Bu konuyu, gerek bu köşede ve başka köşelerimizde, gerek sosyal basında ve gerekse birçok zaman ve zeminde defalarca yazdım, dile getirdim.

Önemine ve hala bu konuda titiz davranmayanları üzülerek görmeme binaen tekrar yazma ihtiyacı duydum!

Milletimizin ortak paydası, çimentosu ve bir milleti millet yapan, diğerlerinden ayırt eden en önemli unsurlardan biri olan Dinimiz için taşıdığımız hassasiyet ve derdimiz, her şeyin üstünde olması, dinimize bir zarar verilmemesi, her türlü kötülükten uzak tutulması ve sakınılması, gözümüz gibi korunması gerektiğine sarsılmaz imanla, tereddütsüz tüm inananların arzusu, hassasiyeti ve vazifesi olduğu düşünce ve inancındayız.

Bu gerçeklikten hareketle;

Dini sorumluluk taşıyanların, hususen Din görevlilerinin, partiler ve bilumum kıliklerin üstünde olmaları, hayati öneme haiz, vazgeçilmez ve kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Zira, Din/İSLAM, gök kubbe kadar geniş bir şemsiyedir.

Yaradan’ın RAHMAN ve RAHİM isim sıfatıyla, sadece Müslümanları değil, bütün insanlığı, sekiz milyarı kuşatır ve kapsar. Hepsi Din/İslam şemsiyesi altındadır.

Dolayısıyla ve hacimce küçücük parti, tarikat, cemaat ve benzeri hiçbir kıliğin şemsiyesi altına sığmaz, sığdırılamaz!

Sığdırmaya kalkanlar, DİN İslam’a en büyük kötülüğü yapar, en büyük zararı verir!

Maalesef AZ DA OLSA bazı İmam Hatip, Müezzin, Vaaz ve Müftülerimiz, hatta İlahiyat hocalarımız ve kanaat önderlerimiz de buna dahildir, bu konuda hassas davranmamakta, siyasetçilerimizin, siyasi erkin, parti başkanı, vekil ve belediye başkanlarının yanından ayrılmamakta, arkasında dolaşmakta, sürekli yanlarında görünmekte, parti müridi ve elemanı gibi davranabilmekte, bunu menfaat devşirme, gücün nimetlerinden yararlanma için ya da siyasi ve ideolojik idealler için yapmaktadırlar.

Oysa, hususen Diyanet camiamız, en tepeden en alta kadar partiler, tarikat ve cemaatler üstü olmalı, hiçbir kıliğin yanında DURMAMALI, görülmemeli, BİLAİSTİSNA TARAFSIZ olmalıdırlar.

Partisi, tarikatı, cemaati, asabiyeti, sülalesi, İli, ilçesi, bölgesi, köyü ya da mahallesi ne olursa olsun, tümünü kucaklamalı, tümüne bakan bir konumda durmalıdırlar.

İstem dışı ve zaruret kadar siyaset ve diğer kıliklerle yan yana görünmeli,

İlle de siyasetçi ve diğer kıliklere yakın olmak durumunda kalıyorlarsa,

Hepsine eşit seviye, mesafe ve miktarda yakın olmalı, birini diğerlerine tercih etmemelidirler.

Hususen küçük yerleşim birimlerinde, herkesin birbirini tanıdığı ortamlarda bu yakınlık daha çok görünmekte, göze batmakta ve rahatsızlık yaratmakta,

Dini, bir partinin, cemaat ya da tarikatın içine sokmakta, partinin ya da o kıliğin dini haline getirmektedirler.

Hatta Din görevlileri, İslami yaşantıdan kısmen veya tamamen uzak kalmış kesimlerle, ateist ve deist insanlarla daha çok diyalog halinde olmalı, onların sorularına cevap verebilmeli, onlara İslam’ın sıcaklığını ve kuşatıcılığını hissettirmeli, İNSAN KARDEŞLİĞİ esasından hareketle, hepsini bağrına basmalıdır.

Hiç şüphesiz giyim kuşamından başlayarak, hayatının her alanında örnek olmalı, toplumun ortalaması gibi yemeli, içmeli, giyinmeli, yaşamalı, adalet, ahlak, yardımseverlik ve diğergamlıkta herkese örnek olmalıdırlar.

Tekrar tekrar uyarıyor, yalvarıp yakarıyor ve bir daha tekraren diyoruz ki;

“Yapmayınız, etmeyiniz!

İmam Hatiplerimiz, Vaaz ve Müezzinlerimiz,

Müftülerimiz,

Bilumum Diyanet vazifelilerimiz,

Diyanet dışında İlahiyat hocalarımız,

Tarikat, Cemaat ve Kanaat önderlerimiz,

Siyasetçilerle, zaruret dışında hemhal olmayınız!

Dini, bir partinin, bir tarikat, cemaat veya herhangi bir kıliğin gölgesinde bırakmayınız!

Hepsine eşit seviye ve miktarda yakın olunuz!

Kendi parti, tarikat, cemaat veya kıliğinizi, kendi içinizde saklayınız, GÖRÜNÜR KILMAYINIZ!

GÖK KUBBE KADAR GENİŞ İSLAM’I, KÜÇÜCÜK PARTİ, TARİKAT VE CEMAAT YAPILANMALARININ İÇİNE SOKMAYA, SIĞDIRMAYA ÇALIŞMAYINIZ!

Sığmaz. Sığdırmaya çalışırsanız, dar bir delikten geniş bir cismi soktuğunuzda sığmadığı, sığmayacağı, sokmaya ve sığdırmaya çalışırsanız, HASAR GÖRECEĞİ GİBİ, İSLAM’A DA HASAR VERİR,

Bir partinin, tarikat ya da cemaatin dini haline getirirsiniz!”

Bu nedenle, yer yer olduğu gibi, az da olsa bazı insanlar camiye gitmemekte, namazını evinde ya da işyerinde kılmakta, bir kısmı da bu durumu görerek İslam’dan soğumaktadır.

Aman aman aman dikkat!!!