WhatsApp'ta, bir dostumuzun paylaşımlarından derlediğimiz, birçoğuna katıldığım, katılmadıklarımı da üzerinde düşünmeye değer bulduğum, bilinen ezberlere tamamen aykırı tespitler:

*AKIL, KAŞIKÇI ELMASI GİBİDİR.

Akıl, kullanan için Dünya ve ahiretini kurtaracak en büyük ve tek servettir.

Kullanamayan içinse Dünya'nın bilinen en büyük elmaslarından biri olan Kaşıkçı elmasını birkaç kaşık karşılığında çerçiciyle değişen kocakarının ki gibi cehalettir.

Bu toplum da aklı hiç kullanmadıkları için yerini bile bilmezler. Kalıtsal zekâyı akıl zannettiklerinden aklın başta olduğunu iddia ederler. Akıllı zannedildikleri için, rab edinilen âlimler de; “Bu din akıl dini değil, nakil dinidir” deyip, akledenleri akıllarını ilah edinmekle suçlayınca, onların ağzına bakan cehalet bataklığı zavallıları, akletmekten ürkerek, naklin kaynağı âlimlerini rab edinmeye devam ederler. Oysa onların, kendi saltanatlarının ve dinsel otoritelerinin devam etmesinin tek yolunun akletmeyi engellemek olduğunu bilerek akletme yolunu bu şekilde kapattıklarını akletselerdi, aklın kendisinin bile ilah edinilmesine izin vermeyeceğini anlarlardı.

*Bir gün Albert Einstein tahtaya şöyle yazdı: 9x1 = 9, 9 x2 = 18, 9 x 3 = 27, 9 x 4 = 36, 9 x 5 = 45, 9 x 6 = 54, 9 x 7 = 63, 9 x 8 = 72, 9 x 9 = 81, 9x10 = 91.

Aniden salonda kaos başladı. Çünkü Einstein bir hata yaptı. Doğru cevap 9 × 10 = 90. Ve tüm öğrencileri onunla dalga geçiyordu.

A. Einstein herkesin susmasını bekledi ve dedi ki: ′′ Dokuz soruyu doğru analiz etsem de kimse beni tebrik etmedi. Ama tek bir soruyu kaçırdığımda herkes gülmeye başladı. Bu demek oluyor ki, bir insan çok başarılı olsa bile toplum onun en küçük hatasını fark edecektir. Ve buna bayılacaklar. Bu nedenle eleştirmenin hayallerinizi yıkmasına izin vermeyin. Asla yanılmayan tek kişi hiçbir şey yapmayan kişidir.

*Ecel takdir edilendir. O gelmişse Firavunları koruma orduları koruyamaz.

Bakın Osmanlı padişahlarına kaç tanesi 60’ı görmüş. Yüzlerce seriyeye katılmış Halit b. Velid de 90 yaşında yatağında ölmüş. Yusuf'un eğitimi için zindana atılması muradi ilahi olmasaydı onu zindana kim atabilirdi. Yunus'un devam eden görevi ve bitmemiş ömrü olmasaydı balığın onu hazmetmesine kim engel olabilirdi. İbrahim Kâbe'yi inşa edecek olmasaydı ateşin onu yakmasına kim engel olabilirdi.

Kısacası ey tâgutlar! Takdir edilmemişse, ne bizi atacak bir zindanınız var, ne bizi asacak darağacınız. Sakın elinizi korkak alıştırmayın, elinizden geleni ardınıza koymayın. Siyonist abilerinizi de yardıma çağırın. Biz yalnızca Allah'a güvenip dayandık.

*BORÇLANMAK: Borç, günümüzde hiç kimseyi korkutmayan bir şey haline dönüştü. Zira çağdaş piyasa ekonomisi borç esası üzerine kuruludur.

Dünya müstekbirlerinin ayakta kalabilmesi, sömürüye devam edebilmesi borçlanmaya bağlıdır.

Gelişmişlik borçlanmayla eşdeğer. Sanki, devletler borçla ayakta duruyorlar.

Kıredi notunun yüksek olması bir devletin övünç kaynağıdır. Halkın şeriatçı bildiği, şeriat getirecek diye oy verdiği bir başbakan “faiz çağın gerçeğidir” diyerek durumu özetlemiş, bir başkası “..şu kadar esnafımıza ..şu kadar kredi verdik, helali hoş olsun” diyecek, haramı helal yapacak kadar çıtayı yükseltmiştir.

Oysa borç çok kötü bir şey, faizse “Allah'a ve peygambere savaş açmak” gibidir ama artık o kadar sıradanlaşmış, o kadar hayatın bir parçası olmuş ki, iş “faiz çağın gerçeğidir” e gelmiştir.

Kişi alacaklısının esiridir. Anadolu da “alacaklı borçlunun kocasıdır” derler,

Ama durumu kurtarmak, meşrulaştırmak ve teselli bulmak için de “borç yiğidin kamçısıdır” derler.

Oysa kamçı yiğidin razı olacağı bir şey değil, kölelerin maruz kaldığı bir şeydir.

Yiğitlik kölelikse bu söz doğrudur.

Borçlanmak dünyevileşmenin anahtarıdır. Zaruret dışında borçlananlar, borçlu yaşamaya alışır ve o zillet onun yaşam biçimi olur. Nefsi arzularına ulaşmak için borçlanmada bir sakınca görme. bu da ikinci bir kölelik getirir.

Borçla artan refah özgürlüğü iptal eder. Köleliği, bağımlılığı ve sömürüyü arttırıp kalıcı kılar.

Borçla kalkınma, değil kölelik artar.

Çarıklı özgürlük kravatlı kölelikten evladır.

*MÜSLÜMANIN CİHADI: Yahudi'nin fabrikasında çalışıp; ürettiği Yahudi malı ayakkabı, Yahudi malı pantolon, Yahudi malı gömlek, Yahudi malı ceket, Yahudi malı iç çamaşırı giyip, Yahudi malı içeceklerle iftarını açıp Yahudi malı cep telefonuyla Yahudi sosyal medyasından cihat çağrısı yapar. Yahudi'nin böldüğü bir partiye, tarikata, mezhebe, cemaate, derneğe, vakfa üye olur. Onun oluşturduğu bir akide, din, ideolojiye göre yaşar. Ondan aldığı cephane ve silahlarla kendisi gibi kendine “Müslüman” diyenlerle savaşır. Yahudi malı arabasına binip Yahudi'den aldığı yakıtla Yahudi'nin izin verdiği miting meydanlarında onun izin verdiği sloganlar atarak onu kınayıp süper bir cihad yapar.

* Şu kadınların hepsinin vejetaryen olmaları ne iyi olurdu. Başımızın etini yemezlerdi.

*Kendi olmak yürekliliğini gösteremeyenler kınanmaktan korkarak başkalarını taklit etmek zorunda kalırlar.

*Bırakın onları desteklemeyi, Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenleri İslam’a nispet etmek bile tek başına helak sebebidir.

*Ben onuncu köyü bulmuşum, gerisin, söylediklerimden rahatsız olan dokuz köy düşünsün.