları, Yahudileri ve  Müslümanları etkileyen bölgesel bir konu değildir.

Bu vahşet yüreğinde merhamet olan, vicdanı körelmemiş  herkesi yakından ilgilendiren insani bir meseledir.

Nitekim dünyanın dört bir yanında sokaklara dökülen milyonlarca insan din, dil, ırk, mezhep ayrı yapmadan İsrail katliamlarını protesto ediyor.

Bu protestolar insanlığımızdan utandığımız şu zor günlerde, karanlık  dünyamıza bir nebze de olsa  ümit veriyor.

Gazze katliamına sessiz kalmak, tepki göstermemek hata ve hatta beni ilgilendirmiyor demek ne ahlaka ne vicdana ne de dine sığacak bir tutumdur.