* AMERİKAN YÖNETİMLERİNİN İNSAN HAKLARI VE ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI!

                  Basından sık sık duyarız.  Amerika İnsan Hakları ile ilgili ara ara raporlar yayınlar ve sömüremediği, tam egemen olamadığı, bu nedenle düşman gördüğü ya da baskı altına alıp, sopa gösterip sıkıştırmaya çalıştığı bir kısım ülkelerde insan hakları ihlallerinin olduğunu, özgürlüklerin kısıtlandığını ve demokrasinin olmadığını söyler, dünya kamuoyuna ilan eder.

                  Yarın bir gün, sömüremediği, kendisine veya ziyonistlere engel gördüğü ülkelere müdahale ve işgale meşruiyet kazandırmak, dünya kamuoyunda haklılık kazanmak için bunları hazırlık, altyapı olarak kullanır.

                 En yakın ve somut örnek; IRAK İŞGALİ VE BU ÜLKEYE ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ GETİRME kılıfı ile yaptığı işgal, katliam ve soykırımdır.

                 Ama ABD’nin; tam bir monarşi/kırallık olan, Suud, BAE, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Mısır ve daha birçok monarşik ya da oligarşik yönetimler ile sorun yaşadığını,

                 Bu ülkelerde "özgürlük yok, insan hak ve hürriyetleri, demokrasi yok" deyip, hedef tahtasına oturttuğunu duyduk mu? Dahası Mısır’daki seçilmiş M. Mursi iktidarına Sisi’nin yaptığı vahşi ve kanlı darbeye bir şey dediğini duyduk mu? Tam aksine desteklediğini biliyoruz.

                 Şah Pehlevi tam bir kıral idi ve ABD’nin bölgemizde en büyük müttefiki değil miydi?

                  Neden sözkonusu kırallıklar ile hiç sorun yaşamıyor, bu ülkeleri demokrasi ve hürriyetler konusunda tenkit etmiyor da, İran ve Suriye'yi tenkit ediyor, hasım görüyor?

                  Neden bu kırallıkları tehlike görmedi de, Saddam ve Kaddafi'yi tehlike gördü, işgal etti, katletti?

                  Neden, ABD'de yaşadığı ve The Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yaptığı halde, CEMAL KAŞIKÇI’nın Suud konsolosluğunda katledilmesine, ilk başta biraz sopa gösterip, sonra sustu ve göz yumdu?

                 Bu bize açık ve net olarak, ABD yönetimlerinin çıkarları karşılandığı, dedikleri yapıldığı ve onlarla uyumlu yüründüğünde, en zalim monarşilerle bile sorunu olmadığını,

                 DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI VE ÖZGÜRLÜKLERİN OLMAMASI , ONLAR İÇİN HİÇBİR ÖNEM TAŞIMADIĞINI GÖSTERMİYOR MU?

                 En bariz örneği, KIRAL ŞAH PEHLEVİ DÖNEMİNDE İRAN'I CİCİ MÜTTEFİK,

İSLAM INKILABINDAN SONRA İSE ÇOK TEHLİKELİ VE KAKA GÖRMESİ DEĞİLMİDİR?

                  Böyle bir yönetim demokrat, özgürlükçü ve insan haklarından söz edebilir mi?

                  Böyle bir devlet sıtıratejik ortak ve müttefik olabilir mi?

            * ZELENSKİ BÜYÜK ŞEYTANA GÜVENDİ, KÜÇÜK ŞEYTANA GÜVENMİYOR!!!

              Basından alıntı yaptığımız bir haber de şu;

             “Zelenski, BM'deki konuşmasında Rusya'yı ‘şeytan’ olarak nitelendirdi, ‘Şeytan'a güvenilmez’ dedi.”

               Zelenski doğru dedi ama esas şeytanı güvenilir buldu, gözden kaçırdı ve ona yaslandı.

                   Evet Rusya yönetimi şeytan ama ‘KÜÇÜK ŞEYTAN.’

                   ‘ BÜYÜK ŞEYTAN’ ise Amerika yönetimleri.

                   Bu nasıl devlet adamı ki, küçük şeytanı görüyor da, büyük şeytanı görmüyor?

                   Küçük şeytanı güvenilir bulmuyor ama küresel büyük şeytanı güvenilir buluyor!

                   Eyyy Zelenski! Güvendiğin BÜYÜK ŞEYTAN ABD, senin için seni desteklemiyor.

                   Gözüne kaşına aşık olduğu için sana para ve silah vermiyor.

                   Küresel hakimiyeti, tasarladığı TEK KUTUPLU DÜNYA DEVLETİNİ kurmak için seni destekliyor, seni kullanıyor.

                   Seni Rusya’nın önüne attı ve senin kanın üzerinden Rusya ile hesaplaşıyor.

                   Keşke her ikisine de güvenmeseydin! ABD çıkarları için ülkeni tarumar etmeseydin!

                   İki canavarın ağına düşmekten başka yol arasaydın! Üzülüyoruz, ölenler insan!

                   *REİSİ HAHAMLARLA KUCAKLAŞMIŞ!

                    Basından alıntı yaptığımız bir diğer haber de şu:

                "İran Cumhurbaşkanı Reisi New York'ta Yahudi Hahamlar ile kucaklaştı "

                    Başlık düşündürücü değil mi?

                    Başlığa bakıp, altını okumazsan, akla hemen şu soru geliyor:

                    “Hani siz Ziyonist İzrael’e karşıydınız?”

                    Başlığa, manşete bakıp ta ardından şu yargılamayı yapmazmıyız?.

                   “ Adamlara bak! Ziyonist İzrael karşıtı görünüyor ama el altından onlarla kucaklaşıyor. Demek doğru imiş bunların Yahudi dostu olduğu!”

                    Aynı ceride de HABERİN ESASI VE İÇERİĞİ İSE ŞU: “İran medyasının haberine göre, SİYONİST KARŞITI Neturei Karta haredi grubunun üyeleri, BM Genel Kurulu oturum aralarında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile buluştu.

                     Reisi, "Burada Siyonist karşıtı Yahudilerin olduğunu duydum ve bu harika bir şey" dedi ve şöyle devam etti:

                     "Yahudi inancıyla, Tevrat'la hiçbir sorunumuzun olmadığını, İran'da Yahudilerin din özgürlüğüne sahip olduğunu her zaman vurguluyoruz. BİZİM TEK SORUNUMUZ SİYONİSTLERDİR." ifadelerini kullanan Reisi, Yahudilerden, Hıristiyanlardan veya Müslümanlardan gelmesine bakmaksızın "baskıya" karşı olduğunu vurguladı.

                       Görüldüğü gibi işin esası öyle değil. Tam aksine, Ziyonizme karşı olan Yahudi hahamlarla kucaklaşmış.

                        Malum, hem ziyonist İzrail’de hem de ABD yaşayan  az da olsa ziyonizme şiddetle karşı duran yahudiler var. Bizimde onlarla zerre sorunumuz yok ve onlar insanlık kardeşimiz.

                         İşin ilginç tarafı bu yanlış, yalan ve maksatlı manşetleri atan gazete, sözde  İslami hassasiyet taşıyan cenahta duruyor, oradan besleniyor!