*"Zulüm yapmaktan sakının. Çünkü zulüm kıyamet gününde zâlime zifirî karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakının. Zira cimrilik sizden önce yaşayan insanları, birbirini boğazlamaya ve dokunulmaz haklarını çiğnemeye götürmek suretiyle perişan etmiştir. Hadis (Müslim) 

                       *Allah katında, cömert cahil, cimri âlimden daha kıymetlidir. Hadis [Deylemi] 

                       *Cimrilikle iman, bir kulun kalbinde asla birlikte bulunamaz. Hadis [Nesai] 

                       *Mal ve makam sevgisinin, müminin dinine vereceği zarar, iki aç kurdun, koyun sürüsüne vereceği zarardan daha fazladır. Hadis [Bezzar] 

                       *Zenginlik; mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir. Hadis [Buhari] 

                   *Mal ve mevki sevgisi, suyun sebzeyi yeşertmesi gibi, kalp de nifakı yeşertir. [İ. Gazali] 

                   *İnsanoğlunun iki dere dolusu altını olsa, üçüncüsünü isterdi. Onun gözünü ancak bir avuç toprak doyurur. Hadis [Buhari] 

                       *Tevhidi kavrayan herkes uydurma hadisleri anlar.  

                         Bir söz; vicdana, akla, fıtrata, adalete ve tevhide uygunsa; eşya, hayvan, doğa ve insana zararı yoksa sözün kime ait olduğunun ne önemi var, belli ki rahmani bir söz başımızla beraberdir. 

                         Bir söz vicdana, akla, fıtrata, adalete ve tevhide aykırı; eşya, hayvan, doğa ve insana zararlıysa velev ki bütün muhaddislere göre sahih olsun belli ki şeytani bir söz, biz onu duvara çalarız.  

                     * KUR’AN’I NE OLARAK KULLANIYORUZ: Kur’an’ı; şirklerine, küfürlerine, yalanlarına, içki, kumar, fuhuş, faiz ve ahlaklarına şifa yapamayanlar, onda bedensel hastalıklarına şifa ararlar.  

                         Kur’an’la dirilemeyenler, onu ölülerine okuyarak ölüleri diriltmeye çalışırlar.  

                         Kanunlarını ona uygun yapamayanlar ona muhalif kanunlar yaparken onu tilavetle okurlar.  

                         Onu hidayet rehberi edinemeyenler, onu dalalet rehberi edinirler.  

                         Onunla birleşemeyenler, onunla ayrılığa düşerler.  

                     * BABALARIN GÜNÜ MÜ OLUR? Bir arkadaşım saf saf hanımına: "Biliyor musun bu gün babalar günü" demiş ve gününü görmüş.  

                         Hanımı: "Aa öyle mi? Bizi nereye götüreceksin?"  

                     *Bu gün babalar günüymüş. Analara yılda bir gün zulüm olur ama babalar yılda bir güne de razı olur. 

                     *ATEİSTLER Mİ DAHA SAMİMİ MÜSLÜMANLAR MI? Ateistlerin; Allah'a, ahirete, öldükten sonra dirilmeye, hesaba, cennete ve cehenneme inanmadıkları için onlar yokmuş gibi yaşamalarına aklım eriyor. 

                         Kendi içinde samimi buluyorum da, bütün bunların varlığına iman ettiğini söyleyip, kendini İslam’a nispet edenlerin, aynı ateistler gibi bunlar yokmuş gibi yaşamalarını, hem samimi bulmuyorum, hem de aklım ermiyor. 

                     *DUYGUSAL ÖN KABULLER ZULMÜ, ŞİRKİ VE KÜFRÜ MEŞRU GÖSTERİR.  

                         Zulümle hükmeden bir iktidarı destekleyenler de zalimdir.  

                         Küfürle hükmeden bir iktidarı destekleyenler de kâfirdir.  

                         Şerre delalet eden şerri yapan gibi, küfre delalet eden küfrü icra eden gibidir.  

                         Zulmün %99 u adil olsa o yine zulüm, şerrin %99 u hayır olsa o yine şer, küfrün %99 u iman olsa o yine küfürdür.  

                        Tıpkı yüz litrelik temiz bir suya bir litre necaset karışsa karışımın tamamının necaset olması gibi. 

                    *Sorgulanmadan edinilen DİN ve İMAN, İslam değil, akılsızca girilen taklidi bir TAASSSUPTUR. Zira akıl, sadece sorgularken devrededir. 

                    *Herkesin zannı galibi, kendi hakikatidir. Yanlış olan, kendi zannı galibini savunması değil, başkalarına dayatmasıdır. 

                    *Tağut: Kendi yanından Allah’ın hükümlerine muhalif ( eşya, hayvan, tabiat ve insana zararlı ) hükümler koyup, insanları o hükümlere uymaya çağıran herkestir. 

                     Bunun, Allah’ın hükümlerini beğenmemek gibi bir istisnası yoktur. 

                     Zaten Allah’ın hükümlerine uymak yerine, onlara muhalif hükümler koymak, Allah’ın hükümlerini beğenmemektir. 

                    *Şeytan bir yöreyi kan gölüne çevireceği zaman, önce kalplerden aklı, merhameti ve vicdanı alır. 

                     İnsanlar aynı Dinde fırkalara bölünür, tevhidi söylemler, daha güzel bir dünya ve ebedi Cennet vaadi dilinde ama elinde kalaşinkof kardeşine saldırır. 

                      Bombalar demokrasi ve şeriat etiketli yağar, kardeş kardeşe “Allahu ekber” diye diye kurşun sıkar. 

                     *Mutsuz olmak, ama her şeyi bilmek; mutlu olup da aptalca yaşamaktan iyidir." Dostoyevski 

                   *Millet ve memleket söz konusu olduğunda, parti ve particilik sözkonusu olmaz, olamaz. En uçlardaki partiler bile bu uğurda gözünü kırpmadan bir araya gelir, gelmeli.