Resulüllah (aleyhissalatü vesselam)buyurdular ki: ‘’Her bir dinin kendine has bir ahlakı vardır. İslamın ahlakı hayadı
Ayça Hanım ile Zeynep Hanım iki iyi komşuydu. Sık sık birlikte vakit geçirmeyi severlerdi. Ayça Hanım’ın çift yumurta ikizi olan bir oğlu ile bir kızı vardı.
Ayça Hocuklarını büyütürken başkalarının yanında altlarını açıp bezlerini rahatlıkla değiştiriyordu. Çocuklar üzerinin değiştirileceğini anladığında veya tuvaletini bezine yapacağını hissettiğinde kapının arkasına saklanırlardı. Daha çok küçük olmalarına rağmen utanma hissiyatına sahiplerdi. Ayça Hanım çocuklarının utanma hissiyatını hiçe sayarak zorla yanına çağırır ve herkesin görebileceği şekilde giydirirdi.
Komşusu Zeynep Hanım onu sık sık uyarırdı.
_Ayça’cığım, çocukların altını babalarının yanında dahi açmamalısın. Utanma duygusunu alacaksın çocukların.
_Aman canııım! Onlar daha çok küçük, ne anlar ki teyzesi. Zamanı gelince öğrenirler nasılsa!
_Ben olsam ne altını değiştirmeyi ne de kıyafetini değiştirmeyi hiç kimsenin yanında yapmazdım!..
_Senin de bir çocuğun olsun da o zaman görürüz…
Ayça ve Zeynep farklı şehirlere taşındıkları için uzun süre görüşemediler. Bu arada Zeynep’in üç sene ara ile iki kızı oldu. Zeynep, hamilelikleri boyunca büyüyen karnının başkaları tarafından farkedilmemesi için geniş kıyafetler tercih etti. Aynen dediği gibi evlatlarını hiç kimsenin yanında giydirmedi. Hiç kimsenin yanında altını açmadı.
Ayça ve Zeynep yıllar sonra bir düğünde karşılaştılar. Karşısında duran Zeynep’in yanında iki harika genç kız duruyordu. Ayça ne düşüneceğini bilemedi. Gözlerine inanamıyordu. Yıllar önce Zeynep’in kızlarının olduğunu duymuştu. Tesettürleri ve bakışlarından ne kadar ahlaklı oldukları ilk bakışta farkedilen kızları görünce ne diyeceğini bilemedi. Bir an düşüncelere daldı. Bu kadar naif, bu kadar saygılı, hatırnaz ve haya sahibi kızlar, bu devirde nasıl olabilir? Ne yaptı da… Diye mırıldandı.
Birde benim haddini bilmez, büyük küçük dinlemez, utanma, nedir bilmeyen, insan içinde beni mahcup eden çocuklarımı düşününce… İnanamıyorum!..
Ayça düşüncelere öylesine dalmıştı ki, sanki kafasından aşağı buz gibi su dökülmüşçesine irkildi. Yaptığı hatalar gözünün önüne geldi. Komşusunun uyarılarını hiç önemsemediği günleri hatırladı. Çok üzüldü. Küçücük görünen detayların nelere mal olabileceğini bilememişti. Keşke… Diyerek iç geçirdi.
Çocuğunuzun UTANMA duygusundan yoksun olmasını istiyorsanız, çocuğunuzun altını değiştirme ve giyindirme işlemlerini başkalarının görebileceği ortalık yerde yapın.