Şeyh Ahmed Kuddûsî, (1769-1848) Niğde’nin Bor ilçesinde âlem-i dünyaya teşrif eden Allah dostlarından biri. Şiirlerini içeren Kuddûsî Divanı, (Akçağ Yay. Ankara 2013) manevî kurtuluş arayan, susayan gönüllere şifadır. Allah, himmetini âl’i eylesin.
Anadolu’yu mayalayan irfan geleneğimizin mümtaz temsilcilerinden, Türkmen velîlerindendir. Rumeli ve Anadolu’da seyahat ettikten sonra Şam ve Hicaz’a giderek on yedi sene Medine-i Münevvere, Uhud Dağı yakınlarında mücavir alanda uzlet hayatı yaşamıştır. Ardından tekrar evine dönerek kendi zaviyesinde halkı irşâd etmiştir. Seyr-u suluk yoluyla Allah’ı zikretmek isteyen kullara olan merhametinden dolayı divânında işaret ettiği ve izin verdiği “icâzetnâme” meşhurdur. Kabri, Bor ilçesi Ervâh Mezarlığı’ndadır. “Yâ Rasûlullah” (Kuddûsî Divanı Shf.348) başlıklı na’atı, Hazretin himem-i ruhaniyesine istimdad ederek, desturuyla sizlere arz etmek isterim.
Yüzünden halk-ı âlem pür ziyâdır yâ Rasûlullah
Siyah gözünle kaşın dil-rubâdır yâ Rasûlullah
Ruhın şevki ile gökte tarâb eyler kerrubiyyun
Halâ’ik ışkına heb mübtelâdır yâ Rasûlullah
Dehânın nefhası vasfın idebilmez melek insan
Ki medh iden seni bizzât Hudâdır yâ Rasûlullah
Mu’anber sünbülin şevkiyle yanar rûz u şeb gönlüm
Dişinle arş-ı a’zam rûşenâdır yâ Rasûlullah
Dudağın lezzetine âb-ı kevser selsebîl uymaz
Lisânın tercumân-ı reh-nümâdır yâ Rasûlullah
Vücûdın bâ’is-i halk-ı semâvât cümleye rahmet
Diyen ol Hâlik-i u semâdır yâ Rasûlullah
Dahî re’s-i hümâyûnın yukaru yedi kat gökden
Mübârek ayağın tahte’s-serâdır yâ Rasûlullah
Çün oldı cism-i pâkin mübtelâ bu kâinâta çün
Yine ol kâinâta müntehadır yâ Rasûlullah
Teşerrüf ideriz ism-i şerifin itmek ile yâd
Be-külli derdlere zikrin devâdır yâ Rasûlullah
Şefâ’at devletin Allah sana çün eyledi ihsân
Gıyâsın müznibâna mültecâdır yâ Rasûlullah
Gürûh-ı mücrimânız biz ki icrâm eyledik bî-had
Ümîdimiz kıyâmetde sanadır yâ Rasûlullah
Atamızdan bize erhâmsin ey lutf u kerem kânı
Mürüvvet merhamet sana sezadır yâ Rasûlullah
Zebânîler eliyle hem cahîmde bizi yandırma
Ki bizim zenbimiz bî-intihâdır yâ Rasûlullah
Bizim ancak işimiz dâ’imâ cürm ü hatâ iken
Sana düşen hemân afv u atâdır yâ Rasûlullah
Ne mümkindür bu Kuddûsî fakîr meddâhın olmak kim
Murâdı rûz-ı mahşerde likâdır yâ Rasûlullah