Bayram arefesi ıhlamurlarına el konulan yaşlı amca ile ilgili bir yazı yazacağımı söylemiştim.
Araya Hüseyin Ağabeyin vefatı girdi, yazamadım.
Söz vermek göz vermeye benzemez! Biz sözümüzde duralım.
Belediye ıhlamurların altında kaldı diye yazacaktım.
Bütün Türkiye'ye Suriyeli mültecilere tecavüz ve cinayet manşetleriyle haber olduktan kısa süre sonra bu sefer bayram arefesinde ıhlamur satan yaşlı bir adamı ağlatarak Sakarya'yı meşhur etti belediye.
Efendim yaşlı amca çok zenginmiş falanmış fiştekmiş. Bunlar bizi ilgilendirmez.
Zeki Başkanı seviyoruz diye belediyenin halkla ilişkisindeki sakatlığı, kendini beğenmişliği hoş görmek zorunda mıyız?
RATED Başkanı Zafer Büyü, beklediği otobüs gelmeyince ilgili birimlere ve Zeki Toçoğlu'na ulaşmaya çalışmış, başaramamış.
Sosyal medyada bunu paylaştı. Facebook'taki paylaşımına yorum ekledim:
"Ihlamurlar altında. Ihlamur ıhlamur. SBB ıhlamur altında kalmış. Korkunç bir kibirle halkla ilişki kuruluyor. Büyük lütuf aramaları sormaları. Daima haklılar ve daima meşguller. Çok işleri var. Kimse sormuyor nasılsa, kardeş bu kadar çalışıyorsunuz da bu kadar aksaklık nasıl oluyor, diye. Ver bisikleti medyaya çevirsinler pedalı sen bin mersoya bas gaza. Belediyenin basınla ilişkisi bu minvalde."
Sert mi?
"Twitter'dan Zeki Toçoğlu'na ulaşmak demek CIA başkanının cep telefonundan Trump'a bağlanmaya çalışmak demek. Başkan kendi hiç twit atmış mı hayatında da senin twitine bakacak? Bisiklet iyi bisiklet. Bas pedala."
Haksızlık mı bunu yazmak?
"Ne? Vatandaş mı? Sen şimdi bize vatandaşı mı savunuyorsun? Vatandaş bizi biliyor kardeşim tamam mı? Sen işine bak komünistlik yapma. Vatandaşmış. Biz vatandaşı Halk Partisinin elinden kurtardık be sen ne diyosun? Tayyip Erdoğan olmasın değil belediye başkanı okul aile birliği başkanı seçilemezler. Nokta."
Evet aynen böyle yazdım.
Uzunçarşı.
Gar.
Hasarlı binalar.
Cevap yok!
2019 seçimlerinden önce belediye seçimleri var.
Hem AK Parti'nin hem de Erdoğan'ın rakibi ne CHP ne de Meral Hanımın adı belli olmayan partisi.
Erdoğan, kötü yönetilen belediyelerini aşmaya çalışacak.
Derdimizin ne olduğunu anlamakta zorlanan arkadaşlarımıza not: Kaybedersek biz kaybedeceğiz, siz değil!
(Yazımın haklı mı haksız mı olduğuna karar vermenin en kısa yolu da şu: Basit bir soru sorun kendi kendinize. Belediye bu yazıya ne cevap verecek? Cehalet dediğim de, kibir dediğim de bu işte. Kendileri kaybedecek sanıyorlar. Dünyanın mekezinde kendileri var. Şehir emanet değil. Onların malı. Biz de reayayız, tebayız.)