Sosyal medyada, bir fırının önüne gidip ekmeklere bakan ancak cesaret edip içeri giremeyen yaşlı bir kadını görüp, davet eden fırıncının yaşadıklarını okuyunca, böyle zamanlarda iktisat hocam Prof. Dr. İsmail Özaslan’ın çarpıcı tespiti ve sözleri gelir aklıma…
Benzer şekilde ve benzer rakamlarla ülke genelinde çöpe giden ekmeğin tasarruf edilmesi halinde, ülke olarak neler kazanabileceğimizi ve neler kaybettiğimizi düşünmek zorundayız…
Yılda yaklaşık 1,5 milyar dolar tutarında ekmeğin çöpe gidiyor oluşu, hayli dikkat çekici…
Böyle bir israfın önlenebilmesi halinde kaç okul, kaç hastane ve topluma yararlı kaç tesis yapılabileceği de gösteriyor ki bu konuda tasarrufa büyük ihtiyaç var…
Ekmek gibi bir büyük nimetin önemli kısmı hala çöpe gidiyor…
Ve bu israf bir türlü durdurulamıyor…
Bu konuda hem fırın sahiplerine hem de vatandaşlara düşen görevler vardır…
Üretim, ekmeğin israfını önleyecek boyutlarda ve fiyatta olmalı önce…
Sonra halk, yiyebileceği yani tüketebileceği sayıda ekmek almalı ki sorun bir ölçü de olsa giderilebilsin…
Öte yandan bir ekmeğe muhtaç fakir fukara, garip gurabanın rahatlıkla alabileceği bayat-taze askıda ekmek projesinin yeniden başlatılması gerekiyor…
“Bu fırında askıda ekmek uygulaması yapılıyor” levhası asılan her fırın her açıdan kazanacağını bilerek böyle bir uygulama başlatsa, bu büyük dayanışma ve yardımlaşma durgun suya atılan taşın çıkardığı dalgalar gibi başlayıp bütün yurda yayılacaktır sanırım...
Bilmem, böyle konulara karşı hassas bir yürek taşıdığına inandığım Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı ne düşünür!
Ben şimdiden bu işi benimseyecek fırıncı esnafına Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçekleri” göndereyim istedim…