Son yüz yılın belki de en başarılı hükümetlerinden biri de rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile Tansu Çiller’in uzun uğraşlar sonucu kurduğu Refah-Yol hükümeti idi…
70 sent borç bulabilmek için çalmadık kapı, dolaşmadık ülke bırakmayan, bitik duruma gelmiş bir iktidar devralan dönemin başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Refah-Yol hükümeti, sıkıntılı ve zorlu bir süreç geçirmişti…
İşe önce IMF denilen soyguncu zihniyetten kurtulmakla başlayan, sonra devletin gelir ve giderini bir havuzda toplayan, yapılan ihalelerdeki yolsuzluklara ve soyulan devlet bankalarına dur diyen, bir an önce üç haneli enflasyon rakamlarını tek haneli sayılara indiren, ardından da işçi-memur maaşlarını dengeleyip çalışanına yüzde 60, askerine ise yüzde 80 zam veren, böyle ve benzeri uygulamalarla piyasaları, sosyal hayatı rahatlatan Refah-Yol hükümeti, kısa sürede halkın güvenini kazanan bir iktidar anlayışı ortaya koymuştu…
Prof. Dr. Erbakan’ın başlattığı, bugün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devam ettirdiği savunma sanayiine yönelik yatırımlarla ülkemiz, dünyanın gündemine oturmuş bulunuyor…
Bunun yanında ülke içinde hayallere sığmayan köprüler, yollar, havaalanları, tünellerle sosyal hayatı tetikleyen devasa yatırımlarla ülkemiz, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın açtığı yolda yürümeye devam ediyor…
O dönem darbeci Evren Paşa’nın, “Türkiye’yi içinde bulunduğu krizden kurtaracak tek bir lider var ama o da takunyalı” deyip, Refah-Yol hükümetini bir gecede “ayrancı, bozacı, şıracı” suçlamaları ve kol kola girdiği şer odaklarıyla alaşağı ettiği günler unutulmuş değil…
Bilinir ki her şerde bir hayır vardır…
İşte o günlerden kopup gelen bir lider olarak Erbakan hocanın talebesi Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda dünyanın gündemine oturan ve uzay yolculuğu hazırlığı yapan bir ülke haline getirdi Türkiye’yi…
Ünlü Batılı müsteşrik Bernard Show’un “tarihin kaydettiği en büyük medeniyet” dediği Osmanlı’nın torunları bugün ayağa kalkmış durumda…
Dün ecdada yapılan inanılmaz muhalefet anlayışı, bugün de aynı doğrultuda devam ediyor…
Hedef, AK Parti ve liderini alaşağı etmek…
Ama bilmedikleri ve bilmemekte ısrar ettikleri bir konu var ki o da halkımızın son darbe girişiminde canını ortaya koyarak devletine ve iktidarına sahip çıkma kararlılığıdır…
İşte muhalif olanların hesaplarının, bir daha cesaret edemeyecekleri şekilde bertaraf edilmesine yol açan soylu direniş, bu tür girişimlere adeta kapak oldu…
Bütün bunlara rağmen yapılan ve yapılması planlanan devasa her yatırıma yine aynı ağızla yaklaşıp dur demenin çanını çalıp duruyorlar…
Dün Kıbrıs’ta Erbakan’ı durduramayanlar, bugün koca yürek Recep Tayyip Erdoğan’ı ve onunla yakalanan dirilişi engelleyebileceklerini sanıyorlar, ne yazık ki…
Ama eski Türkiye yok artık…
Durun ve düşünün bir yol ve dahi gelin artık kendinize…
Dönün özünüze…
Bu ülke neler atlatıp, nerelerden geçip geldi bugünlere…
Sanmayın ki mızrak sığar çuvala…
Bilin ki hayat ancak dosdoğru yaşamaya yetecek kadardır…
Herkesin hesabını vereceği gün gelecek ve konacak nizam önümüze…
O asil bayrağı ve sancağı daha fazla yormayalım…
Bu duygularla istedim ki Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçekleri” gitsin ayırım yapmaksızın milleti adına gayret gösteren siyasetçi-bürokrat herkese ve her kesime, özellikle de halkımıza…