Geçen hafta sonu kimi ararsan bu şehirde iktidar cephesinden, tutmuş başkentin yolunu…
Herkes Ankara’ya akmış bir çağlayan nehir misali…
TV’lerden izlerken gelişmeleri, inandım ki bir kez daha, başkent buluşması müthişti…
16 Nisan’da yapılacak referandumun yönünü de, rengini de erkenden ortaya koyan renkli bir tabloydu…
O ne coşku, o ne müthiş heyecan…
Sanırsınız ikinci bir Yenikapı ruhu taşınmış Ankara’ya…
Koca salonu dolduran on binlerce kişi yetmiyormuş gibi bir o kadar, hatta daha da fazla kalabalık sanki bir miting alanını doldururcasına dinliyordu kendilerine hitap eden Başbakan Binali Yıldırım’ı salonun dışında…
Bu nedenle dışı bir âlem, içiyse ayrı bir heyecan kaynağıydı toplantının…
Referandum için sahaya iniş gününde işte öyle renkli bir manzara hâkimdi başkente…
Hal böyle olunca bu kararlı ve coşkulu topluluğun ülkeye verdiği mesaj da net bir şekilde çıktı ortaya…
Rejim cumhuriyet…
Bu konuda farklı bir düşünce yok…
Sistem değişikliği talebi, rejimi ayakta tutacak temel özelliklerle yeni bir başlangıcı müjdeler gibiydi…
Nitekim Başbakan Yıldırım’ın sözleri meydanı ve salonu dolduran halkın yanında, programı ülkenin dört bir yanında yayın kuruluşlarından izleyen halkın da tereddütlerini giderecek özellikler taşıyordu…
Darbeler, ayaklanmalar, muhtıralar, parti kapatma dönemleri, vesayet sistemi gibi halkın inisiyatifini zaman zaman gölgede bırakan hukuk dışı eylemlerin çanına ot tıkayacak bir yeni dönem için çıkılmış yoldan geri dönüş olmadığını gösterir bir kararlılık hâkimdi AK Parti’nin sahaya inişinde…
Ülkemiz, 10-15 yıllık süre içerisinde nereden nereye gelindiğini gösterir yatırım ve yapılaşmalarla dikkatini çekerken dünyanın, tarihinde olduğu gibi bugün de dış güçlerin değirmenine su taşıyan taşeron örgütler eliyle terbiye edilmek isteniyor, bir kez daha…
Bırakmıyorlar bir türlü kendi halimize; gelişelim, büyüyelim, güçlenelim…
Dayatılan dünya nizamına, hayat tarzına kafa tutup bu kostüm bize uymuyor denilince saldırıyorlar dört bir koldan, geliyorlar acımasızca üstümüze…
İşte onun mücadelesi yapılıyor bugün referandum süreci başlangıcında…
Ya direneceğiz tıpkı 15 yıllık süreçte olduğu gibi ya da kaybedeceğiz dün olduğu gibi…
Referandumu bu kriterlere göre değerlendirmek gerekiyor…
Bu açıdan ele alındığında ve de bir anlamda ülkenin geleceğinin, yani kaderinin belirleneceği halkoylamasının adıdır referandum…
Ankara’da yakılan sistem değişikliği meşalesi orada kalmayıp durgun suya atılan taşın çıkardığı hareler gibi ışık saçarak dalga dalga ülke sathına yayıldı…
Halkın desteğini alıp, yani sırtını vatandaşına dayayıp yola koyulanların zafere ulaşacağını göstermesi yönüyle başarılı bir başlangıç yaptı AK Parti, geçen hafta sonunda Ankara’da…
Bu hal piyasalarda Dolar’ın bir nebze de olsa düşüşüne yol açtı…
Evet, AK Parti indi sahaya başkentte…
Buna ilerleyen süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacak olmasıyla varın siz tahmin edin referandum sonucunu şimdiden…
Her şeye rağmen çıkacak sonuç, ne olursa olsun “yalnız ve güzel ülkemin” yararına olsun…
Gerisi önemli ve de verimli değildir…
Süreci iyi değerlendiren ve ne yapılmak istendiğini net bir şekilde ve de halkın anlayacağı dilden ifade eden parti göğüsleyecektir ipi hiç kuşkusuz…
Bu duygu ve düşüncelerle dileriz ki zafer; ülkesinin istikrar içinde, hür ve özgür bir anlayışla büyümesini isteyenlerin olsun…